Yılın ikinci ‘Pamuk Prenses’ filmi vizyonda. Aynı hikayeleri ısıtıp ısıtıp önümüze getiriyorlar. Biz de izlemeye devam ediyoruz. Ayna ayna, söyle bana, yaratıcılık geçen yüzyılda mı kaldı?
Eski bir hikaye, birkaç ufak değişiklikle ve birkaç yıldız takviyesiyle yeni bir film olarak çıkıyor karşımıza. Grimm Kardeşler’in ‘Pamuk Prenses’i bu sefer ‘Yüzüklerin Efendisi’ ya da ‘Harry Potter’ tadında yapılmak istenmiş. Erkek izleyicileri de çekmek için bol bol aksiyon sahnesi eklenmiş, ama tabii aksiyon filmi seven kaç kişi adı ‘Pamuk Prenses ve Avcı’ olan bir filmi izlemeye gider? İşte o hiç ama hiç düşünülmemiş.
‘Pamuk Prenses ve Avcı’da görüntüler olağanüstü. Reklam sektöründen gelen yönetmen Rupert Sanders hikayeyi 127 dakikada toparlayamasa da görsellik sayesinde kazanıyor.
Filmin yıldızı Charlize Theron
Filmde doğa görüntülerinin yanısıra bir doğa harikası sayılabilecek Charlize Theron da var. ‘Erkekler kadınları kullanır, güzellik en büyük güç’ diyen kötü kalpli kraliçe rolünde. Kraliçenin kostümleri de çok başarılı.
Pamuk Prenses rolündeki Kristin Stewart ise ‘Alacakaranlık’ın etkisinden çıkamamış gibi. Onu Pamuk Prenses rolünde izlerken ormanda ağaçların arasından vampir Edward fırlayacak ve tepkisiz, ruhsuz Bella’sına kavuşacak hissi kaplıyor içinizi. Belli ki Kristin Stewart artık kendi de bu rollerden sıkılmış. Yine de hakkını verelim, Amerikalı Kristin Stewart’ın da, Güney Afrikalı Charlize Theron’un da İngiliz aksanına diyecek bir şey yok. Bu arada avcı rolündeyse ‘Thor’dan tanıdığımız Chris Hemsworth var.
Filmin finali 127 dakika sonunda bile havada kalıyor. Şimdi anlatıp izleyecek olanların keyfini bozacak değilim. Ama anlaşılan ‘Pamuk Prenses ve Avcı’nın 2’ncisi yakında gelir. Gelir de kim izler? İşte onu bilemiyorum. Çünkü çocuklar için çok vahşi, aksiyon sevenler içinse bir çocuk masalından ibaret. Yine de ‘Yüzüklerin Efendisi’ ve ‘Harry Potter’ın başarısından sonra Hollywood’un masallarla daha çok ilgilenmesi kaçınılmaz. Tabii bunda hem kahramanların herkes tarafından tanınır olmasının hem de yüz yıllık hikayelere artık telif hakkı ödenmemesinin de etkisi çok.
3 MiLYONUNCU TAKiPÇiYE EV ÖDÜLÜ
Bizde hâlâ Twitter’ı ‘Günaydın, ‘İyi pazarlar’, ‘Şuradayım, buradayım’ için kullananlar var. Bir yandan da bir şairin sözlerini retweet ettiği için yargılananlar. Ama bakın dünyada neler oluyor?
Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez Twitter’da 3 milyonuncu takipçisine bir ev hediye etti. Sosyalist başkanın seçimlere 6 ay kala böyle bir kampanya yapmasını eleştirenler de var, destekleyenler de. Devlet parasıyla yapılan evin böyle bir amaçla hediye edilmesine karşı çıkanlar da.
Twitter’da Chavez’i takip ederek ev kazanan 19 yaşındaki kızsa durumdan çok memnun tabii. Kalan 2,999,999 kişi için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Ama gelin görün ki bütün dünya şu anda Twitter’da Chavez’in verdiği ödülü konuşuyor ve Chavez’in takipçi sayısı da hızla artıyor. Gerçi takipçi sayısını artırmak çok kolay, komik rakamlara hackerlar herkes için bunu yapabiliyor. Ama tabii gerçekten hedef kitlenize ulaşmak istiyorsanız o zaman durum değişiyor. Twitter her geçen gün daha da değer kazanıyor. Ah bir de Twitter kurbanları olmasa.