Bihter Ayyıldız

Bihter Ayyıldız

tbkrxm@yahoo.fr

Tüm Yazıları

Moda dünyasında uluslararası ölçekte yaşanan tüm gelişmeler Türkiye’de de hızla uygulanıyor. Bundan birkaç sene önce, Türkiye’de geçici bir heves olarak görülen blogger’lık, günümüzde bir meslek dalı olarak görünüyor.
Dört sene önce İstanbul Business School’da ‘Lüks Marka İletişimi’ üzerine verdiğim derslerden birine katılan ‘Off ne giysem’ adlı blog’un sahibi Billur Saatçi, bu dersin ardından gerçekleştirdiğimiz buluşmada markaların blogger’larla işbirliği yapma konusunda çekimser olduklarını dile getirmişti.
Hatta birçok blogger, hayatını kazanmak için sabah 9 akşam 5 mesaili işlerde çalışıyor, işten arta kalan vakitlerde blogger olarak çalışabiliyordu.

Bugün her şey değişti...
Artık blogger’lar markaların peşinden değil, markalar blogger’ların peşinden koşuyor. Hatta lüks moda perakende sektörünün lideri Harvey Nichols’ın, ‘Harvey Nichols Loves Bloggers’ adlı projesi tamamen blogger’ların başrolde olduğu bir işbirliği.
Proje kapsamında Harvey Nichols Kanyon Mağazası vitrini, 2015 İlkbahar - Yaz sezonu boyunca moda blogger’larına emanet ediliyor. Billur Saatçi’yle başlayıp Ayşegül Afacan Köksal ve Yasemin Öğün’ün birlikte tasarladığı vitrinle devam eden proje şimdi de Nil Ertürk’ün yazı müjdeleyen; canlı, renkli ve neşeli tasarıma sahip vitriniyle devam ediyor.
Vitrinler önümüzdeki haftalarda ise, Koray Caner ve Rüya Büyüktetik’in yeni ve farklı stilleri öne çıkaran vitrinleriyle devam edecek.
Bu projeyle, artık blogger’lar hem gerçek hem de mecazi anlamda vitrinlerde diyebiliriz.

Haberin Devamı

İstanbul’u yaşamak...

Doğma büyüme İstanbul’lu olan ya da yıllarca İstanbul’da yaşayan milyonlarca insanız. Acaba kaçımız İstanbul Boğazı’nın nisan, mayıs aylarında, erguvanların açmasıyla, ametist mücevherlerini takmış bir kadın gerdanı gibi olduğuna dikkat etmiştir? Ben de daha önce etmemiştim.
Geçen pazar Erguvan Turu’na katıldığım ve bana göre Türkiye’nin değerli bir kültür elçisi olan Saffet Emre Tonguç, üç buçuk saat aralıksız konuştuğu turunda, ‘’Hepimiz İstanbul’da yaşıyoruz. Ama önemli olan İstanbul’u yaşamak’’ diyerek bana unuttuğum birşeyi hatırlattı. Neyi mi? İstanbul’u yaşamayı ihmal etiğimi. Turda Anadolu ve Avrupa yakasındaki yalılar ve tarihi binaların tarihi bilgilerinin yanı sıra bu binaların ve yalıların sahiplerinin magazin programlarını aratmayacak içerikteki dedikoduları da gerçekten çok eğlenceliydi. Ama aklında ne kaldı diye biri sorsa, neredeyse hiçbir şey derim.
Sevgili Saffet’in turları da Cem Yılmaz’ın stand up şovları gibi, izlerken çok gülüyor ama sonra kimseye anlatamıyorsunuz. Bu yüzden de tur bitiminde neredeyse tüm katılımcılar, turdaki bilgilerin ve daha fazlasının içinde bulunduğu kitapları Emre’ye imzalatmak için uzun kuyruk oluşturuyor.

Haberin Devamı

Yeni imajıyla geliyor

Her albümünde yepyeni bir imajla karşımıza çıkan Gülşen’in en sevdiğim yanlarından biri de, toplumun ortak estetik anlayışının dışına çıkıp, alternatif stil ve estetik arayışlarına girmesi. 29 Nisan’da çıkacak albümün kapağı, Gülşen’in egzotik izler taşıyan yeni imajını yansıtıyor. Şarkıcının imaj danışmanlığı, kopyala yapıştır projelere alerjisi olan, ana akım nereye gidiyorsa tam tersine, hatta sadece kafasının dikine giden, yaratıcı ve cesur bir isim olan Bahar Kongel Fransez’e ait. Bir pop sanatçısının imaj çekimini ve albüm kapağını, bir kitabın girişi gibi düşünecek olursak, bu giriş yazısı bu kitabı okutur bence.