HER ŞEY PiN KODUMUZDA MI GiZLi?

BKM ekibiyle ‘Neşeli Hayat’ın galaları için Berlin - Amsterdam hattındayız. Sürekli şu tür cümleler duyuyorum: “Hep endişelisin, tabii 7 insanısın da ondan.”, “Fazla önemsiyorsun başkalarının ne düşündüğünü, 1’den kaynaklanıyor o.”
Merakıma yeniliyorum: “Nedir Allah aşkına bu şifreli konuşmalar?” “Pin kodu” “Nasıl yani?” Pin kodu denince sadece cep telefonu geliyor aklıma. “Neyin pin kodu?” “İnsanın.”
Meğer Yılmaz Erdoğan’ın en sevdiği konuya denk gelmişiz. Hayatının her alanında uyguladığı, adeta bulmaca çözer gibi tanıştığı insanlarla paylaştığı bir oyun sanki bu. Ben de daha fazla şifrelendirmeyeyim mevzuyu. Her şey Güney Afrikalı fizikçi Douglas Forbes’un kitabını okumasıyla başlamış: ‘Kaderin Pin Kodu’
Şöyle özetlenebilir; Douglas Forbes ‘alın yazısı’nın matematiğini çözmüş durumda. İnsanın doğum tarihinden pin kodunu bularak karakterini, eğilimlerini, şansını, olumlu ve olumsuz özelliklerini öğrenebileceğimizi söylüyor. 20 yıl boyunca 30 bin kişinin doğum tarihini inceleyerek bulmuş bu formülü. “Tek öğretmenim var, o da doğa” diyen bir bilim adamı. Bilimle doğa çatışmayıp uzlaşırsa ortaya mucizevi sonuçlar çıkıyor işte böyle.
Önce ‘Kaderin Pin Kodu’nu, ardından ‘İlişkilerin Pin Kodu’nu yazıyor. Öyle ya, her insanın bir şifresi varsa, bu aşk hayatına da, dostluklarına da, iş ilişkilerine de yansıyor olmalı. Douglas Forbes’un bir CEO müşterisi mesela, çıkabilecek krizleri öngörmekte faydalanıyormuş yöntemden. Şimdi de pin kodu ile hastalıklar arasındaki ilişkiyi ortaya koyan bir kitap yazıyormuş Forbes.
Yılmaz Erdoğan ve ekibiyle de sıkı ilişki içinde kendisi. Şu sıralar yeniden yayınlanan kitabının önsözünü Yılmaz Erdoğan yazmış. Ve tahmin edileceği gibi Erdoğan pek çok önemli kararda, film çekimine başlarken de, gösterim tarihini belirlerken de Douglas Forbes’un formülünden yararlanıyor.

“Fal değil matematik”
Biz şaşkınlıkla dinlerken bir bir doğum tarihlerimizi sorup birkaç özellik sıralayıveriyor. Kim aşırı duygusal, kimin sezgileri çok güçlü, hangimiz annesi babası aslında erkek olmasını isterken kız olarak dünyaya gelmiş, hepsini takır takır söylüyor.
Biz “Evet ya” nidalarıyla gözlerimiz kocaman kocaman dinliyoruz. “Fal bakmıyorum” diyor Yılmaz Erdoğan, “Tamamen matematik.” Şimdi Cem Yılmaz ile Yılmaz Erdoğan’ın pin kodunda aynı rakamların farklı sıralarda yer alması mesela, ilginç bir tesadüf değil midir? Ya da tesadüf müdür?
Döner dönmez Douglas Forbes’un kitabını almaya niyetleniyorum kendi adıma. Ayşe (Özyılmazel) zaten çoktan konuya vakıf. Rahşan (Gülşan) eğilimli. En zor ikna olan Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu oluyor. Sürekli yeni sorular sorarak tezi çürütmeye çalışıyor. Ve hala da şüpheli. Eee, bunun da sebebi pin kodunda saklı.


Ceceli’den Sezen destekli albüm

Bu yaz Sezen Aksu konserlerine gidenler piyanonun başında, Ozan Doğulu’yu görmeye alışık olduğumuz yerde bir başka genç adamla karşılaştı. Tanımayanlar yazın en çok dinlenen şarkılarından biri olan ‘Limon Çiçekleri’nin ilk notasıyla birlikte anladı: Mustafa Ceceli’ydi bu genç müzisyen. Zaten geçen yıl da ENBE Orkestrası’yla söylediği Sezen Aksu şarkısıyla, ‘Unutamam’ ile tanınmıştı. Tabii ses olarak.Yoksa düzenlemeleriyle, mesela ‘İkili Delilik’ ile dikkatli müzikseverlerin belleğine yazılmıştı zaten.
Şimdi ilk albümü yayınlanmış Ceceli’nin, DMC’den. ‘Limon Çiçekleri’ ile birlikte 13 şarkı var içinde. Sezen Aksu belli ki tamamen arkasında genç müzisyenin yedi yepyeni şarkısı, bir adet de sözüyle. Türk popunun efsanevi ikililerinden Mehmet Teoman ve Vedat Sakman’dan bir parça var sonra. Gülşah Tütüncü, Soner Sarıkabadayı, Burcu Tatlıses ve Sermiyan Midyat söz ve müzikleriyle albüme el veren diğer isimler.
Düzenlemelerin bir tanesi Ozan Doğulu’ya, kalanı Ceceli’nin kendisine ait. Şarkılar sakin, sözler olgun. Tuhaf sloganlar, büyük iddialar yok, keyifle dinlenen bir pop albümü.