DÖRT PANTOLON BİR PARTİ
Geçen hafta Dockers markasının 30’uncu yıl partisine katılmak üzere Madrid’deydim.
Parti öncesinde de
Dockers global dizayn başkanı Doug Conklyn, markanın kurulduğu günden bugüne geldiği noktayı ve pantolonun erkek giyimindeki önemini anlattı.
Pantolon erkek giyiminde çok önemli çünkü giyimin ilk parçası. Tüm diğer parçalar ondan yola çıkarak oluşturuluyor. Ama erkekler biz kadınlar gibi mağaza mağaza dolaşmayı sevmedikleri için hafta sonu, iş, özel davet ya da başka ortamlarda giyecekleri kıyafetleri tek bir yerden almak istiyorlar.
Doug Conklyn’in anlattıklarından çıkardığım özet şu: Erkeklerin iyi görünmek ve özgüvenli hissetmek için gardıroplarını onlarca pantolonla doldurmasına gerek yok. Tek ihtiyaçları, farklı tarzlara sahip ‘Muhteşem Dörtlü’
adını verdikleri The Jean Cut, The Broken - In, The Clean Khaki ve The Best Pressed modellerine sahip olmak.
Kendisi de en az mankenler kadar fit ve çekici olan Doug’un mankenler eşliğinde yaptığı sunumun hayata geçmiş versiyonu akşam verilen partide karşıma çıktı.
Madrid’in şu sıralar en havalı mekanlarından biri olan Arts Club’daki partide erkekler o kadar gösterişli ve havalıydı ki ben dahil tüm kadınlar biraz sönük kaldık.
Ortak nokta: Paçalar!
Davette, gündüz sunumda gördüğümüz Muhteşem Dörtlü’nün her bir modeli, davetli erkekler tarafından çok farklı şekillerde yorumlanmıştı. Tarzları ne kadar farklı olursa olsun, tüm erkeklerin ortak noktaları paçaları iki kere kıvırmalarıydı.
Eğer paçanız kıvrık değilse bizimle değilsiniz, der gibiydi ortam adeta.
Partide dünyaca ünlü stil ikonu Olivia Palermo’nun eşi Johannes Huebl’in yanı sıra Dockers’ın 30’uncu yılı için Türkiye’den özel davet edilen Ali Aksöz de vardı. Hatta onun, davette tek paçası kıvrık pantolon giymemiş kişi olmasıyla ilgili espriler yaptık.
Madrid’den bugüne kadar benim için sadece hafta sonları giyilen, sıradan pantolonlar yaptığını düşündüğüm markanın imajı gözümde tamamen değişmiş olarak döndüm. Özellikle, ‘kaliteli pantolonlar illa ulaşılmaz olmak zorunda değildir’ mottosuyla yola çıkan The Best Pressed yani Muhteşem Dörtlü’nün en şık olan versiyonundaki pantolonları çok beğendim.
Gamze’den ‘Kutlama’
Madrid’e gitmeden bir gece önce son zamanlarda katıldığım en keyifli ve anlamlı ev davetlerinden birindeydim.
Sevgili Gamze Cizreli, yeni girişimi olan Doromco’yu kutlamak üzere küçük bir grubu evinde ağırladı. Şahsen tanışınca samimiyeti, doğallığı ve içtenliğine hayran kaldığım Gamze’nin ev partisi de kendisi gibi son derece zarif ve samimiydi.
Zaten bir insan birilerine evini açabiliyorsa, o insan kalbini de açabiliyordur ve ondan
Neredeyse bütün akşam hepimizle tek tek ilgilenen Gamze’nin Türkiye’nin en başarılı girişimcilerinden biri olmasının yanı sıra çok iyi bir dost olduğunu burada bir defa daha gördüm.
Partinin ortasında Sezen Aksu’nun ‘Kutlama’sıyla havuz kenarına gelen pastayla çok sevdiğimiz arkadaşlarımız Selda ve Ata Eremsoy’un 25’inci yıl dönümü kutlaması yapıldı. Karşımdaki resim öyle güzeldi ki… Selda ile birlikte gözleri dolan Ata mı, yoksa ikisinin mutluluğuna ortak olan Gamze mi, yoksa ağlamakla gülmek arasında kalan tüm misafirler mi buna sebep oldu? Bilemiyorum.
Ama sonuçta Doromco’nun kutlama partisi ağız tadıyla, paylaşımla, kahkaha ve mutluluk gözyaşlarıyla geçti. Yolun açık olsun
Gamze’cim.