Cadde “Ben şarkıları bestelemem, şarkıları bulurum”

“Ben şarkıları bestelemem, şarkıları bulurum”

11.03.2011 - 02:49 | Son Güncellenme:

Sevdiğimiz birçok bestenin arkasında o var: Ara Dinkjian. Sezen Aksu’dan ‘Sarışınım’, ‘Vazgeçtim’, Ahmet Kaya’dan ‘Ağladıkça’ ve daha birçok şarkının bestecisi... ‘Avea Sıra Dışı Müzik Konserleri’ kapsa- mında pazar akşamı Aya İrini’de sahne alacak sanatçıyla, farklı kültürleri ve müziği konuştuk

“Ben şarkıları bestelemem, şarkıları bulurum”

Diyarbakırlı ailenin çocuğu olarak Amerika’da doğdunuz. Babanızsa Ermeni müziğinin usta isimlerinden Onnik Dinkjian. Bu kültürde doğmak sizi nasıl etkiledi?
Ben Amerika’da doğdum, babam Fransa’da, onun ailesi de Diyarbakır’da. Müziğimde en hassas olduğum nokta dürüstlüktür. Dürüstlükten kastım; ne köklerimi inkar edebilirim, ne de doğduğum ve yaşadığım Amerika’yı. Teknolojiyle sayesinde dünya küçüldü; bu yüzden dinleyiciler kültürlerle ilişki kurabiliyor.

Farklı coğrafyalar ve kültürler deyince akla gelen ilk temalardan biri özlem. Özlem, müziğinizde ne kadar yer kaplıyor?
Birkaç sene önce babamla Diyarbakır’ı görme şansı buldum. İkimiz için de ilk oldu. Babamla bu deneyimi yaşadığım için kendimi şanslı hissediyorum. Acı-tatlı bir duyguydu. Müzisyenler hissettiklerini müzikle ifade edebildikleri için şanslılar. Diyarbakır ziyaretimden sonra,’Meeting My Past’ adında bir şarkı yazdım.

Farklı kültürler sanatın her alanında zenginlik yaratıyor. Ama bunun hayata yansıması bazen acılar da yaratıyor. Müziğinizde dünyanın bu yaralayıcı yüzüne karşı çıkma isteğinin payı oldu mu?
Ermenilerin kültürel tarihiyle her zaman ilgiliyim. Zaman içinde, müziğe yaklaşımın politikanın ta kendisi olduğunun farkına vardım. Dürüst olmak gerekirse, bu yeni bir şey değil. Tarih boyunca, müzisyenler insanları birleştirmiş. Ben de bunun parçası olduğum için gururluyum.

Nasıl çalışırsınız? Müziği ne zaman hissetmeye başlar, ne zaman notalara dökersiniz?
İlhamın ne zaman geleceğini bilemezsiniz. Bu benim kontrol edebileceğim bir durum değil. Bu yüzden ben şarkıları bestelemem, şarkıları bulurum. Melodiler bazen duş alırken, rüya görürken, araba kullanırken, hatta biriyle konuşurken gelebilir. İlham olup olmadığının farkına da genelde şarkıyı tekrar dinlediğimde anlarım. Genel olarak, insan duygularından ve deneyimlerinden ilham aldığımı söyleyebilirim.

Türk müziğinin sizde nasıl bir yeri var?
Yaptığım müziği ‘Türkçe’ olarak değerlendiremem. Tabii ki doyumsuz bir Ermeni ve Türk taş plak koleksiyoncusuyum. Bestelerimdeki çeşitli öğelerin farkındayım fakat bunların sade ve basit olarak, aile kökleri Anadolu’ya dayanan Amerika’da yaşayan bir Ermeni’den kaynaklanıyor. Tüm bu öğeler bir çok eserimde, farklı ağırlıklarda ortaya çıkıyor.

Aya İrini’de sahneye çıkacağınız için heyecanlı mısınız?
Hikayemi müziğimle İstanbullularla paylaşacağım için hem şanslı hissediyorum hem de onur duyuyorum. Beraber çalacağımız müzisyen arkadaşlarım Arto Tunçboyacıyan, Sokratis Sinopoulos ve Baturay Yarkın dünya çapındalar. Aya İrini’nin inanılmaz bir atmosferi var ve İstanbul dünyadaki en güzel şehirlerden biri. Kesinlikle çok şanslıyım.