Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ada denince akla gelen ilk şey olan vapur yok artık. Büyükada iskelesinin boynu bükük, motor iskelesi ise yolcu kapasitesini karşılamaktan çok uzak

İstanbul’a gelemeyen baharı Büyükada’da aramaya karar verince, sıkı bir eş dost soruşturmasına giriştik önce. Nerede kalınır, ne yenip içilir. İlk akla gelen Splendid Palas ama yer bulmak ne mümkün. Sahilde bir otel seçiyoruz, Panorama. Adının hakkını verecek bir manzaraya sahip, şu ara giderseniz göreceğiniz geniş bir şantiyeden ibaret olsa da.
Yazılmış Büyükada güzellemelerinin tamamı, sizi karşılayacak olan ‘tarihi iskele’den giriyor söze. Hakikaten, şehrin en güzel iskelelerinden biridir Büyükada’nınki.
Bostancı-Adalar arasında vapurdan ziyade motor işlediğine dair haberleri okumuşuz, ama halihazırda iskelelerde dağıtılan İDO tarifesi hatalı olamaz ya, “Hâlâ belli saatlerde vapur var demek ki”, diye düşünüyoruz. İyimserlikte daha da ileri giderek, “Vapurlar kaldırılınca ada halkı isyan etmişti, demek ki seslerini duyurabildiler” diye düşünüyoruz. Sanki mümkünmüş gibi. Tabii ki biz yanılıyoruz. Tarife de öyle. Hiç vapur gitmiyor Bostancı’dan Adalar’a artık, sadece motor gidiyor. Mavi Marmara motorları.
Gidişimiz hafta içi bir sabaha denk geldiği için bunun ne demek olduğunu tam anlamıyoruz. “Motor vapurun yerini tutar mı, İstanbul’un, adaların simgelerinden biridir o güzelim vapurlar, bu ne tatsız iş” diye söylenmekle yetiniyoruz. Büyükada’da da bizi tabii ki o şahane vapur iskelesi değil, naylonlarla çevrili derme çatma Mavi Marmara iskelesi karşılıyor. Asıl tehlikesini hafta sonu fark edeceğimiz iskele.
Dediğim gibi, Büyükada şu sıralar büyük bir şantiyeyi andırmakta. İskele Meydanı’nda kanalizasyon sistemindeki sorunları da gidermeye yönelik yeni bir park düzenlemesi yapılıyor. İyi haber: Sahildeki meyhanelerin denize bakan cephelerindeki çirkin naylonlar sökülmüş, panolarda görülen proje uygulanabilirse besbelli çok daha içaçıcı bir görünüme bürünecek sahil şeridi.
‘Uygulanabilirse’ diyorum, çünkü basından takip ettiklerimizle orada geçirdiğimiz iki gün birleşince, CHP’li Adalar Belediyesi’yle İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasındaki çatışmanın gittikçe büyüdüğü anlaşılıyor. Özellikle meydan düzenlemeleri, iki belediyeyi sürekli karşı karşıya getiriyor. Biri yapıyor, öbürü bozuyor. Son noktada, Çınar Meydanı’nın ortasına ‘Bu meydan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğundadır’ diye koskocaman bir tabela yerleştirilmiş durumda.

Haberin Devamı

Marmara iskelesindeki tehlike

Bu konuyu daha ileride etraflıca ele almak üzere bir tarafa koyarken, Adalar’ın ‘Bu meydan kime aittir?’den daha ciddi sorunları olduğunu hatırlatmak isterim. Misal, İBB, yerel belediyenin düzenlediği meydanı yıkmak için sabaha karşı adaya çıkarma yapana kadar, gene kendi denetiminde olan faytonlara bir el atsa çok iyi eder, kimsenin tarifeye filan takıldığı yok, ne koparabilirlerse onu alıyorlar müşteriden.
Gelelim sözünü ettiğim hafta sonu motor durumuna. Cumartesi sabahı itibarıyla adaya yolcu akını başlıyor ya hani, o Mavi Marmara iskelesi olduğu iddia edilen baraka, insan hayatı için tehlikeli hale geliyor düpedüz. İnsanların birbirini ezdiği, bir vesileyle geri dönmek isteyenin sağ çıkamayacağı daracık bir bekleme alanında dakikalarınız geçiyor, çaresiz. İlla ki bekleyeceksiniz, çünkü vapur gibi saatinde kalkmıyor bu arkadaşlar, adeta dolmuş mantığıyla hareket ediyorlar. Hatta doğrusu ‘taşmış’ olmalı. Söz konusu ‘iskelemsi’ gibi, motorlar da bu insan sayısını kaldıracak boyutta değil ama geleni geri çevirmiyorlar maşallah.
Biz bu sıkış tıkış, gayrı insanı yolculuğa mahkum olalım, Büyükada’nın güzelim tarihi iskelesi de orada olanca görkemiyle duruyor. Kabataş’tan gelen tek tük vapuru karşılayarak. Gittikçe işlevsizleşerek...