Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sanıyorum daha ilkokulda bile değildim, bir Yeşilçam filminde Ferdi Özbeğen’i keşfetmiştim. Gülşen Bubikoğlu’yla oynuyordu ve aslında arabesk müziği de keşfedişimdir o. Arkasından ısrar kıyamet bir Ferdi Özbeğen kaseti aldırdım ve döne döne aynı şarkıyı dinlemeye başladım: “Satmışım anasını ben bu dünyanın, sen benim yanımda olduktan sonra”. Hayır, o yaşta hangi duygularla bu şarkıya takılıyorum, kaseti alan annem ne kadar pişman, orasını siz düşünün. Onu bir diğer şarkı izledi, “İçelim bu akşam dostlar beraber / Yine yardan bana geldi acı bir haber” (Şerefine Sevenlerin).

Haberin Devamı

Çocukluk şarkılarım

Neyse, içli bir çocukmuşum diyelim. Ve bugün masamın üzerinde adı ‘Satmışım Anasını Ben Bu Dünyanın’ olan bir albüm bulunca nasıl sevindiğimi tahmin edin. Bir Mustafa Alpagut şarkıları albümü...

Meğer kendisi bu sene hem besteciliğinin, hem de kurduğu Elkon A.Ş.’nin 40’ıncı yılını kutluyormuş ve 12 şarkılık bir albümle bunu belgelemek istemiş. Harika fikir... Yapımcılığı Ali Rıza Türker üstlenmiş. Coşkun Demir, Salim Dündar ve Ercan Turgut gibi bir zamanın dev yorumcularını bir araya getirmiş. Selçuk Ural’ın meşhur ettiği ‘Dertlerimi Zincir Yaptım’ı Salim Dündar, ‘Bir Kadeh Senin İçin’i Coşkun Demir söylüyor. Yıllar sesten hiçbir şey mi eksiltmez, her ikisi de 40 yıl önce nasılsa öyle...

Benim çocukluk şarkılarımdan ‘Şerefine Sevenlerin’i ise Ercan Turgut’tan dinliyoruz. Bu kez Flamenko - Balkan karışımı bir şey olmuş, ama düzenleme konusuna birazdan geleceğim. Ercan Turgut ‘Seni Seviyorum’u da söylüyor, bir kuşağın pek kıymetli evlilik teklifi şarkısıymış, Ali Rıza Türker’in kapak yazısından öğrendiğimize göre.

‘Basbayağı 90’larda kalmış’

Albümde Asya da var, hem de Nilüfer’den tanıdığımız ‘Hatıra Defteri’yle. Çok da güzel söylemiş. Zamanında Zaliha’nın büyülü sesiyle söylediği ‘Beklenmeyen Misafir’i ve ‘Nerede’yi ise Neslihan Demirtaş hakkını vererek yorumluyor.

‘Satmışım Anasını’yı Ferdi Özbeğen’in anısına Ümit Besen’e söyletmek harika bir fikir sahiden. Benim için albümün en büyük sürprizi olan Gündoğarken’i bu kadroya dahil etmek de öyle... Önce Selçuk Ural’ın, sonra Haluk Levent’in sesinden duyduğumuz ‘Aşkın Mapushane’yi, vakitsiz kaybımız Ayla Dikmen’in unutulmaz ‘Al Yanaklım’ını Gündoğarken’den dinlemek şahane. Ama tabii düzenlemelerini kendileri yapsalardı şarkıların nasıl ‘uçacağını’ tahmin etmek de hiç zor değil.

Haberin Devamı

Ne yazık ki bu şahane şarkıların toplandığı albümün böyle bir sorunu var. Ali Rıza Türker, “Şarkıların ‘modeli’ eskimişti” diyor yazısında, “Melodilerin yeni bir ruh kazanması gerekiyordu”. Ve Osman İşmen önderliğinde “Ana başlık popüler müzik olsa da, Flamenko, Balkan, Latin, Folk ve Eğlendirici Piyano tarzlarından güzel örnekleri kaynaştırdık” diyor.

Şimdi bu tarzlar kaynaşır mı, şart mıdır, (Eğlendirici Piyano tarzı nedir?) gibi sorular bir yana, bilgisayara bu kadar yüklenerek şarkılara ruh kazandırılır mı? diye sormak istiyorum. Çok üzgünüm ama bu ‘yeni’ ruh basbayağı ‘90’larda kalmış vaziyette. Besteler çok güzel, yorumcular bomba gibi, keşke bambaşka bir hale getireceğiz diye zorlamasalar, akustik bir sound’un bu şarkılara vereceği ruhtan bizi mahrum bırakmasalarmış...