Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Adam olacak çocuk” denince aklınıza gelenleri unutun bir kere. Hani ‘umut vaat ediyor’, ‘çalışırsa olur’ filan değil bu, düpedüz ‘olmuş’, daha 19 yaşında. Kanadalı bir ‘çocuk oyuncu’ Xavier Dolan (bizim Ayşecik, Ömercik tayfasından yani). Çok seviyor oynamayı. Filmler, diziler derken yaş geliyor 15 - 16’ya. O eski sevimlilik, ‘ah canım’ hal de kalmıyor tabii, birden teklif gelmez oluyor.
Oturup bekliyor olmuyor, seçmelere katılıyor olmuyor. Bakıyor ki kimse ona rol vermeyecek, “Ben” diyor, “Bir şey yazayım kendim için.”Ne var hayatının merkezinde o aralar? Pek çok ergen gibi tahammül etmekte zorlandığı annesiyle ilişkisi. Hem sevdiği, hem nefret ettiği, hem öldürmek isteyip hem başına bir şey gelecek olsa kurtarmak için ortaya hayatını koyabileceği...

Haberin Devamı

Çocuk oyuncudan çıkan büyük yönetmen

Hem çok tatlı, hem komik
Neticede oturup bir senaryo yazıyor, 17 yaşında bitirip son noktayı koyuyor. Bu arada “Bunu çekmek de zevkli olmaz mı?” diye bir fikir düşüyor aklına. Buna niyetleniyor ama para da bulması lazım. Quebec’de adet devlet yardımıyla yapmak filmleri. Kimse elini cebine atmak istemiyor, destek alamamış filmler unutulacak projeler çöplüğüne gidiyor doğrudan.
Buna da baş eğmiyor asi gencimiz ve eşinden dostundan, ailesinden, arkadaşlarından topladığı paralarla oturup kendi filmini kendi yapıyor. Dikkatinizi çekerim, yazıyor, çekiyor, oynuyor ve yapımcılığını üstleniyor. Ortaya da hakikaten izleyeni hayrete düşürecek bir küçük ‘başyapıt’ çıkıyor üstelik.
Cannes’da gösterilip büyük ilgi gören ‘Annemi Öldürdüm’, bu hafta Türkiye sinemalarında. Daha ilk andan, Xavier Dolan’ın o çok güzel ve anlamlı yüzünün perdede belirerek annesini anlatmaya başladığı sahneden takılıp kalacaksınız filme, çaresi yok. Adından korkmayın, sert bir film değil Dolan’ınki. Aksine, hem çok tatlı, hem çok komik bir anlatımı var. Annesini boğma isteğiyle onu kucaklama dürtüsü arasında kararsız kalan eşcinsel çocuğun öfkesinin altındaki aklı başında genç insan, ikisinin arasındaki şiddetle şefkat arasında gidip gelen bağ, filmi özel kılan. Aslında neredeyse bütün çocukların belli bir yaşta anne babalarıyla kurduğu ilişkiden ne daha iyi ne daha kötü anlattığı, son derece gerçekçi.
Bu ilk yarı otobiyografik filmiyle bütün dikkatleri üzerine çeken Xavier Dolan’ın, -ki şu an 21 yaşında kendisi- ikinci filmi ‘Hayali Aşklar’, bu hafta Avrupa’da gösterime giriyor. Bize de tez zamanda ulaşmasını diliyoruz.

Haberin Devamı

Dumansız hava sahası ‘Benzin’i kapsamıyor

Çocuk oyuncudan çıkan büyük yönetmen

Anadolu yakasındakilerin yakından tanıdığı bir ‘kafe zinciri’ Benzin. Bağdat Caddesi üzerinde göz açıp kapayana kadar dört şubesi oldu. İçinde tavla oynanan, maç seyredilen, aynı zamanda yenilip içilen ‘çok amaçlı’, ‘pub görünümlü’ yerlerden. Basında, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’e ait bir zincir olduğuna dair haberler de çıkmıştı.
Geçenlerde yolum bu ‘Benzin’lerden birine düştü. Ön ve arka teraslar tamamen dolu, mecburen içeriye oturduk. Maç izleyeceğiz. Benim maçtan çok gözlemle geçti gecem çünkü uzun zamandır bu kadar tuhaflığı bir arada görmemiştim. Bir tanesine sinirlenecek olsan ötekinin hatırı kalır.

Sigara ve nargile içiliyor
Bir kere yediklerin gerçekten çok kötü. Ben ‘noodle’ olduğu iddia edilen, fena domatesli spagetti yedim. Daha doğrusu üçte birini tırtıkladım, neden gerisini bıraktığımı hiç merak etmeyen garson arkadaşa “Aşçınıza lütfen bunun noodle olmadığını söyleyin” dedim, “Tamam” dedi. Hiç yadırgamadı.
Beyaz şarabın epeyce sıcak olması artık haber değeri taşımıyor, geçelim. Fiyatlar bu sunulan şeyi uzaktan yakından karşılamayacak kadar yüksek. Üzerine adam başı 15 TL maç parası da ödüyorsun, ona da peki.
Ama şunu da mı sormayacağız: Bu kapalı yerde, her tarafa asılmış ‘Sigara içilmez!’ afişlerinin altında niçin fosur fosur sigara ve nargile içiliyor kardeşim? Aldığım ‘Pencereler açık’ cevabı beni kesmedi.
Amacım muhbirlik değil, diğer zavallı barların, kafelerin kabahati ne diye merak ediyorum. Cevabı tahmin eden var mı?