Bugüne kadar hep cesur işler yaptı Duman. İlk günden beri kendilerine has bir sesleri, sözleri vardı ve bundan hiç taviz vermediler. Ama hiç bu kadar gözü kara da olmamışlardı; Kaan Tangöze’nin Ada Müzik’ten çıkan ilk solo albümü ‘Gölge Etme’de olduğu kadar...
O kadar ‘kişisel’, bir o kadar toplumsal, sek, süssüz püssüz, kelimenin tam anlamıyla ‘solo’ bir albüm.
Ülkeye, gündeme, dünyaya dair tepesini attıran, canına tak ettiren ne varsa sansürsüz kağıda dökmüş Kaan Tangöze. Özdemir Asaf’tan, Aşık Mahsuni Şerif’ten, Karacaoğlan’dan yardım almış ama bestelerin tümü tamamen kendisine ait. Beethoven’in ‘9. Senfoni’sinden etkilendiğini belirttiği ‘Amerikan Kovboyları’ dışında...
12 şarkının tamamında söyleyeceğini daha açılışta net bir şekilde dile getirmiş: Albüme adını da veren ‘Gölge Etme’de. “Elinde silahın varsa benim de gitarım var” diye başlayan şarkı, “Eğer sonunda kefene girmek varsa / Ölürüz icabında” diye bitiyor. Her şeye karşı yüreğine, ideallerine, şarkılarına, yoldaşlarına güvendiğini
haykırıyor ele güne.
Haykırıyor dediysem, aslında son derece usul usul söylüyor, etkisini de buradan alıyor aslında. Sevenin çok sevdiği, sevmeyenin tahammül edemediği bir vokal tarzı vardır ya Kaan Tangöze’nin, hah şimdi bu albüm tamamen onun üzerine kurulu. Tek vokal, kendi çaldığı akustik gitar ve mızıkayla kaydetmiş şarkılarını. Her zamankinden daha konuşur gibi söylüyor. Eline gitarını aldı, karşınıza oturdu, tane tane anlatıyor sanıyorsunuz.
İkinci şarkı; ‘Bekle Dedi Gitti’, benim duyar duymaz vurulduğum bir melodiye sahip. Nakaratı da Özdemir Asaf’ın meşhur ‘Çizgi’ şiiri olunca (Bekle dedi gitti / Ben beklemedim / O da gelmedi / Ölüm gibi bir şey oldu / Ama kimse ölmedi); şarkı ilk anda
oturuyor kalbinize. Ardından Karacaoğlan’ın ‘Bir Kız Bana Emmi Dedi’si geliyor... Kaan Tangöze de yaşla beraber inceden bir “Sakal seni cımbızınan yolayım” noktasına gelmiş olmalı ki bunu seçti bestelemek için...
Atatürk’ün ‘Gençliğe Hitabe’sine bolca göndermeli ‘Şanlı Millet’ albümün en sert şarkılarından biri. Onu izleyen ‘Taksim Meydanı’yla birlikte... ‘Amerikan Kovboyları’ öyle, tokat gibi çarpıyor insana.
Sonra Özdemir Asaf’ın yılgınlık dolu ‘O Yolda’sı geliyor; “Maviye boyadım baktım mor çıktı”... Bir kez daha beklediği her şey tersine dönmüş bir ozanın ruh haliyle karşılaşıyoruz. Neyse ki ardından yine Asaf yetişip “Daha gidilecek yerlerimiz var / Şu sohbetimizi dinler gideriz” diyor da bir nefes aldırıyor dinleyene.
Aşık Mahsuni Şerif’in ‘Tersname’si de cuk oturmuş bu albümün ruhuna. Korkuyorum, anlamadan dinleyenler duyarsa “Adama bakın, dinden haktan çıkmayı, sağa sola sövmeyi öneriyor” diye coşarlar, adettir bizde. Onlar için bir açıklama; ‘tersname’ ya bu, tersini söylüyor aslında.
Kaan Tangöze’nin ‘Allı Turnam’la devam eden 12 şarkılık yolculuğu ‘Kıyamet’le sona eriyor. Hani adı üstünde, fazla söze gerek yok.
Kuşağının en özel ozanlarından birinden, gücünü sözlerinden alan bir mektup, bir manifesto, bir ağıt ‘Gölge Etme’.
Nasıl adlandırırsanız adlandırın, özel ve cesur bir albüm.