Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yunan adaları turumuza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bugün kuzeyden güneye geçiyoruz. Midilli’yle başlıyor, Santorini ve Paros’la devam ediyoruz

ADALAR TURU II

Bu yıl Türkler tarafından en çok rağbet gören Yunan adalarından biri de Midilli. Malum, Cunda bu yaz çok popüler. Kenan Doğulu-Beren Saat çiftinden Kenan İmirzalioğlu’na birçok tanıdık isim tatillerini Cunda’daki ormanlık alandaki Ortunç’ta geçirdi. Durum böyle olunca, Cunda’dan Midilli’ye geçmek de sadece 1.5 saat olunca bu yaz Midilli’nin akına uğramaması kaçınılmazdı. Üstelik Ayvalık’tan Midilli’ye feribot da var.

Cunda’ya çok benziyor: Midilli
Midilli de Cunda gibi yemekleriyle ve zeytinyağıyla ünlü. Diğer Yunan adaları gibi mimari dokusuyla ve yemekleriyle de dikkat çekiyor. Adada tam 11 farklı marka uzo üretiliyor. Hatta geçen ay ilk defa uzo festivali bile düzenlediler. Adanın güneyinde yer alan Plomari’de üretilen uzolarda daha iddialılar.
Uzonun yanında ise sardalye ve kefalotiri peyniri yeniliyor. Güzel mezeler yemek isteyenlerin gidebileceği ilk yer Kafenio Mezedopolio ya da Rembetis. Üstüne de adanın en eski pastanelerinden Panellinion’da tatlılarla kendinizi ödüllendirmek mümkün.
Adanın merkezi Mitilini, tam Dikili’nin karşısında. Burada alışveriş caddesi Ermu’yu gezmekte fayda var. Kordonun hemen paralelindeki cadde. Yeni limandan eski limana kadar devam ediyor. Eski limanda ise Osmanlı çarşısı var, minik dükkanlarda dekoratif eşyalar satılıyor. Ayrıca Yunanistan’ın kozmetikleri meşhur, Midilli’de Hondos Center’dan bol bol kozmetik alışverişi yapılıyor. Unutmayın, indirim istemekte fayda var. Adanın batısında mutlaka görülmesi gereken bir yer var, Sigri. Milyonlarca yıl önce bir orman fosilleşmiş, ağaçlar taş olmuş. Zaman varsa, Sigri’de Doğa Tarih Müzesi de gezilmeli.
Gezilmesi gereken başka bir yer de, Molivos. Mitilini’ye 1 saat uzaklıktaki Molivos olduğu gibi kalan nadir yerlerden. Koruma kanunları sayesinde hiç değişmemiş. Hâlâ çok sevimli.

Günbatımıyla meşhur: Santorini
Güneye inelim. Sıradaki ada Santorini. Santorini gün batımıyla ve volkanıyla meşhur. Burada teleferikle deniz kenarından şehre çıkılıyor. İsteyenler 600 basamağı yürüyerek ya da eşeğe binerek de çıkabiliyor. Sokaklarda dolaşırken sonsuz havuzlu küçük butik otellerden ve pansiyonlardan gözlerinizi alamıyorsunuz. Böyle bir manzara başka hiçbir yerde yok.
Manzara karın doyurmuyor. Ammoudi’de Dimitris, Fira’da Archipelagos Restaurant’da yemek yiyebilirsiniz. Ama önerim yemek için Oia’ye geçmeniz. Oia, fotoğraflarda gördüğünüz Santorini’nin ta kendisi. Burada günbatımı en güzel 1800 ya da Nectar & Ambrosia Restaurant’dan izlenebiliyor. 1800, adanın en eski restoranlarından biri, artık bir klasik haline gelmiş. Nectar & Ambrosia da adanın en iyi restoranlarından, burada siyah susam ve balla kaplı beyaz peynirin tadına mutlaka bakmalı. Restoranın sahipleri aynı zamanda 1864 Sea Captain’s House Hotel’i de işletiyor. Gecenin devamı ise Mary Kay’in barı Hasapiko ya da Domaine Sigalas’da yapılıyor.

Fazla turistik: Paros
Sonraki istikamet, Paros. Burası çok büyük ve popüler bir ada. En uyduruk yerde bile bir çay, kahve servisi yapıyorlar, inanamıyorsunuz. Her şey son derece şık tasarımlı fincanlarda geliyor.
Adanın en iyi plajları Molos ve Santa Maria. Ama onlar uzak gelirse her yerde güzel halk plajları var. Yine de Paros fazla turistik bir ada. Tıpkı Rodos gibi. Görülse de olur, görülmese de hissi yaratıyor. Paros’a gitmeyenlerin hiçbir şey kaçırmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.
“Bu kadar Yunan adası gezdik, peki ama en eğlenceli adayı neden atladık?” diyenlere hatırlatalım, Mikonos izlenimlerim de yarın Milliyet Pazar’da.