Bihter Ayyıldız

Bihter Ayyıldız

tbkrxm@yahoo.fr

Tüm Yazıları

Geçen hafta Giorgio Armani, 2016 Sonbahar / Kış Koleksiyonu itibarıyla tasarımlarında kürke yer vermeyeceğini açıkladı.
PETA’nın (Hayvanlara Etik Muamele İçin Mücadele Edenler) bu kararda büyük rolü olduğunu söylemek gerek.
PETA, yıllardır lüks markaların kürk, egzotik deri ve hayvanlara işkence ederek ya da öldürerek elde ettiği tüm malzemeler konusunda önemli çalışmalar gerçekleştiriyor.
Giorgio Armani gibi 81 yaşında olan bir insanın ikna olması PETA’nın bilinçlendirme kampanyalarının ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor.
Neden yaştan bahsettiğimi merak edebilirsiniz. Bahsediyorum çünkü bizden önceki nesil için kürklerin ya da egzotik hayvan derilerinin nasıl üretildiğinin bir önemi yoktu. Bir nesil öncesinde tüketim bu kadar çılgın seviyelere de ulaşmamıştı.
Konuya dönecek olursak, hayvan dostu Stella McCartney başta olmak üzere, Hugo Boss, Calvin Klein, Ralph Lauren, Vivienne Westwood gibi markalar da
uzun zamandır kürk kullanmıyorlar.

Haberin Devamı

Karşı duruş
Karl Lagerfeld, 1925’te Roma’da kürk ve deri satan bir butikle serüvenine başlayan markanın, 1965’ten beri kürk tasarımlarına imza atan ismi olarak kürk kullanımını ateşli bir şekilde savunmaya devam ediyor. Modacı savunmasını şöyle yapıyor: “Kürk endüstrisini bitirirseniz avcılıktan para kazananlar nasıl geçinecek? Kuzeyde samur avlayan avcıların başka işleri yok, çünkü orada başka iş kolu yok! O insanlar birer Bill Gates de değiller. Bu tür organizasyonları aykırı buluyorum. İnsanlar et yemeye devam ettikçe, deri giydikçe, bu kürk meselesini asla kabul edemem!”
İsim annesinin isyanı
Dev markalardan bahsederken, Hermes’i de atlamamak lazım. Hermes’in Birkin modelinin isim annesi Jane Birkin de geçen yaz, canlı haldeyken derisi yüzülen yılan, timsah ve kertenkele gibi hayvanların kullanıldığı bir ürünün ismiyle anılmasını kabullenemeyeceğini açıklamış ve adının artık bu modelle anılmasını istemediğini beyan etmişti. Bu konuda henüz bir sonuç elde edilemedi diye biliyorum ama PETA’nın 2010’dan beri baskı yaptığı markanın egzotik deri kullanımından vazgeçmeye hiç niyeti yok gibi.

Haberin Devamı

SAPLA SAMAN KARIŞMASIN

Tüm bunların yanında bir de sapla samanın karıştığı durumlar da olmuyor değil. Mesela geçen yaz birtakım hayvan dostları, ‘Yatakların Rolls Royce’u’ olarak bilinen Hästens’e at kılı kullandığı gerekçesiyle eleştiride bulunmuştu. Neden mi?
Çünkü, 1852’de kurulan ve başta İsveç Kraliyet Ailesi olmak üzere dünyanın 37 ülkesinde politika, iş, sanat ve spor alanında tanınmış pek çok ismin tercih ettiği yataklar, doğal keten, yün, pamuk ve yüksek kalitede İsveç çamı gibi doğal malzemelerin yanı sıra at yelesinden elde edilen at kılından üretiliyor.
At kılı elde etmenin hayvanlara hiçbir zarar vermeden, koyunlarından kırkım yöntemiyle yün elde edilmesi gibi olduğunu söylersem daha net anlatmış olacağım. Bu yatakları tercih edenlerin gösteriş değil de sağlıklı bir yaşam amacında olduklarını da söylemek lazım...
Günümüzde maliyetleri düşürüp, karı artırmak için polyester kullanan lüks markaların sadece gösteriş amaçlı ürünler için hayvanlara işkence etmesini kınıyor, bu markalarla, hayvanlara zarar vermekten kaçınanların ayrımının iyi yapılması konusunda tüketicileri daha detaylı araştırma yapmaya davet ediyorum.