Beyaz perdenin yeni dövüşçü yıldızı

axcaf011.jpg Danimarka'nın yeni film yıldızı olarak medyada büyük övgü alan Semra Turan'ın kısa bir eğitim sonrası profesyonel oyunculara taş çıkaran oyunculuğunu öven eleştirmenler, genç Türk kızının ileride büyük bir film yıldızı olabileceği görüşünde birleşiyor. Danimarkalı film eleştirmenlerinin "Dövüşçü "filmindeki rolü nedeniyle beş yıldız verdikleri Semra için medya, "İpek gibi çetin", "Kung-Fu kraliçesi", "Dövüş gecesi", "Aşk ve Kung-Fu" gibi başlıklı yazılarla övgü yağdırdı.Berlin Film Festivali'nde yarışacak olan "Dövüşçü" filminin başrol oyuncusu Semra Turan Kopenhag'da Türk basınından ilk kez Milliyet'e röportaj verdi. Semra Turan'la filmi ve gelecek projeleri üzerine konuştuk Danimarka'da bu ay içinde tüm sinemalarda vizyona giren "Fighter" (Dövüşçü) adlı filmde ilk kez başrolde oynayarak film dünyasına adım atan 22 yaşındaki Türk kızı Semra Turan, aynı zamanda karate sporunda siyah kuşak sahibi. Film teklifini aldığımda Danimarka-Norveç Karate Milli Takımı arasında oynanan müsabakadaydım. Film yapımcısı Johnny Andersen beni bu maçta izlemiş ve dövüş sanatımı çok beğenmiş. Bana bir film için göçmen bir kıza ihtiyaçları olduklarını söyledi. Bu nedenle oyunculuğa yeteneğim olup olmadığını denemek istediklerini belirtti. Bir Türk ve göçmen kız olarak dövüş sporunun kültürümüzde nasıl karşılandığını bilmek istediklerini ifade ettiler. Ben de bu teklifi ailemle değerlendirdikten sonra kabul ettim. Filmde başrol oynama teklifi nasıl geldi? Filmde yalnız Türklerin değil tüm gençlerin anlayacağı bir konu var. Kendi hayallerini gerçekleştirmek konusu. Mesela bazı insanlar vardır müzisyen, profesyonel basketçi olmak ister ama ailesi onun bir doktor yada bir başka meslek sahibi olmasını ister. Ayşe de filmde çok iyi bir Kung - Fu'cu olmak istiyor. Çünkü o orada kendini buluyor. Film göçmen ailelere ve gençlere ne gibi bir mesaj veriyor? Biraz başkaldırma kendi hayalleriyle çatışmakta olabilir. Ben filmde şunu çok beğendim, Ayşe hep babasına soruyor. Sonunda 'baba ben doktor olamam ama belki başka bir şey olurum' diyebiliyor. Mesela bazen insan genç olduğunda bir şeyi hayal eder ama yapmaz anne-babasına uyar. Sonra büyüdüğünde ben bunu niye yapmadım diye dövünür. Aslında burada kendi savaşını vermek zorundasın. Çocuklarını sıkan ailelere karşı bu bir tarafta başkaldırma mı? Bunu genelleştirmemek lazım. Her aile yapısına göre değişen bir durum olarak görüyorum. Mesela, filmde babam rolünde oynayan Sadi Tekelioğlu, meslek edinmemiş, Danimarka'ya geç gelmiş, daha kendini bulamamış birini canlandırıyor. Tanımadığı bir ülkede kimliğini korumaya çalışıyor. Onun için her şey belirsiz, taksi ehliyeti almaya çalışıyor ve ben onun kızıyım. Benim için ve istikbalim için endişe duyuyor. Olağanın dışına çıkmamı istiyor. Bir tarafta korkuyor. Filmdeki rolünle günlük yaşamda bir Türk ailenin yaşam tarzını ortaya mı koyuyorsun? Bir ara düşünmüştüm. Ama benim yerime kızkardeşim Leyla tıpta okuyor. Ben, üniversitede eczacılık bölümünün birinci sınıfındayım. İlaç araştırmacısı olmak için beş yıl okuyacağım. Filmde baban senin doktor olmanı istiyor, gerçek hayatta olmak istiyor musun? Teklif geldiğinde anne ve babama danıştım. Film dünyasını bilmediğimiz için bunlar nasıl insanlar, filmin amacı neye hizmet ediyor gibi bir çok soru işareti oluştu. O zamanlar liseyi bitirmek üzereydim. Onlar da araştırmalardan sonra onay verdiler. Tabii şimdi çok mutlu ve gururlular. Ailenin yaklaşımı nasıl oldu? Hayır. Beklemiyordum. Filmde oynarken işimi düşünüyordum. Sonra şunlar bunlar olacak diye fazla düşünmemiştim. Bana güvenen insanları mahçup etmemek, bana verdikleri sorumluluğu en güzel şekilde yerine getirmek için oynadığım role tüm konsantrasyonumu vermiştim. Yıldızının birden parlaması ve medyanın aşırı ilgisini bekliyor muydun? Ben kendimi Semra olarak hissediyorum. Fakat insanların bana farklı davrandıklarını görüyorum. Yolda durdurup imza isteyenler, fotoğraf çektirenler, "Dövüş filminde oynayan sen değil misin?" diyenler oldukça çoğaldı. Bir de, Kung - Fu, karateye gitmeye başlayan çok gencin olduğunu duyuyorum. Benim arkadaş çevremden bu spora yeni başlayan,oturduğumuz semtte annemi yolda durdurup "benim kızım da karateye başladı" diyen göçmen ve Danimarkalı kadınların her gün çoğaldığını gözlüyorum. Birden yıldız olman seni nasıl etkiledi? Olabilir. Bu film bir yılda yapıldı ve bu süre boyunca bunun eğitimini aldım. Danimarka'nın en büyük sanatçıları ve yönetmenlerinden bu filmle ilgili eğitim aldım. Yani bir meslek öğrendim. Umutlanmamak kötü olur. Elime geçen bu fırsatı kullanmamak aptallık olur. Oyunculukla mesleğimi bir arada yapabilirsem çok iyi olur. Ancak oyunculuk kötü bir şey değil ama zor. Film oyuncusu olmayı düşünüyormusun? Evet. Bu açıdan, ben ilk yardım eğitmeniyim. Bir gün eğitim almaya gelen bir Danimarkalı bana, 'Türk kızlar çok güçlü, mücadeleci değiller, zayıflar' demişti. Bu laf kafama takıldı. Çünkü anlattığı tablo böyle değildi. Bu filmde, bizim de güçlü olduğumuzu, yabancı bir ülkede başarıya ulaşabileceğimizi gösterdim. Bu filmde göçmenlerin bazı tabularını yıktın mı? Öncelik okulumda olduğu için bunu şu an düşünmüyorum. Zaten film yapımcıları sınavlarımın yoğun olduğunu bildiklerinden şimdilik beni rahatsız etmeyeceklerini söylediler. Filmin vizyona girdiği üç haftadan beri yoğun bir şekilde gerek Danimarka gerek dış basınla yoğun bir röportaj dönemi yaşadım. Bu nedenle de sınavlarıma çalışmayı biraz ihmal etmek zorunda kaldım. Bu nedenle derslerime yoğunlaştım. İlerisi için yeni projeler, teklifler var mı? Semra Turan 1985 Kopenhag doğumlu. Kopenhag Üniversitesi'nde eczacılık fakültesinde okuyor. Ailesi Konya'dan 1980 yılında Danimarka'ya gelmiş. Babası Tahir Turan ve annesi Fatma Turan ehliyet kursu sahibi. Leyla ve Deniz adında iki kardeşi var. 9 yaşından beri karate sporu yapıyor. 1 Dan'lı siyah kuşak sahibi. Biri gençler diğeri yetişkinlerde olmak üzere 60 kilo altında 2 Danimarka Şampiyonluğu var. Danimarka Karate Milli Takımı formasıyla birçok uluslararası turnuvada birinciliklere sahip. Semra Turan kimdir?