Cadde Asuman Çakır: Keşkelerle işim olmaz

Asuman Çakır: Keşkelerle işim olmaz

26.12.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Kanal D’de ekrana gelen ‘Azize’de Aynur karakterini canlandıran Asuman Çakır, “Ülkemin bana tanıdığı şartlarla, verilen malzemeyle hep en iyisini yapmaya çalıştım. Keşkelerle işim olmaz” dedi

Asuman Çakır: Keşkelerle işim olmaz

Asuman Çakır, yıllarını tiyatroya adamış bir isim. Şimdi kendi tiyatrosu Balkonda Sanat’ta oyunlarını sahneliyor. Bir yandan da Kanal D’de ekrana gelen ‘Azize’yle izleyici karşısına çıkıyor. Çakır’la, projelerini ve yeni nesil oyunculara tavsiyelerini konuştuk.

Haberin Devamı

- ‘Azize’nin çekimleri nasıl gidiyor?

Çok güzel. En sevdiğim set oldu belki de... Oyuncuların birçoğu tiyatro kökenli olduğu için sanırım... Dizi setlerinde uzun çekim araları olur. Bu zamanlarda tiyatro, oyunculuk ve kitaplar konuşuluyor. Televizyon dünyasının doğası gereği bazı arkadaşlarımıza sıkıcı gelebilir ama ben çok memnunum.

- Senaryosunu ilk okuduğunuzda hissiyatınız ne oldu?

Yüksek tempolu bir hikaye... ‘Acaba sonra ne olacak?’ diye kendimi hikaye örgüsüne kaptırdım, ‘Herhalde izlemesi de keyifli olur’ diye düşündüm. Bölümler yayınlanmaya başlayınca sinema tadında bir iş olduğunu gördüm. Doğrusu bu iyi bir şey mi çok emin değilim. Ama oyunculuklar, hikaye ve bunları bir araya getiren yapım şirketi çok iyi...

Haberin Devamı

- Hande Erçel’in performansını nasıl buluyorsunuz?

Diziye yeni başladığımız için Hande ile sahnemiz çok fazla olamadı ama tabii ki işindeki ciddiyet ve özen anlaşılıyor. Sette uzun saatler çalışıldığı için başrol oyuncularının sinerjisinin iyi olması lazım. Hande’nin de öyle... Tabii çok gençler, uzun yolları var. Yaptıkları iş büyük bir sorumluluk gerektiriyor. Bu da ciddi bir çalışma ve sebat demek. Biraz kendinizle uğraşmanız gereken bir meslek oyunculuk. Mesela ‘Erkenci Kuş’ta çalıştığım Can Yaman, hem sporunu yapıp kendine bakmak hem de uzun saatler çekim yapmak durumundaydı. Bu da disiplin işi...

- Can Yaman’ın libido açıklaması çok konuşuldu... Duyduğunuzda ne düşündünüz?

Çok düzgün, iyi eğitim almış, belli ki iyi bir ailede yetişmiş biri... Sette gördüğüm çocuktan sonra bu duyduğum hikaye...
Büyük bir şöhret yaşıyor, zor zamanlar geçiriyor demek ki... Üzüldüm. Ne olursa olsun Can iyi çocuktur.

- Aynı zamanda oyuncu koçluğu yapıyorsunuz. Gençler şöhretin büyüsüne kapılmamak, kalıcı olmak için nelere dikkat etmeli?

Genç arkadaşlar, ne istediklerini bilecek. ‘Şöhret istiyorum!’ diyorlarsa, öyle davranacaklar.
Konservatuvara gitmeleri de şart değil o zaman. Bir sürü kurslar var. Eli ayağı biraz düzgünse şöhret de olabilirler. Değilse de ve ille de istiyorlarsa gidip estetik yaptırsınlar. Artık her şey mümkün... Eğri oturup doğru konuşalım, o oyunun kuralı bu. “Yok arkadaş ben karakter oyuncusu olacağım” diyorlarsa da, o zaman konservatuvara girecekler, çok çalışacaklar.
Biz aldığımız eğitim dolayısıyla şöhretten çok, kalıcı işler peşinde olduk. Figüranlık da yaptım. Şanslıydım, değerli oyuncu ve yönetmenlerle çalıştım. Bu noktada gururla ismini anmak istiyorum; Şevket Altuğ’un karısını oynamıştım.

Haberin Devamı

- Hep sahnede mi olmak istediniz?

Hep istedim ama birçok zaman da olamadım. Yaşamın ve sektörün getirdiği değişkenler engel oldu ama hep gerçekçi davranmaya çalıştım. Şu anda tiyatromu kurdum; Balkonda Sanat. Şu sıra yazdığım ‘Begonviller Yaza Açar mı?’ ve benim de rol aldığım ‘Artist Pakize’ oyunum var. Ayrıca Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen ‘Alyoşa’da rol alıyorum. Doğrusu ‘Tiyatrom olsun’ diye hayal kurmadım ama doğru yerde durduğunuzda her şey istediğinizden de güzel olabilir.

- Oyunculukla ilgili içinizde ukde kaldı mı?

Verilen malzemeyle hep en iyi yemeği yapmaya çalıştım. Keşkelerle işim olmaz. Zaten biraz da şımarıklık olur. Tabii ki sürekli bir mücadelemiz var, olacak. Hem topraklar çok bereketli, verim alabiliyorsunuz, bazen de ‘Neden yağmur yağmıyor?’ diye düşünebiliyorsunuz...

Haberin Devamı

‘Aynur, kara kutu gibi’

- Diziye dönersek... Canlandırdığınız Aynur nasıl bir kadın?

Yaşadığı malikanenin karanlık olaylarına ve insanlarına tanık olan kara kutu gibi bir kadın. Aile kavramı çok gelişmiş olduğu için malikanenin büyük yengesi görevini tam anlamıyla bize yaşatıyor. Arnavut kökenli olduğu için mutfak ve yemek yapmak, yedirmek onun için görevden çok hayat biçimi... Tüm bunlara karşın kafası da biraz kırık.

- Sizin mutfakla aranız nasıl?

İyi elbette, başka türlüsü olamaz. Ama insanlar yemekleri lezzetlendirmeye çalışırlar ya, şaşırıyorum. Çünkü sağlıklı yemek o kadar lezzetli olamaz. Genelde kendi yaptığım yemekleri yemeye çalışıyorum.

- ‘Hakan: Muhafız’ın çekimleri nasıl geçti? Orada nasıl bir karakteri canlandırdınız?

Hem yönetmenim Gökhan Tiryaki hem de Çağatay Ulusoy’la çalışmak harikaydı. Dördüncü sezonunda oynadım. Renkli bir karakter oldu...