Kafa karışıklığı iyidir bazen
Oyunlar, yurt dışı turneleri, konserler... Her kapı bir diğerini açmış ve işte Nuri Harun Ateş karşımızda. Nuri Harun Ateş gereğinden fazla renk barındırıyor bünyesinde. Fazla iddialı, tek boyutlu bir ‘net’likten iyidir
Bir senedir duyuyorum gösterinin adını... Akılda kalmayacak gibi değil:’Kafası Karışık Kontrtenor’. Kontrtenor zaten az rastlanır bir ses kategorisi (Kadın sesine yakın bir tenor diye tanımlanabilir belki). Bu bir de onun kafası karışık olanı... İsmi Nuri Harun Ateş, ayda birkaç kez Hayal Kahvesi Bistro’da veriyor söz konusu konserlerini.
Ben kafayı karıştırmadan düşündüğümde bir kontrtenordan eninde sonunda opera söylemesini beklediğimden ve bunun gece 11.00’den sonra nasıl gideceğini kestiremediğimden biraz ayak sürümüşüm galiba bu zamana dek. Cuma gecesi Nuri Harun Ateş’in konserine gittim nihayet... Meğer ne kadar geç kalmışım...
Küçük küçük hikayeler anlattı
Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle, evinin salonuna girer gibi girdi sahneye. Çıplak sesle söylediği aryayla... Hemen ardından, bayıldığım adlarıyla ‘Kalp Kırmayan Erkekler’ orkestrasını çağırdı ve şov başladı. 60’lardan, 70’lerden, lanetli 80’lerden “Nereden bulup çıkarmış bunları?” dediğim şarkılar, bambaşka kılıklarla birbirini izledi. Ve duymadan “Mümkün değil, olamaz!” diyeceğim geçişlerle. Ne bileyim, Bellini’yle ‘Mor Menekşe’nin bu derece güzel harmanlanabileceğini rüyamda görsem hayra yormazdım. Ya da ‘Carmen’in alaturka dokunuşlarla bu kadar fıkır fıkır bir şey olup da yadırganmayacağını...
Arada küçük küçük hikayeler de anlattı Nuri Harun Ateş. Gördük ki aslında onun kafası doğduğundan beri çok net. Boynundaki Ajda dövmesinden de anlayabileceğimiz gibi katıksız bir Süperstar hayranı ve 1.5 yaşındayken televizyonla konuşarak başlamış işe; “Anne bak, o da bana bakıyor” şeklinde. Fakat adaşı olan kuzeni de şarkı söylediği için o farklı bir şey yapıp dansöz olmaya karar vermiş. Başka anne babalar ne yapardı bilemiyorum ama Nuri Harun’un tanışma imkanı bulduğum dünya tatlısı annesi, oğlunu baleye yazdırmış. Fakat orda da kız çocukların süslü tütülerinde kalmış gözü...
Hikayesine gelince
İşte şimdi, 30 yaşına gelmişken, Zeki Müren’den özenip ‘Gelin ata binmiş, ya nasip demiş’ adını verdiği tüylü kostümüyle o günlerin acısını çıkarmakta. Ve tabii canının istediği kadar Ajda Pekkan şarkısı söyleyerek. Bunların hepsini kontrtenor sesiyle söylemiyor bu arada, popa da son derece yatkın. ‘Moda Yolları’, söylerken seyircinin üzerine nazar boncukları yağdırdığı ‘Göz Değdi Sana’lar, ‘Serseri’ler, ‘Varsın Yansın’lar... Sezen Aksu’dan ‘Kış Masalı’... Düzenlemesine bayıldığım Yonca Evcimik şarkısı ‘Bandıra Ban- dıra’... Fecri Ebcioğlu’nun inanılmaz matrak sözleriyle ‘Dan Dan’, yani ‘Bang Bang’ (Dan dan nedir bu ses / Dan dan imdat nefes / Dan dan hem vurdu hem gitti) gibi... Daha hatırlayamadığım bir dolu şarkıyla su gibi geldi geçti ‘Kafası Karışık Kontrtenor’un bu yılki ilk konseri.
Nuri Harun Ateş’in hikayesine gelince, konservatuvar mezunu değil. 9 Eylül - Mimar Sinan - Yıldız Teknik üçgeninde dolaşmış, sonunda “Herhalde müzik bana göre değil” deyip hepsinden ayrılmış. Ama akacak kan damarda durmaz tabii, bir müzik mağazasında şarkı söyleyerek tezgahtarlık yaparken Murat Daltaban’la tanışmış, aylar sonra Cihangir’de karşılaşmışlar ve 5. Sokak Tiyatrosu’nun aradığı kontrtenor bulunmuş olmuş böylece. ‘Neo Kosmos’la yurt dışı turneleri, ödüller, Danimarka’da, İsveç’te oyunlar, Gay Pride yürüyüşünde konserler, Türkiye’de ‘Aşura’, ardından bir travestinin son rüyasını anlatan ‘Dar ül Love’... Her kapı bir diğerini açmış ve işte Nuri Harun Ateş karşımızda. Neden Türkiye’de hiçbir konservatuvarda barınamadığını anlamak güç değil. Gereğinden fazla renk barındırıyor bünyesinde. Siz isterseniz buna ‘kafa karışıklığı’ deyin. Fazla iddialı, tek boyutlu bir ‘net’likten iyidir.