Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu bir Cem Yılmaz filmi değildir




Birçok yayına röportaj veren Cem Yılmaz-Ferzan Özpetek ikilisi de bunu söyledi defalarca. Ben Yılmaz gibi bir ‘star’ın hiç gocunmadan, sevdiği, saygı duyduğu bir yönetmenin filminde ufak sayılabilecek bir rol oynamasının çok takdir edilesi olduğunu düşünüyorum



Bilinmedik bir şey değil ama konuyla ilgili yazıları okumayıp sadece afişlerine bakarak, Ferzan Özpetek’in yeni filmini görmeye niyet edeceklere bir uyarıyla başlamak istiyorum söze: Eğer ‘Şahane Misafir’e bir Cem Yılmaz filmi niyetiyle gitmeyi düşünüyorsanız hemen vazgeçin. ‘Artist’ filminden çıkıp “Ama bu hem siyah-beyaz hem sözsüz” diyerek bilet parasını geri isteyen Demet Akalın’a dönmeniz işten değil.

Çünkü Türkiye piyasası için Cem Yılmaz’ın ön planda olduğu afişler -hatta tek başına göründüğü billboard’lar- hazırlanmış olsa da, kendisi hayli geri planda filmde. Dediğim gibi, bu sürpriz değil aslında. Birçok gazete ve dergiye birlikte röportajlar veren Yılmaz-Özpetek ikilisi de bunu söyledi defalarca. Üstelik ben Cem Yılmaz gibi bir ‘star’ın hiç gocunmadan, sevdiği, saygı duyduğu bir yönetmenin filminde ufak sayılabilecek bir rol oynamasının çok takdir edilesi olduğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı

Evet, filmin tek bir başrolü var: Elio Germano’nun oynadığı Pietro. 28 yaşında bir oyuncu adayı. Bu hayalini gerçekleştirmek için Sicilya’dan kalkıp Roma’ya geliyor. Bir pastanede kruvasan yaparak hayatını kazanırken, bir yandan da deneme çekimlerine gidiyor.

Tuhaf bir ilişki içinde olduğu kuzeni Maria’nın yanından kurtulup kendisini neden bu kadar ucuz olduğunu anlayamadığı kocaman bir eve atıyor. Ama kısa süre içinde neden oraya kiracı dayanmadığı anlaşılıyor: Eve giren kişi, yedi yetişkin ve bir çocuktan oluşan tiyatro kumpanyasıyla birlikte yaşamayı göze almak durumunda.

Pietro önce evdeki perili köşk havasından ürkse de, kısa sürede bu ilginç giyimli ve makyajlı, bir gala gecesinden fırlamışa benzeyen -ya da sahiden öyle olan- ekibe fena halde alışıyor. Bir tek kendisinin gördüğü ‘hayali’ arkadaşlarıyla, yalnız ve monoton hayatına epey bir renk geliyor.

İşte Cem Yılmaz da bu sekiz kişiden birini, yıllar önce okumaya geldiği İtalya’da aşık olup evlenen Yusuf Antep’i oynuyor. İtalyanca bilen arkadaşların 10 üzerinden 7 verdiği aksanı ve sahiden çok başarılı beden diliyle... Ve giderek anlıyoruz ki, kahramanlarımız ta

Haberin Devamı

II. Dünya Savaşı’ndan beri o evdeler ve aradan geçen zamanın farkında değiller.

Filmden çıktığımda birinci duygum, Ferzan Özpetek’in müthiş bir hikayeci olduğu, zaman zaman detaylarda boğulsa da, ne anlatsa güzel anlattığı oldu. Hatta o detayların da onun alameti farikası olduğunu düşündüm. ‘Kusursuzluk’ değil çünkü Ferzan Özpetek’in sinemasını güzel kılan. O çokça İtalyan, biraz da Türkiyeli damarla, zaman zaman melodramın dibine vursa da, neticede seyirciyi duygulandırmayı, coşturmayı ve sinema salonundan mutlu uğurlamayı beceriyor.

‘Şahane Misafir’e bu niyetle gidin, gidecekseniz... Hoş vakit geçirmek için, hem hüzünlenip hem gülümsemek için... Bir ‘Ferzan Özpetek filmi’ görmek için...