Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İsviçreli sanat koleksiyoneri Uli Sigg, Rotterdam’daki dünyanın en önemli çağdaş sanat merkezlerinden Witte de With’in Türk direktörü Defne Ayas’la İngiliz küratör ve sanat eleştirmeni Karen Smith bir araya geldi. Bakın neler konuşuldu?

163 milyon dolarlık  koleksiyon bağışladı

Soldan sağa; Tansa Mermerci Ekşioğlu, Defna Ayas, Uli Sigg, Elvan Akın, Karen Smith, Zeynep Öz.

“Bill Gates ya da Warren Buffet gibi dünyanın en zengin isimleri servetlerinin yarısını bağışladı. Neden hepsini değil de, yarısını bağışladınız diye kimse sormadı. Ben 2000 parçalık koleksiyonumun 1463 parçasını bağışladım. Yine de, neden hepsini bağışlamadınız diye soruyorlar.”
Bunu söyleyen, Uli Sigg. 66 yaşında İsviçreli önemli bir sanat koleksiyoneri. 163 milyon dolar değerinde bir koleksiyonu Hong Kong’da 5 yıl sonra açılacak M+ Müzesi’ne bağışlamış. 22.7 milyon dolar değerindeki 47 eseriniyse yine aynı müzeye satmış. Koleksiyon yapmaya devam edebilmek için.

Sigg’in koleksiyonu Çin güncel sanatı ağırlıklı. Sigg, 1980’lerde Schindler Grup’ta çalışırken Batı’yla Çin arasında ilk ortak girişimi gerçekleştirmiş. “O zamanlar kimse Çin’e gitmek istemiyordu” derken Çinli sanatçıların işlerini toplamaya böyle başladığını anlatıyor.
2000’den fazla sanat eserinden oluşan Sigg koleksiyonunda Ai Weiwei, Fang Lijun ve Wang Guangyi gibi isimlerin işleri bulunuyor. Koleksiyonun büyük bölümünü neden Hong Kong’ta tam 5 yıl sonra açılması planlanan devlet müzesi M +’a bağışlamayı tercih ettiği sorulunca “Eserlerin Çinliler tarafından daha ulaşılabilir olmasını istedim. Ayrıca Hong Kong dışında Çin’de hala sınırlar, sansür var” diye cevaplıyor. Bağışladığı eserlerin 1970’lerden günümüze Çin sanatını anlatan bir hikayesi olduğunu söylüyor. Kişisel bağı olan eserleri ise kendisine ayırdığını ekliyor. Bunun için bu kadar eleştirilmekten rahatsız. Demek ki güzel şeyler yapanlar sadece bizde değil, dünyada da acımasızca eleştiriliyor.

Konu Türkiye’ye geliyor
Peki ama Uli Sigg’in hikayesini nerede dinliyorum? American Express sponsorluğunda gerçekleşen Spot Uluslararası Güncel Sanat Semineri’nde. Spot, Tansa Mermerci Ekşioğlu, Zeynep Öz ve Laura Carderera’nın kurduğu bir platform. ‘Çin Modeli: Kültürel Kimlik ve Güncel Sanat’ başlıklı seminerde önce sanat tarihçisi ve Çin sanatı uzmanı Karen Smith’den Mao’dan günümüze Çin güncel sanatını dinliyoruz. Arkasından Rotterdam’daki Witte de With’in direktörü ve küratörü, Prens Claus Vakfı’nın Asya temsilcisi ve Şanghay Arthub Asya Kültür Vakfı’nın eş yöneticisi Defne Ayas, Çin güncel sanatı altyapısının Türkiye’yle paralelliklerini ve farklarını anlatıyor. Daha sonra da soruları cevaplıyorlar. Çin’deki sansürün sadece politik değil, estetik kaygılı olduğundan da bahsediliyor, 2007’nin Çin güncel sanatı için ne kadar önemli bir yıl olduğundan, çağdaş sanat projelerinin çoğunun 2007’de başladığından da bahsediliyor.
Sonunda konu tabii Türkiye’ye geliyor. Defne Ayas, Türk çağdaş sanatının dünyada ilk kez bu kadar çok konuşulduğunu söylüyor. Önemli gelişmeler kaydedildiğini anlatıyor. Bunun için bankaların da bu kadar destek olmasının önemini dile getiriyor. Garanti Bankası ve Salt projesini örnek veriyor.

Spot, sanatçılara destek oluyor
Spot’un seminerlerinde kısa bir süreliğine de olsa öğrenciliğe geri dönüyorsunuz, ufkunuz açılıyor. Sanat tarihinden koleksiyonerliğe farklı alanlarda 8 haftalık programları var. Ayrıca 1-2 günlük atölyeleri de var. Daha fazla bilgi almak isterseniz www.spot-projects.com adresine mutlaka bakın. Kendinize uygun bir program bulacağınıza eminim.
Bir hatırlatmayla bitirelim, Spot’un elde ettiği gelir, her yıl sanatçıların üretim aşamasına destek olmak için kullanılıyor.

Haberin Devamı

Divan’a bravo!

Haberin Devamı

Seminer, Divan Oteli’nde gerçekleşti. Malum Divan yenilendi, dışarıdan nasıl olduğu belli olmuyor ama içeriye girince otelin ne kadar güzel olduğunu, yemeklerin ve pastanenin ne kadar başarılı olduğunu bir kez daha görüyorsunuz. İstanbul’un klasiklerinden biri Divan. Bu özenle belli ki daima öyle kalacak.