Sosyal medyadan izleyebildiğimiz kadarıyla, Kadıköy de kaynamakta. Barlar Sokağı’nın dört bir yanı bütün gece bekleyen polis ekiplerince sarılmış
Bana göre bir kente ruhunu verenlerin başında sokaklarındaki özgürlük geliyor. İnsanların sokaklara taşabildiği, oralarda gülüp eğlenebildiği oranda söz edebiliyoruz bir şehrin yaşamasından. Bir de biz kültür itibarıyla sokaklarında hayatın sürdüğü bir milletiz. Kapının önüne sandalye çekilip oturulan, akşamları geç vakte kadar kaldırımda sohbet edilen yerlerdir bizim sokaklarımız. Mahallenin gençlerinin toplaştığı, gülüp şakalaştığı, iki bira içip eğlendiği... Ve tabii kaldırımlarına çayhanelerin, kafelerin, meyhane masalarının kurulduğu... Hele hele “Eğlencenin merkezi” diyebileceğimiz semtlerde... Misal, İstanbul için Beyoğlu’nda, Nişantaşı’nda, Ortaköy’de, bir de gençliğin en çok takıldığı Kadıköy’de... Barlar Sokağı’nda...
Polis devriye geziyor
Tekrarın lüzumu yok, Beyoğlu, Asmalımescit, Cihangir sokakları dümdüz edildi, bildiğiniz gibi. Çıkmıyor insanlar sokaklara artık. Tıkılıyoruz yaz günü kapalı mekanlara.
Kadıköy’deki Kadife Sokak ise, özellikle gençler için kurtarılmış bölge gibiydi. Rock barlar yoğundur oralarda, gençler buluşur eğlenirlerdi aslında, çünkü bir haftadır sosyal medyadan izleyebildiğimiz kadarıyla, oralar da kaynamakta. Sokağın dört bir yanı bütün gece bekleyen polis ekiplerince sarılmış vaziyette. Polis, -hem de epey kalabalık bir ekip olarak- basbayağı devriye geziyor ve sokakları boşaltmaya çalışıyor, müesseselerin dışında içki içenler hakkında kabahatler kanunu kapsamında işlem yapılmaya niyetleniliyor. Hiçbir şey yapmasalar, zaten mavi ışıklarını döndürerek daracık sokakta dört dönen polis otoları yeterince tedirgin edici bir görüntü.
Ve nitekim gereken zemin hazır olunca, cuma akşamı müşterilerin ayaklanmasıyla ciddi bir arbede çıkmış sokakta. Bir bara gitmişken akşamlarını polis nezaretinde geçirmek istemeyenler, seslerini yükseltmişler ve ekiplerle birbirlerine girmişler. Tabii gene fatura onlara çıkacak, çevrenin huzurunu kaçırmış, sokak sakinlerini tedirgin etmiş olacaklar. Kimse demeyecek ki, “Birader, burasının adı zaten ‘Barlar Sokağı’. Nasıl Nevizade meyhaneler sokağıysa, burada da barlar var, gece eğlenmeye gidiyor insanlar buraya.” Burada ev tutarken bunu bilmiyor muyuz? Dünyanın her yerinde yoğun olarak barların, gece kulüplerinin bulunduğu sokaklar, eğlence merkezleri var. Buralarda diğer bölgelerdeki sükuneti aramıyoruz. Biz niye her tarafı birbirine benzetmek, askeri disipline sokmak isteğindeyiz? Bırakınız bir sokakta da gençler nefes alsın... Siz 200 polis memuruyla ortamı germezseniz arbede filan da çıkmaz, bunca yıldır çıkmadı, merak etmeyin...
Taksi zulmüne bir çözüm önerisi
Bu şehirde ulaşımın her türlüsünün muhtelif çilelere gebe olduğunu biliyorum elbette. Nitekim taksi çilesine değindiğim geçen haftaki yazımdan sonra da çok sayıda eposta aldım. Şikayetlerin arasından denenmiş bir çözüm yolunu sizlerle paylaşmak istedim. İlke Aksoy adlı bir okurumuz, geçenlerde bindiği taksi şoföründen “Amaaan hiç giremem şimdi oralara” cevabını alınca arabadan inmeyi reddedip polisi aramış. Önce 155’i, ardından da 153 Beyaz Masa’yı aramış. Derdini anlatıp aracın plakasını vermiş ve hiç umudu olmadığından olayı unutmuş. Alışık değilizdir ya böyle meselelerin ciddiye alınmasına, aradan zaman geçip de Beyaz Masa’dan aranınca çok duygulanıp bana bu eposta’yı yazmış: “Şikayetiniz bize ulaştı, biz aracın takibini yaptık ama belirttiğiniz gün yakalayamadık, konu zabıtaya intikal etti, onların işlemlerinin sonuçlarını da bilahare telefonla bildireceğiz” demişler. “O kadar hoşuma gitti ki... Takipteler ve birileri bir şeyleri ciddiye alıyor” diyor İlke Hanım. Belki hepimiz denemeliyiz bunu, kös kös inip arkalarından söyleneceğimize, anında deneyebileceğimiz bütün yolları denemeliyiz.
153 bir çözüm ihtimalidir, bilgilerinize sunarım... Denemeye değer.