Bu yıl Thassos’a gitmeyeni dövüyorlar diye duymuştum, nihayet biz de katıldık kervana. Thassos, İstanbul’dan karayoluyla beş saatte varabildiğiniz Keramoti’den 35 dakikalık feribot
yolculuğuyla ulaştığınız bir Yunan adası. İsmi Taşöz diye okunuyor, mermeriyle ünlü. Ve an itibariyle sokakta arabaların yarısı 34 plakalı. Esnaf da habire Türkçe sözcükler sıkıştırıyor araya. “Thassos bir Türk adasıymış meğer” diye diye dolaşıyoruz sokakları...
Ama birkaç saat içinde yanıldığımızı anlıyoruz. Öncelikle fiyatlardan... Koca koca masalar donatsan adam başı 15 euro’dan fazla ödeyemiyorsun. (Türk lirasına çevirmek isterdim ama yarın sabaha kadar kim bilir euro kaça gelmiş olur...) “Sezon kısa, yakalamışken kazıklayalım” diye düşünmeyi öğrenememişler.
Ayak bastı parası yok
İnşaat sektörü de hiç gelişmemiş memlekette. Nereye baksan çam ormanı... Bodrum’un filan dağlarında tepelerinde baştan aşağıya beyaz siteler görmeye alışmış gözümüz yeşili yadırgıyor. Anlaşılan orman yangını diye bir şey bilmiyorlar. İnanıyorum ki, Türk turistler gele gide Thassos halkını da uyandırmayı başaracaktır.
Plajlar herkesin sonra...
Sizden ayak bastı parası almayı, şezlongdan, şemsiyeden kâr etmeyi akıl etmiyorlar. Ekonomik krize girmelerine şaşmamalı... Bir tek Golden Beach denen plajda bir görevli geliyor başımıza, onun da isteği bir şezlong karşılığı bir içecek almanız. Mojito bile içsen verebileceğin para en fazla 7 euro.
Bunlar da öneriler
Biz, iki harika insanın mutluluk yolunda attığı yeni bir adıma tanıklık etmek için adadayız. Bir mutluluğa bir ada bu kadar yakışır. Pandelis, kardeşleri ve şahane yemekler yapan annelerinin konuğu olduğumuz Drift Beach Bar
(Tel: 2593 022113); Limenas’ta, Thassos’a her gidene önereceğim bir yer.
Sizi de aileden sayan, sabahın körü de, gecenin yarısı da olsa, “Mutfak kapandı” deyip aç bırakmayan gerçek bir aile işletmesi.
Sezen Aksu’nun ‘Haydi Gel Benimle Ol’u eşliğinde şahane bir sürpriz evlilik teklifi yaşadık, Pandelis ve ailesi bizden heyecanlıydı, kucaklaşa kucaklaşa zor ayrıldık.
Yalancı dolma ve fava inanılmaz
Herkesin bize önerdiği Simi restoran, müşteri fazlasından olsa gerek, yemeklerini de servisini de fena halde bozmuş. Ama Limenaria’da bir To Limani (Tel: 2593 052790) var ki, her sandalyesi rezerve olduğu halde her şeyi dört dörtlük. Bana Metin Solmaz önerdi, sahibi Niko’nun müthiş Türkçesiyle söylediği gibi “Allah bin bir bereket versin” kendisine.
Niko Argiripoulos, Radikal’de To Limani’yi yazan Tan Morgül’ü de tanıdığımızı öğrenince el üstünde tutuyor bizi. Kendisi ayrıca buzuki sanatçısı ve yılda bir İstanbul’a gelip Eleos’ta müzik yapıyor, heyecanla bekliyoruz.
Söylediği gibi, To Limani’de turistik hiçbir şey yok. Ne muhabbet, ne fiyatlar, ne de yemekler...
Annesinin yalancı dolması da, fava da inanılmaz. Ama tabii asıl işi balık...
Şarap soslu ahtapot, deniz ürünlü pilav, kalamar, karides masanın baş tacı. Ve yine akıllara ziyan bir hesap.
Müthiş bir karizma sahibi Niko’nun sohbeti de dahil...
Biz “Son gece mi geliyorsunuz? Yazıklar olsun” diye Türkçe azarımızı yedik. Siz bu hataya düşmeyin...