Müziğe çocukken başladığı için genç yaşta ‘tecrübeli müzisyen’ sıfatını edinen Ozan Doğulu’nun kendi adını taşıyacak ilk albümünü bekliyorduk ne zamandır. “Bu yazın albümü olacak” sloganıyla piyasaya sürüldü sonunda bir yıllık çalışmanın ürünü ‘130bpm’.
Mehmet Turgut imzası taşıyan fotoğraflarıyla hemen dikkat çeken bir kapağı var DMC’den çıkan albümün. Ve hayli sağlam bir ‘vokal destek’ kadrosu: Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Tarkan, Mustafa Ceceli, Ferhat Göçer, Funky ‘C’, Sıla, Ziynet Sali ve tabii ki Kenan Doğulu.
Bestecilik ve aranjörlük dışında DJ’lik de yapan Ozan Doğulu, çaldığı kulüplerde kendisinden Türkçe şarkı istendiğinde çaresiz kaldığı için yapmış bu albümü. Çünkü mevcut Türkçe şarkıları kulüplerde çalınmaya uygun bulmuyormuş sound açısından.
‘130 bpm’ bu anlamda gerçekten bir hazine. Bilinen melodiler, ünlü yorumcularla sahici dans parçaları. Daha ne olsun ki!
Bu yazın müzik olaylarından biri oldu, Viyana Filarmoni. Dünyanın bir numaralı orkestrası, Ricardo Muti yönetiminde Mozart, Schubert ve Çaykovski seslendirmek üzere ayağımıza geliyordu. Tahmin edileceği gibi biletleri ilk gün tükendi. Olağanüstü bir konserdi.
Fakat... Haliç Kongre Merkezi kuşkusuz güzel bir salon. Viyana Filarmoni pek güzel ağırlandı burada.
Benim ve pek çok konser insanının derdi başka. Mahsur kalma korkusundan konsere giderken üç kere düşünür olduk. Nitekim, o büyülü gecenin sonu da yağmur altında bir kabus oldu.
Ne taksi var, ne başka bir ulaşım aracı. Yaptığımız sırılsıklam yolculuğun sonunda ‘kara göründüğünde’ bizi bekleyen gerçek, oradan asla taksi geçmeyeceğiydi. O gece oradan, bizi hiç tanımadıkları halde yardım etmeyi öneren Güher ve Süher Pekinel sayesinde kurtulduk. Aksi halde ne olacaktı, hiç düşünmek istemiyorum ve Haliç Kongre Merkezi’ne acilen bir taksi durağı ile birtakım başka ulaşım imkanları sağlanmasını talep ediyorum.