“Yaşasın ne güzel, taksiye korkarak binmeyeceğiz artık, kabalıkla karşılaşmayacağız, iki adım yol gideceğiz diye sinir sahibi olmayacağız” diye sevinçle karşıladığımız BiTaksi uygulamasının içinde de orman kanunlarının hüküm sürmesini sağladık tez zamanda. Bir güvencemiz vardı, sistem sana yolculuk sonunda fikrini soruyordu, yorum yazabiliyor, şoföre puan verebiliyordun. Onun da güvence değil, hayati tehlike olduğunu son olay sayesinde öğrenmiş olduk.
Şoförün, kaza yapmış insanların üzerine arabayı sürüp “Sizi ezerim, hemen çekin arabanızı” diye tehdit ettiğini BiTaksi’ye bildiren bir çift, şikayetlerine sonuç almak yerine dayak yediler. Meğer şikayet yorumlarını şoförlerin kendileri de görüyormuş, bu adam da söz konusu çifte diş bileyip bir hafta takip etmiş, bir daha çağırdıklarında da koşarak gidip insanları ‘kaçırmış’ Birlik Taksi durağına, kendilerini bekleyen diğer taksicilerin yanına. Ve hep beraber çiftin üstüne çullanıp tekme tokat dövmüşler.
Medeni Bitaksi sistemimizin çöktüğü yer. Ne olacaktı tabii, neticede oradaki şoförler de centilmenlik eğitiminden geçip gelmiyorlar. BiTaksi’nin daha seçici olması, şikayeti ilk anda ciddiye alması ve tabii ki şoförle paylaşmaması lazımdı ama geçmiş olsun.
Olay, sosyal medyada duyulduktan ve iş epeyce işten geçtikten sonra “Biz aslında böyle olaylar olmasın diye kurduk bu sitemi” diyen, “İlk uyarı sonrası insani hatalar nedeniyle gerekeni yapamamamız büyük bir yanlıştır” diye özür dileyen bir açıklama yayınladılar. Buna da şükür tabii de, bundan sonra yeniden güven tesis etmeyi nasıl başaracaklar, bir daha kim cesaret edip de varsa bir şikayeti paylaşabilir, onu bilemiyorum.
Garantili kuş hafifliği
Hayat üzerimize bütün ağırlığıyla çökse bile insan da neticede bu doğanın bir parçası ve bahara kayıtsız kalamıyor. O güneş parladıkça, kuşlar cıvıldadıkça, çiçekler yüzlerini gösterdikçe bizde de kontrol edilemez bir canlılığın baş göstermesi ne güzel ki kaçınılmaz. Fırsattan istifade, kilolarla aklınızı bozun demeyeceğim ama sağlıklı birkaç adımdan kimseye zarar gelmeyecektir.
Aksini söyleyenler olsa da, ben birkaç günü aşmayan sıvı detokslarının faydasına inananlardanım, en azından bana yaradığından eminim.
Bunun için de Sedef Dördüncü ve Deniz Derman adlı iki kadın girişimcinin kurduğu, ülkemizde de bu işin başını çeken Juico’ya güveniyorum, sadece sıvıyla geçen üç günümün sonuçlarını daha önce yazmıştım. Sizi hafifletirken neşenizi de, enerjinizi de ikiye katlayan bir deneyim bu ki esasen şu ara beni daha çok bu ilgilendiriyor.
Sağlık güzellik konusu günümüz insanının gündemini sürekli meşgul ettiği için, Juico da hızla büyüdü, ürün yelpazesini genişletti ve sıra “Yok mümkün değil, ben bir şey çiğnemeden duramam” diyenlere geldi. Bunun için iki günlük beslenme paketleri hazırlamışlar. ‘Juico Fit’ ve ‘Juico Form’. İçlerinde dört adet farklı sebze meyve suyunun yanı sıra granola bar, çilekli ya da matcha çaylı powerball, chia puding gibi ara atıştırmalıklar ve karabuğdaylı ya da kinoalı salata, çorba gibi birer öğün seçeneği var. Evet, gene kuş kadar yiyor olacaksınız, yalan söyleyecek değilim. Ama kuş hafifliği de garanti.
