Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dizilerde çok büyük tıbbi bilgiler beklemiyoruz, tamam! Aslında niye beklemiyoruz, o da ayrı. Yapan yapıyor pekala, bir danışmana bakar. Ama hadi beklentilerimizi düşük tutalım, iyi niyetli olalım, mucizelere inanalım... ‘Gönül İşleri’nde bir anda kalbi durup rahmetli olan babanın on dakika sonra diriltilmesine ve hiçbir araz taşımadan yürüye yürüye hastaneden çıkıp gitmesine ikna olalım. Neticede bir zararı yok kimseye.
Ama iki haftadır devam eden mucize ilaç muhabbetini ne yapacağız? Hani Yılmaz abisi fazla gergin diye Nuri gitti eczaneden bir şurup aldı geldi. Hangi içeceğin içine üç beş damla damlatsan içen iki dakika içinde pamuk şekere dönüyor. ‘Ohh hayat ne güzel’ diye derin nefesler çekiyor ciğerine, hiçbir şeyi dert etmez oluyor, ne öfkesi kalıyor kimseye, ne gamı kederi... Hayat ona güzel o an itibariyla.
Bunun ne zararı var derseniz, hali hazırda böyle bir mucize ilaç olmadığından, insanlar da ben dahil böyle bir ruh haline özeneceğinden, bulana kadar deneme yoluna gidebilirler. Bu da tahmin edileceği gibi tehlikeli sonuçlara yol açabilir. Ekranda rakı kadehi göstermekten daha tehlikeli sonuçlara...

Entrika seviliyor
Bir diğer ilaç muhabbeti de ‘Güllerin Savaşı’nda sürmekte... Daha önce Gülfem kendi kendine kalp krizi geçirtecek iğneler vurmuştu, şimdi Halide Gülru’nun içeceklerine anti depresan karıştırıp duruyor. Ama niyet iyi değil bu sefer. Doktordan bu ilaçların sağlam insanda çok fena etkileri olacağını öğrendi, nitekim her dozdan sonra Gülru çarpıntılar ve ter basmaları eşliğinde önüne gelene saldırıp rezalet çıkarıyor. Bu da tepesi birilerine atanlara enteresan yollar gösterebilir.
Anladım, entrikasız dizi tutmuyor diye mantık sınırlarını zorluyorsunuz. Ama en azından insan sağlığını ilgilendiren tıbbi konularda biraz daha düşünerek hareket edilemez mi? Neticede Selçuk Yöntem’in sunduğu yarışma programından da anladığımız üzere, haziran ayında neyi seçeceğini bilmeyen insanlara DA yapılıyor bu diziler... Önüne gelen birbirinin içeceğine ilaç mı katsın?

Haberin Devamı

Muhabbeti ayrı mezesi ayrı

Haberin Devamı

Rakının felsefesi mi olur demiyoruz, bu topraklarda en çok felsefesi olan şeylerden biridir rakı. O yüzden Parantez Yayınları’ndan çıkan ‘Rakı Felsefesine Giriş’ de son derece faydalı bir eser. Feridun Nadir’in BirGün pazar ekinde çıkan yazılarının elden geçirilip Ece Temelkuran’ın önsözüyle sunulmuş hali olan kitapta, rakı hakkında şahane bilgiler var.

Öğretirken eğlendiriyor
Muhabbetine ayrı yer ayrılmış, mezesine ayrı... Hakkında yanlış bilinen klişelerden tarihte rakı bardağı çeşitlerine, ünlü rakı erbaplarından coğrafyaya göre rakı alışkanlıklarına yok yok. İzmir de var bu bölgeler arasında, İran da... Yazarımız hiçbir fedakarlıktan kaçınmamış, ‘Milli içki’mizin peşinden giderken... Tam bir kültür hizmeti .
Çok da keyifli bir dili var üstelik, öğretirken eğlendireceği garanti... Bitirdiğinizde bir dolu da özlü sözünüz olacak cebinizde; çilingir sofralarında çıkarır kullanırsınız. Misal: ‘Rakı gerçektir ve kedi gibidir. Ne Schengen tanır, ne sınır, ne milliyetçilik.’