Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yarın vizyona girecek ‘Aşk Tesadüfleri Sever’ filmi, tesadüflerden herkesten biraz daha fazla nasibini almış bir çiftin aşkını anlatıyor. Benim itirazıma gelirsek, çok fazla gözyaşı dökmüş olmaktan muzdaribim

Ortaçgil’in en güzel şarkılarından biridir, ‘Eylül Akşamı’... Tanışana kadar uzun yıllar aynı semtte yaşamış ama yolları hiç kesişmemiş bir çifti anlatır. “Belki benim kağıt param / Bir şekilde, döne dolaşa / Senin cebine girmiştir / Belki aynı posta kutusuna, / Değişik zamanlarda da olsa / Birkaç mektup atmışızdır” der... “Olamaz mı? Olabilir.”
Herhalde her aşık çift hesaplamıştır bunları. Daha önce nerelerde, kaç kez birbirlerine teğet geçtiklerini... Ve o gün orada o saatte bulunmalarının adeta ilahi bir güç tarafından ayarlandığını.
Aşkın kendisi bir tesadüf zaten. İki insanın dünyadaki milyonlarca başka kişi arasından birbirini seçmesi nasıl açıklanabilir ki? Lafı ‘Aşk Tesadüfleri Sever’e getirmeye çalışıyorum, anlamışsınızdır. Ömer Faruk Sorak’ın çektiği, adını Murathan Mungan’ın Müslüm Gürses için yazdığı şarkı sözünden alan filme.
Tesadüflerden herkesten biraz daha fazla nasibini almış bir çiftin aşkını anlatıyor film. Deniz (Belçim Bilgin) ile Özgür (Mehmet Günsür), tamamen tesadüf eseri aynı gün aynı hastanede doğmuş, hatta birinin doğumu ötekininkini tetiklemiş iki genç insan. Ankara’da doğup büyüyorlar, yolları 20 yıl sonra İstanbul’da kesişiyor. Deniz oyuncu olmuş, ama hâlâ kariyerinde hayal ettiği noktaya gelememiş. Kendisini evinin kadını yapmak isteyen bir sevgiliyle (Yiğit Özşener) beraber uzun yıllardır. Özgür ise ünlü bir fotoğrafçı, ama onun da hayali müzisyen olmakmış aslında. Gelgelelim kalbindeki rahatsızlık hayatının her alanına ket vurmuş. O da sonunda fotoğrafçı babasının izinden gitmeye razı olmuş. Özgür karakterinin, filme de danışmanlık yapan Mehmet Turgut’tan esinlenilerek yaratıldığını belirtelim yeri gelmişken.
Günlerden bir gün, Özgür bir yıl önce kaybettiği babasının stüdyosunda çektiği portrelerden bir sergi açıyor. Tesadüfen oradan geçmekte olan Deniz de sergi afişindeki küçük kızı kendi çocukluğuna benzetip giriyor içeriye. Ve tez zamanda anlıyorlar ki, Özgür, Deniz’in dedesinin evine koşa koşa gitme nedeni olan ‘kırmızı bisikletli çocuk’tur, Deniz de Özgür’ün görmek için zırt pırt önünden geçtiği balkondaki ‘film çevirme meraklısı’ küçük kız. Her an yeni bir ‘tesadüf’ ortaya çıkıyor, puzzle’ın parçaları bir bir yerine oturuyor, Deniz ile Özgür de adeta birbirlerini tamamlıyorlar.
Filmin hikayesi, Ömer Faruk Sorak’ın karısı İpek Sorak’a ait. Senaryoda Nuran Evren Şit imzası var ki, onu da özellikle kutlamak isterim, bu kadar çok tesadüfü bir an bile insana ‘yok artık’ dedirtmeyecek şekilde ince ince, dantel gibi ördüğü için. Tek bir inandırıcılık sorunu yaşamıyorsunuz, her açılan parantez kapanıyor.
Hikaye 80’lerin Ankarası’na geri dönüşlerle anlatılıyor ve o dönemin atmosferi de müthiş bir başarıyla hayata geçirilmiş. Dekorlar, kostümler, çiftimizin anne babalarını oynarken 20 yıllık gidiş dönüşler yaşayan oyuncuların (Hepsi birbirinden iyi Şebnem Sönmez, Ayda Aksel, Altan Erkekli, Hüseyin Avni Danyal) yaşlandırma makyajları kusursuz. Deniz’in dedesinde Yılmaz Gruda’ya da bir kez daha şapka çıkarmak isterim. Belçim Bilgin, cıvıl cıvıl, hayat dolu Deniz’de insanın içini açıyor, Mehmet Günsür bir de gitar çalıp şarkı söylüyor, bir kez daha hayran kalıyorsunuz kendisine. Şarkı seçimlerini ayrıca kutlamalıyım, ‘Eylül Akşamı’ da var aralarında...
Neticede, özenli, iyi çekilmiş ve oynanmış bir aşk filmi var karşımızda. Benim itirazıma gelirsek, çok fazla gözyaşı dökmüş olmaktan muzdaribim. Zaman zaman durumların bu yönde fazla kanırtıldığını düşündüm. Keşke diyorum, o başladığı tatlılıkta devam etseydi de gülümseyerek çıksaydık filmden. Ama ne yapalım, ‘Love Story’den de gülümseyerek çıkan olmamıştır herhalde...

Ya sizin tesadüfleriniz?Böcek Yapım, filmle beraber bir de yarışma açtı. Kısa film ya da fotoğraf dalında amatör çalışmalar yapan biriyseniz, ‘tesadüf’ konulu bir çalışma hazırlıyorsunuz. Birinci olursanız, fotoğraf dalında Mehmet Turgut’un, film dalında Ömer Faruk Sorak’ın yanında staj yapma şansı kazanıyorsunuz. İlk üçe giren tüm yarışmacılar da Anadolu Jet’ten çift kişilik Avrupa gidiş dönüş uçak biletine sahip oluyor. Detaylı bilgi www.fototurgut.com adresinde.