Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yılın son günleri muhasebelerine ne kadar yüz vermese de insan, ister istemez düşünüyor biraz. Neleri geride bıraktım, neleri yanımda taşıyorum, neler bekliyorum yeni gelenden?
Şimdi bu yılın son gününde ilk önerim, Murathan Mungan’ın ‘Bir Yılın Son Günleri’ şiirini okumanız. İyi geliyor insanın ruhuna, yeni bir yıla başlarken.
Sonra da bir müzik mağazasına gidip Bülent Ortaçgil’in ‘Sen’ albümünü almanız, evinize, arabanıza dönüp derhal CD çalarınıza yerleştirmeniz...
Ben yaptım, ilk duygum: ‘Gece Yalanları’nın üzerinden tam yedi yıl geçmiş. Ne kadar özlemişim Bülent Ortaçgil’den yeni şarkılar duymayı...
Ama bir dakika, bu çok farklı, çok yeni bir şey. Bir kere sözler artık ‘olgunluk dönemi’yle filan açıklanabilir olmaktan çıkmış durumda. Alabildiğine sade, bir o kadar ve aslında tam da o nedenle etkili. Çoğunun içinde deniz kokusu var. Bozburun’daki evinden uçsuz bucaksız denize bakarak yazmış tabii tamamını, aksi mümkün mü? “Oturmuşum deniz kıyısına / Tam da kayanın karşısına / Çakıl taşlarını suya atarım” diye başlıyor albümün ilk şarkısı... Ve bana her şarkı denize atılmış bir çakıl taşı gibi geliyor. Çıkardığı sesle, verdiği derinlik, ferahlık ve serinlik duygusuyla.

Haberin Devamı

Bunlar şarkı sözüyse diğerleri ne?
İkinci şarkı ‘Denize Doğru’ mesela, sonra felsefesi derin, kendi matrak ‘İstediğini Yap’... “Eskiden iyi meslekti doktorluk / Bu zamanın modası mühendislik” diye başlıyor şarkı ve “İstediğini yap, çok geç kalmadan” noktasına varıyor. Ortaçgil’in kimya mühendisi olduğunu, kendisi için ‘doğru yolu’ 30’unda seçtiğini hatırlarsak şarkı daha da anlam kazanıyor.
Derken benim albümdeki iki favorimden biri olan ‘Sen Sorumlusun’ geliyor. Hemen söyleyeyim, şarkılara ‘uçuran’ yaylılar bu albümün ana motifi ve bunu da düzenlemelerde imzası bulunan Baki Duyarlar’a borçluyuz. Yaylı kayıtları da Hollanda’da uluslararası bir müzisyen ekibi tarafından yapılmış.
‘Sen Sorumlusun’a dönersek, cam buğularına, aynalara, sokaklara, önüne gelen her yere sevgilisinin adını yazıp “Ama sen sorumlusun” diye de suçu üzerinden atıveren tutkulu bir aşığın şarkısı. Ben, sekizinci şarkı ‘Ayrıntılar’ ile ikisini ikişer kere dinliyorum, doyamıyorum. ‘Ayrıntılar’ büyük şarkı. Ortaçgil’in eşi Çiğdem Hanım da “Albümün adı bu olsun” demiş ama kendisi “Bir orta yaş muhasebesi şarkısına bütün albümü teslim etmek” istememiş, öyle diyor.
Her şarkıda en az bir cümle aklıma takılıp kalıyor. “Bunlar şarkı sözüyse diğerleri ne?” diye sormak geliyor içimden...
Sona yaklaşırken, yine bir deniz şarkısı, ‘Adalar’. Ciddi bir ‘kaptanın seyir günlüğü’ bu, olay Ortaçgil’in dostu Gilles’in yelkenlisi Shaman’da cereyan ediyor. Onu basbayağı hınzır bir şarkı olan ‘Telefon’ izliyor. Cep telefonu çağına bir Ortaçgil eleştirisi...
Sonra 1969 yapımı ‘Niçin’. Zamanında ‘Benimle Oynar mısın?’a girmeye hak kazanamamış, şimdi itibarı iade edilmekte. Ve albüm akapella ‘Sen / Ben’ ile kapanıyor. Ortaçgil’in gevrek kahkahası ve ‘Hoşçakalın’ı ile...
Ve siz tabii hemen başa dönüyorsunuz, ‘denize doğru’... Uyarıyorum. alışkanlık yapıyor...