7 Kocalı Hürmüz’ün mutlu çifti Memet Ali Alabora ve Nurgül Yeşilçay.Türkçe pop partilerinden çok iyi bildiğim bir şey var: Bu tür gecelerin banko şarkılarından biri mutlaka “Yalnız Kullar”, nam-ı diğer “Tanrım”dır. Bazen Ayten Gökçer’in, en çok Sezen Aksu’nun ağzından ilk “Tanrım!” çıktığı anda millet ayaklanır. Ve finalde görürüz ki “5 de yetmez 7 tane” koca hayali evli bekar pek çok kadın için caziptir.
Söz yazarı Sevgi Sanlı ile besteci Atilla Özdemiroğlu’nu tebrik etmek lazım. Ve tabii Türk tiyatro literatürüne ve sinemasına en marjinal kadın karakterlerinden birini armağan eden Sadık Şendil’i. Düşünsenize, bir kadın, yedi tane adamı kandırıp nikahına alacak, hiçbiri onu vurmayacak, seyirci de bu kadını sevimli bulup bağrına basacak.
Sinemada ilk kez 60’larda Suna Pekuysal, 1971’de Türkan Şoray tarafından oynanan, fakat en çok tiyatroda ona hayat veren Ayten Gökçer’le anılan Hürmüz, 2009 versiyonuyla tekrar beyazperdede bugün. Dünya güzeli ve on parmağında on marifet bir Nurgül Yeşilçay olarak.
“7 Kocalı Hürmüz” projesini yönetmen Ezel Akay’a Nurgül Yeşilçay götürmüş zaten. Senaryoyu yazan Gürsel Korat adeta hikayeyi baştan yaratmış. Ezel Akay “Bir kadın filmi yaptıklarını” söylüyor. Ancak daha çok kadınlar arasında geçse de ben ‘erkek gözüyle’ anlatılmış kadın filmi derdim buna. Gürsel Korat, blogunda kocaların her birine erkek cinsinin bir özelliğini yüklediğini yazıyor. Nedir bu özellikler? Saflık, çocuksuluk, duygusallık, kolay aldanma. Hadi canım. Bu durumda kadınlara da cingözlük, hinkızıhinlik, uyanıklık kalıyor ki filmdeki durum da tam bu zaten.
Neyse, karşımızdaki çok şenlikli, şarkılı türkülü bir masal neticede. Ezel Akay, kendine taktığı isimle Ezop, öyle güzel kuruyor ki masal dünyalarını zaten, içinde kaybolup gidiyor insan. Filmin eleştirisini sinema yazarlarına bırakalım, sanat yönetimi için Ezel Akay’ın kardeşi Eren Akay’ı, kostümler için Canel Artut’u, saç - makyaj için Suzan Kardeş’i kutlayıp baş aktöre, müziğe geçelim.
Eski Hürmüz’den bir tek meşhur “Tanrım” muhafaza edilerek Akay kardeşlerin üçüncüsü Ender Akay ve Sunay Özgür tarafından yeniden yapılmış bütün şarkılar. Vokaliz grubu jenerikten başlayarak dikkati çekiyor yorumlarda, çok şükür hakkıyla değerlendirilmiş bu beş erkekten oluşan enstrümansız topluluk. Kendileri tulumbacılar olarak da boy gösteriyorlar filmde ayrıca.
Bir de “Bana bir koca lazım” şarkısı ile finaldeki “Tanrım”ın Şevval Sam’ın billur sesinden geldiğini belirtelim. Filmin müzikleri de Kalan Müzik etiketiyle bugün yarın piyasada olacak. Herhalde “Neredesin Firuze” gibi klasikler arasına katılacak bu albüm de.
‘Alacakaranlık’ serisinin ikinci filmi Yeni Ay’da Robert Pattinson’ın oynadığı Edward Cullen’ın kendisinden çok hayaliyle yetinmek zorunda kalıyoruz.UMUDUMUZ VAMPİRLERDEBir film serisine tutulmayalı çok olmuştu, nihayet 'Twilight Saga / Alacakaranlık' aklımı çeldi. Belki gönlümü demek lazım, çünkü inanılmaz temposu, müthiş görsel efektleri bir yana, romantik bünyeleri en çok ölümsüz aşk hikayesiyle tavlıyor film.
Yazar Stephenie Meyer insanlık kadar eski klişeler üzerinden bir 'imkansız' aşk anlatıyor ki, kapılmamak ne mümkün. Üstelik öyle günümüz aşklarının eften püften sebepleriyle dair, sahiden bir araya gelemeyecek bir çift Bella ile Edward, biri insan, biri vampir. Ve aşmadıkları engel, çarpışmadıkları yaratık kalmıyor aşkları uğruna...
Serinin ikinci filmi 'Yeni Ay', Chris Weitz'a teslim edilmiş durumda. Bu kez macera dozu daha yüksek, özel efektler çok başarılı.
Romanı okuyan ve ilgili haberleri takip edenlerin bileceği gibi, Edward Bella'yı terk ediyor filmin başında. Üstelik onun kendisinden vazgeçmeyeceğini bildiği için bir eski Türk filmi taktiği kullanıyor, "İstemiyorum seni artık" diyor. Kızımız da tabii ki gururlu, yemeden, içmeden kesiliyor, ama acısını da kalbine gömüyor.
Edward Cullen, yani Harry Potter'ın Cedric'iyken kıymetini bilemediğimiz Robert Pattinson hayranlarına kötü haber, bu bir Bella - Jacob filmi. Kristin Stewart ve rolü tekrar alabilmek için hayli vücut çalışan Taylor Lautner'a doyuyoruz, Edward'ın hayaliyle yetiniyoruz. Bella vampirine kavuşana kadar kurt adamlarda arıyor teselliyi çünkü. Bir yandan ne fena değil mi, bir insan - erkek yok ortada kanlı canlı... Korkarım Stephenie Meyer da insanlar arası aşktan umudu kesmiş.