Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

NUMARANIN BÜYÜĞÜ OYUNCUDA




Talimhane Tiyatrosu’nun sahnelediği oyunda bir kadın tanıyorsunuz, dünyanın tüm felaketleri başına gelse de onları bir mizah şekerine bulayıp sunuyor izleyene. Ama nihayetinde şekerin arasından o acı hep hissettiriyor kendini



‘Önce bir boşluk oldu kalp gidince, ama şimdi iyi...’ İlk duyduğumda “Nasıl oyun adı bu?” demiştim. Uzun, akılda tutması zor, ayrıca ne demek ki yani? Oyunu izlediğimde, bunun yedi yaşındaki bir çocuğun kalp nakli ameliyatından sonra nasıl olduğunu soran gazetecilere verdiği yanıt olduğunu öğrendiğimde, “Başka ne olabilirdi ki bu oyunun adı?” dedim ama.
Bir süredir salonu olmayan Talimhane Tiyatrosu’nun pazartesi akşamları İKSV Salon’da sahnelediği oyunda bir kadın tanıyorsunuz, dünyanın tüm felaketleri başına gelse ki haylisi geliyor, onları bir mizah şekerine bulayıp sunuyor izleyene. O şekerle ağzınız tatlanıyor evet, kahkaha atıyorsunuz zaman zaman, ama nihayetinde şekerin arasından o acı hep hissettiriyor kendini. Dijana gülümsüyor ama, “Önce bir boşluk oldu kalp gidince ama şimdi iyi...” diyor, “Şimdi iyi!”

Haberin Devamı

Dijana hayalleri kaç para?

Oyun yazarı cenneti İngiltere’nin 27 yaşındaki bir genç kalemin, Lucy Kirkwood’un yazdığı metin, yeni ve mutlu bir yaşam umudunu bavuluna koyup İstanbul’a gelen Ukraynalı Dijana’nın insan tacirlerinin elinde bütün hayallerini bir bir yitirmesinin öyküsünü anlatıyor. Seçil Honeywill Türkiye’ye uyarlamış oyunu. Dijana’nın umutlarının celladını, daha şehre adım attığı gün aşık olduğu, sonuna kadar güvendiği Mustafa’ya dönüştürmüş. “Çocuğumuz, mutlu bir geleceğimiz olacak, seyahate çıkacağız” diye Mustafa’nın eline tutuşturduğu pasaportuna el konulup bir eve kapatılarak fuhuşa zorlandığı zaman anlıyor gerçeği Dijana. Fiyatını biliyor artık, kaç para ettiğini... 3 bin dolar. Mustafa’nın onun için ödediği para. Tam iki buçuk iPhone...
Oyunu Mehmet Ergen sahneye koymuş fakat ışıklar yandığı anda karar vereceğiniz gibi bu bir oyunculuk şaheseri. Aynı zamanda Ergen’in eşi de olan Esra Bezen Bilgin tiyatro takipçilerinin çoktan keşfettiği bir isimdir ama bu oyunda kelimenin tam anlamıyla ışıldıyor.
O başta deli mi, aptal mı, yalancı mı olduğunu anlamadığımız, başına gelen her şeyi tam o 7 yaşındaki küçük kızın saflığıyla anlatan Dijana’yı onunla yavaş yavaş tanıyor, çözüyorsunuz. Ve finalde Esra Bezen Bilgin’e hayran kalıyorsunuz.
Oyun üç bölümden oluşuyor. Zaman sırasını bozan bir kurgusu var. Dokunaklı bir hikaye, iyi bir anlatım. Ben ortadaki bölümün gereksiz olduğunu, takibi zorlaştırdığını düşündüm. Ama dediğim gibi zaten burada ne tekstte ne rejide, numaranın büyüğü oyuncuda...