CaddeBülent Ersoy ilk kez 'Dobra Dobra' konuştu

Bülent Ersoy ilk kez 'Dobra Dobra' konuştu

15.05.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Bülent Ersoy ilk kez Dobra Dobra konuştu

Ş.D: Bülent Hanım çok takıntınız var; 13 rakamı, kara kedi, salı günleri... Bu takıntılarınızla ilgili anılarınız var mı?B.E: Aaaa, bilmiyor musun beni Şenay? Hasan Bora'nın kulakları çınlasın. Bir ekstrada oteldeki odamın numarası 1345. Matematiğim kuvvetli, anında hesaplarım. 1+3+4+5=13 eder. Oda muhteşem. Şampanya, viski, meyve filan konulmuş, çiçekler döşenmiş. Numarayı gördüm, sabahın köründe Japon gözlerim açıldı. Ayol bu 1345=13. Bastım feryadı "Ben kalmam" diye. "Hasan Boraaa" diye bir bağırdım, "Efendim ayparçam" diye cevap verdi. "Ya bırak ayı, güneşi, bu kaç numara? Sen bilmiyor musun benim 13 rakamı takıntımı" deyip hemen lobiye indim. Ama Hasan o kadar kurnaz adamdı ki. Öyle beyinler kalmadı artık. Hemen yeni odamı hazırladılar. Tekrar yukarı çıktık, "Aaaa, bu aynı yer değil mi?" dedim. "Olur mu bir kat üstü" dediler. Beni konuşturdukları için çıktığım kata bakmamıştım. Meğer Hasan Bora oradan numarayı çıkarttırıp yerine toplamı dokuz olan bir numara koydurtmuş. Ben "Hay Allah razı olsun" deyip yerleştim. Neticede onu bana bir güzel yutturdular. Sonradan Hasan Bora itiraf edince anladım.M.A: Peki bir terslik oldu mu?B.E: Onu bilemiyorum. Haftanın 5 günü 08.45-10.05 saatleri arasında Kanal D'den sizlere ulaştığımız 'Dobra Dobra' adlı programımıza çarşamba sabahı Türk Sanat Müziği'nin Diva'sı Bülent Ersoy ve televizyonların harika çocuğu Armağan Çağlayan konuk olmuştu. Partnerim Müge Anlı ve ben bu ikilinin sohbetine doyamadık. Gelen mailler, kanalın santralını kilitleyen telefonlar programın çektiği ilginin göstergesiydi. Bir saatlik program reklamlarla birlikte 4 saat sürdü. Diva konuştukça açıldı, açıldıkça konuştu ve anlatmadık bir şey bırakmadı. Konuklarımız, pazar akşamları Star TV'de izlediğiniz ve reyting rekorları kıran 'Pop Star'da aralarındaki kavgaların, sürtüşmelerin kurgu olmadığını, doğaçlama çıktığını yemin ederek söyledi. Çok şık olan Bülent Ersoy'un dobra dobra anlattıklarını, ekrana yansıyan ve yansımayan yüzüyle, büyüsüyle sizleri mahrum bırakmamak adına köşemde yayınlıyorum. İyi haftasonları diliyor, şimdiden bütün annelerin ve anne adaylarının 'Anneler Günü'nü kutluyorum. M.A: Boğaz Köprüsü'nün gişelerinde de numaralar var. N'apıyorsunuz?B.E: Bir gece yarısı Nur Yerlitaş ile konuşurken acıktık. Attık kendimizi Marmaris Büfe'ye. Benim üzerimde Fransız dantel gecelik var, geceliğin üzerinde de kürk. Son lokmalarımızı yerken bir baktık kameralar, objektifler... Şaşırdık tabii. Hemen kendimizi bir taksiye attık, kaçacağız ya! Zavallı taksi şöförü ne bilsin. Bir baktım, 13 numaralı gişeden geçmeye kalkıyor. Adama "Sen ne yapıyorsun? Aaaa, sakın buradan girme, öldürürüm" dedim. Adam şaşırdı. Gecenin o saati ama trafik var ve taksinin arkası dolu. Geri geri de gidemiyor. Ben bir güzel indim, 5 ya da 7 numaraya kadar yürüdüm, oradan geçtim. İleri gittikten sonra adama işaret ettim, gel çocuğum gelsene, diye (burada kahkahayı koyuveriyor Diva). M.A: Bülent Hanım, sizin tek kapılı spor bir arabanız var ama şoför kullanıyorsunuz. Sanırım spor arabada şoför kullanan bi tek siz varsınız. Komik değil mi?B.E: Yaşlandıkça Gönül Yazar gibi, gençlerle bir arada olmak hoşuma gidiyor. Zaten genç olan her şeyi severim. Öteki arabaları çok kullandım. Bunu da değiştireceğim artık, zamanı geldi. Makam arabası gibi bir araba alacağım. Şöyle her türlü konforu olan.M.A: Sözlerinizde hep haktan, ölümden sözediyorsunuz. Ölümden korkar mısınız?B.E: Hiç korkmam. Allah'tan başka hiç bir şeyden korkmam. Allah'a inanan, ona kavuşmanın güzelliğini bilir. Bundan daha güzel bir şey mi var?M.A: Vasiyetinizi hazırladınız mı?B.E: Vasiyetim hazır ama ölmek niyetinde değilim. Benim eğitime karşı çok fazla eğilimim var. Bu nedenle mirasımı o derneklere bırakacağım. Mesela şu an Türk Eğitim Vakfı kesin olarak listemde. GENÇ OLAN HERŞEYİ SEVERİM Ş.D: Ben 1976 yılında İzmir Fuarı'nda tanıdım sizi. Çok şey paylaştık. Paşa'yı da (Zeki Müren) severdim. Aranız Zeki Müren ile hiç iyi olmadı. Niye?B.E: Bütün kandillerde, doğum günlerinde, özel günlerde hep arardım kendisini konsolos köpeği gibi. "Nasılsınız efendim, iyi misiniz efendim?" diye sorardım kendisine. Beni sevmezdi ama benimle konuşurdu. Bir gün, Türker İnanoğlu'na film çekiyorum Gülşen Bubikoğlu ile birlikte. Bir yandan da Çakıl Gazinosu'nda çıkıyordum. Allah rahmet eylesin, Mualla Özbek (Canan Yaka'nın annesi) çok önemli modacıydı. Duayendi. Provaya geldiler. Biz de parayı, dolar olarak, onlarla elden göndereceğiz. Yani o devre göre sahtekarlık yapıyoruz. Binlikler vardı. Çuvala parayı bastık. O şekilde kenarda duruyor para. Mualla Abla'yı bekliyoruz. Sabah erken kalktık, sete gidilecek. Mücevherlerin hepsi orada duruyor. Adamlar geldi, bizim paralar, mücevherler gitti. Evde yani, atölyenin içinde soyulduk. Metin Bahçecik şahittir. O zaman Emniyet Müdürü Şükrü Balcı'ydı, Allah rahmet eylesin. Gittik karakola. İçerden sesler geliyor feryat figan. "Nedir bu" dedim. "Zeki Müren'in yardımcıları, içerde dayak yiyorlar. Bir halı, bir televizyon kayıpmış. Önce kendi vermiş, sonra siz çaldınız" demiş. Allah rahmet eylesin. Zeki Bey'in yanında çalışan Berrin Hanım anlatmıştı bana. "Bir yanlışlık olmasın" dedim, "Ben hırsız mıyım" dedi. Ve devam etti; "Sizi de hiç sevmez, Allah o Japon'un canını alsın diye sabah ezanlarında dua eder" dedi. Ama hiç bir zaman saygımda kusur etmedim. Yüzüne de vurmadım. Ameliyat oldum, geldim. Kelebek'in AKM'deki (Atatürk Kültür Merkezi) ödül töreninde, ben bayanlar kategorisinde ödül aldım. Zeki Bey de erkekler kategorisinde ödüllendirildi. Sahnede yan yana gelince öyle büyük bir alkış koptu ki. Bu kadar yıllık sahne hayatımda öyle bir şey yaşamadım bir daha. Kendisi de hiç bir zaman yüzüme bir şey söylemez, bana 'Japon orkidesi' derdi. Yan yanayken çok nazikti. Ödül töreninde isteseydi kendi şarkısını okurdu. Ama benim o günlerde çok ünlü olan şarkım 'Baharı Bekleyen Kumrular Gibi'yi birlikte okumamızı teklif edip giriş yaptı. ZEKİ MÜREN BENİ HİÇ SEVMEDİ Ergin Tanca ve ünlü modacı Canan Yaka yaklaşık 25 yıllık dostlarım. Özellikle Ergin ile 80'li yıllarda birbirimizin evinde çok kalır, her akşam bir başka eğlence yerinde keyif yapardık. Canan ile Ergin'i tanıştıran, yani evliliklerinin mimarı benim. İyi de yaptım. Neredeyse 15 sene oldu maşallah. İki aydır doğru dürüst görüşemiyordum onlarla. Canan, Ergin, Canan'ın dünya iyisi kardeşi sevgili Ayşe ve ben Kuruçeşme'nin yıldızı Park Fora'ya gittik. Buranın patronları sevgili Ali Rıza Yılmaz ve Metehan Çulha pırıl pırıl insanlar. Allah da gönüllerine göre veriyor. Park Fora, yıllardır, hafta içi dahil tıklım tıklım. İş, siyaset dünyasının çok önemli isimleri burada. Mezeler, balık çeşitleri başta olmak üzere her şey lezzetli ve taze. Servis de mükemmel. Patronlar işin başından ayrılmıyor. Hal böyle olunca bu ilgiyi de hak ediyorlar. O gece servisi Şef Alper Koç ve Ziya Sucu'ya bıraktık. Masaya Memet Şahin baktı. Buranın seçkin lezzetleri arasında olan çerkez balığı, rokfor salatası, levrek marine, sıcak mezelerden fener balığı kavurma, deniz mahsullü kokoreç ve fırında şarap soslu ahtapottan azar azar tattık. Ardından barbunya, peygamber balığı ve levrekle masamızı şenlendirdik. Saat 21.00'de başlayan yemek 02.00'de son buldu. Çok keyifli bir geceydi. Park Fora'ya gittiğinizde hamurda balık, levrek dolma ve dil kardinali mutlaka tadın. Tatlı olarak çikolatalı sufle ve şekerpareyi öneririm. Aşçıbaşı Musa Değirmenci ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Esin Yıldırım'ı kutluyorum. Kişi başı fiyat 60-100 YTL arasında değişiyor. Park Fora'nın telefon numarası (0212) 265 50 63-67-72. sdudek@posta.com.tr Kuruçeşme'de Park Fora farkı

KEŞFETYENİ
Dünyanın en zengin üçüncü insanı evleniyor! Venedik'i resmen kapattı
Dünyanın en zengin üçüncü insanı evleniyor! Venedik'i resmen kapattı

Cadde | 23.06.2025 - 15:43

Milyarder Jeff Bezos ve gazeteci Lauren Sanchez, İtalya’nın Venedik kentinde milyon dolarlık düğünleri için geri sayıma başladı.

Yazarlar