Yeni uygulamaya göre pasaportunuz 10 yıldan eskiyse vize alamıyorsunuz. Bu yüzden pasaport dairelerinde iğne atsanız yere düşmüyor
Pasaport peşinde geçirdiğim son bir haftanın neticesindeki ilk tespitimi açıklamak istiyorum: Bütün İstanbul bu ay yurtdışına çıkıyor. Pek yakında şehrimizde kimse kalmayacak.
Yıllardır pasaport almak isteyen herkesi yönlendirdiğim, işlerin tereyağından kıl çeker gibi halledildiği Beşiktaş Emniyet Müdürlüğü'nde bile bu kadar bekleniyorsa bunun başka bir açıklaması olamaz.
Ama sonra bana vakit kaybettiren başka sebepler de olduğunu öğrendim ve bundan sonra vize - pasaport işlemlerine başvuracaklar için birkaç ipucu vermek istedim.
Öncelikle son birkaç haftanın icadı: Eğer pasaportunuz 10 yıldan eskiyse vize alamıyorsunuz. "Ama benim daha sürem vardı", "Zaten haziranda cüzdanlar değişecek" gibi itirazlar kabul edilmiyor. İlk pasaport aldığınız tarih 2000 yılından önceyse geçmiş olsun, vizeye başvurmadan cüzdanınızı mutlaka değiştirin. Ama yine de bir iyi haber: Haziranda pasaportlar değişiyor ama sizin cüzdanınız süresi dolana kadar geçerli kalacak.
İkincisi, başvuruyla ilgili her türlü bilgiyi iem.gov.tr adresinden alabiliyorsunuz ya, oradaki "Harcı bütün banka şubelerine yatırabilirsiniz" ibaresine sakın kanmayın. Çoğuna yatıramıyorsunuz. Ben bir Finansbank ve bir Yapı Kredi nafile bekleyişi sonunda, Ziraat Bankası'na yatırabildim. Ondan öncekilerle aramızda "Ne dediniz? Yurtdışı çıkış harcı mı? "Hayır, pasaport uzatma harcı." "Yok bizde o." tarzı diyaloglar geçti.
Garanti Bankası'na da yatırabiliyorsunuz, bunu da test ettim. Ancak önceden internetten ya da telefonla yatıracağınız miktarı kuruşu kuruşuna öğrenmeniz gerek. Banka şubesinde bilirler sanmayın, bilmiyorlar. 126.05 yerine 126 TL yatırdığınız için, sıfır nokta beş kuruş uğruna pasaport dairesinden geri dönersiniz.
Bu iki mühim uyarıdan sonra Beşiktaş Emniyet Müdürlüğü'nün geçtiği ve tıkır tıkır işleyen online başvuru hizmetine methiye düzebilirim. Giriyorsunuz besiktas.iem.gov.tr adresine, hangi güne randevu almak istiyorsanız tıklıyorsunuz, verilen saatte gidip beklemeden işleminizi yapıyorsunuz.
Zaten aksi halde hayat çok zor. Parmak izi alınma zorunluluğu zaten işleri inanılmaz yavaşlatmış durumda. Üstüne bir de 10 yıllık pasaportların değişme meselesi çıkınca şu dönemin en 'in' mekanları pasaport daireleri.
Sabah sekizde gidip sıra numarası alırsanız mesela, 10.30 - 11.00 gibi çıkma ihtimaliniz var. Yok daha geç kalırsanız saat 16.30'a kadar orada durup sonunda sıranın size gelmediği, o gün başvurunuzun alınamayacağı acı gerçeğiyle günü tamamlayabilirsiniz, benden söylemesi.
Aşkın yaşı
Bu hafta vizyona bir romantik komedi girdi. Adı aslında 'The Rebound.' 'Sex and the City' sözlüğümüzü karıştıralım: Uzun bir ilişkiden sonra birlikte olunan, aşk sanılsa da genellikle de teselli armağanı olmaktan öteye geçemeyen kişiye verilen ad.
Ama Türkiye'de 'Aşkın Yaşı Yok' adıyla oynuyor ve kimbilir bu isimdeki kaçıncı filmimiz. Neyse, sevimli bir romantik komedi ve hoş tarafı, 'yaşı yok' derken kadının erkekten 15 yaş büyük olduğu bir ilişkiyi anlatıyor. Ve bu konudaki bütün önyargıları da yüzünüze vuruyor.
Catherine Zeta Jones'un oynadığı 40 yaşındaki kahramanımız, berbat bir evlilikten çıkıp 25'indeki bebek bakıcısına aşık oluyor. Ama bu işe arkadaşlarını da kendisini de ikna etmesi pek kolay olmuyor.
Filmi epey zamandır kendisinden 10 yaş büyük Julianne Moore ile evli olan Bart Freundlich'in çekmiş olması da ayrı bir hoşluk.