BİR NESLİN LÜKSÜ GELECEK NESLİN İHTİYACIDIR

Geçen gün Instagram’da bir yazı gördüm: “Özel jetle seyahat edip de fotoğrafını Instagram’a koymuyorsan gerçekten zenginsin demektir.” Zenginliğin gösteriş demek olmadığı daha net anlatılamazdı. Zaten günümüzde özel jeti olacak kadar parası olan bir kişi için lüks olan jet değil; havaalanında beklemeden, bir noktadan başka bir noktaya hızlı ve güvenli bir şekilde gidebilmektir.

Lüks olan, yolculuğu sırasında istediği görüşmeleri yaparken bir yandan da masaj yaptırabilmek, uçaktan indikten sonra araba yerine helikopterle kısa sürede varış noktasına ulaşabilmektir.

Özetle burada lüks olan jet değil, jet sayesinde yaşanan seyahat deneyimidir. Bu deneyimin kişiye özel ve güvenli olmasıdır. Daha da önemlisi, kişinin vakit tasarrufudur. Zamanın en büyük lüks olduğu günümüz şartlarında, kaybedilen zamana paha biçilemez.

Bir de eskiye dönün. Mesela buzdolabının ya da televizyonun lüks olduğu günleri düşünün. Ne günlerdi diyorsunuz değil mi? Yakın tarihe bir bakın. Araba telefonlarını ve ilk kullandığınız cep telefonlarını bir düşünün. Ama bugün bir CEO ve onun ekibinde en alt kadrodaki biri bile aynı cep telefonuna sahip olabiliyor.

Yıllar önce varlığını hayal bile edemediğimiz şeyler, bir gün lüks olarak hayatımıza girip, bir sonraki neslin ihtiyacı oluyor.

Günümüzde lüks kelimesi her yerde karşımıza çıkıyor. Şehirlerarası bir otobüs firması da bir çanta markası da yeni açılan bir otel ya da pahalı ürünler satan herhangi bir firma da kendisini lüks olarak tanımlayabiliyor.

Fakat lüks, nadir olan, kolay erişilemeyen ya da herkesin kolay erişemediği, hammaddesi çok değerli, el emeğiyle üretilmiş ürünleri eşsiz bir hizmet anlayışıyla ve bir marka kültürüyle sunmak değil miydi?

Evet öyleydi. Ve olmaya da devam edecek. Ama şimdi, bildiğiniz lüksü yavaşça bırakın ve yeni lüksü kucaklamaya hazır olun.

Yeni lüks kavramında ürün değişmiyor. Yine nadir, yine üstün el işçiliği ve kaliteli malzeme prensibinden yola çıkılıyor ama markalar iletişim ve hizmetlerinde farklılaşıyorlar. Lüks tüketicisiyse bir ürüne sahip olmaktansa deneyim yaşamanın peşinde. Kısacası dolapları yerine, hafızasını yeni anılarla dolduruyor.

Yeni lüks aynı zamanda zamanda geriye doğru bir seyahat. Eskiden marketlerde satılan ambalajlı ürünler lüksken, şimdi kümesten yıkanmadan toplanan yumurta lüks.

Bundan 20 sene önce beş yıldızlı oteller lüksken, şimdi yerel şarap üreticilerinin aile yadigarı şatolarında konaklamak lüks.

Eğer siz de yeni lüksün peşindeyseniz, İstanbul Moda Akademisi’nde 22 Şubat’ta başlayacak olan Modada Lüks Marka Yönetimi programını takip edebilirsiniz.

Neden mi? Çünkü dersleri “Ben lüksün içine doğmadım, çalıştığım markalar sayesinde lüksü öğrendim ve hizmet verdiğim markalarda edindiğim tecrübeler benim lüksümdür” diyen Roueida Hobeika Matin veriyor.

Bu kadar mütevazı konuştuğuna bakmayın. Matin, Louis Vuitton ve Prada gibi ünlü markalar için Türkiye ülke müdürlüğü yapmış, Gucci, Emporio Armani ve Loro Piana markalarının Türkiye temsilciliğini üstlenen Doğuş Perakende Grubu’nun CEO koltuğuna oturmuş bir isim.

Markaların bölgesel stratejilerini oluşturmalarında yol gösteren Matin için Türkiye’den çıkan en başarılı lüks marka stratejisi THY’ye ait.

Lüks kavramını en iyi ifade eden tasarımcı olarak Ümit Benan’ı, en doğru yolda olan marka olarak Dice Kayek’i
örnek veriyor.

Dolce & Gabbana’nın kapalı kadınlara yönelik yaptığı koleksiyonları, Tiffany & Co.’nun reklam kampanyalarında eşcinsel çiftlere yer vermesini pazar payını genişletmek için yapılan stratejik hamleler olarak değerlendiren Matin, “Lüks olabilmek çin 100 yıl önce de, 100 yıl sonra da konuşuluyor olmak lazım” diyor.