Hafta sonu Tempo dergisi ve Binboa’nın hedonist partisi için Alaçatı’daydım. Parti çok eğlenceliydi, Alaçatı çok kalabalıktı. İşte Alaçatı notları...
* İlk gün Alaçatı Beach Resort’ta deniz, kum ve güneş... Deniz o kadar kalabalık ki... Girmeden önce kimseye değmeden nasıl ilerlerim diye kendinize bir rota çizmeniz gerekiyor. Gidiyorsunuz gidiyorsunuz su dizinize geliyor. İlerledikçe ayakta durmuş, kokteyl havasında sohbet eden tanıdıklara rastlıyorsunuz ve aralarına katılıyorsunuz. Çok açılayım da birkaç kulaç atayım derseniz son sürat gelen jetskilere hedef olabilirsiniz.
* Bodrum’un aksine burada podyuma dönmüş plaj havası yok. Evet, magazinden tanıdığınız çok insan burada. Ama nedense sörf yeri Alaçatı’da herkes daha rahat ve iddiasız.
* Akşam yemeğe Tuval’e gidiyoruz. Yemekler için değil, en stratejik noktada olduğu için. Geleni geçeni izliyoruz. Bu arada sütte levrek bizi şaşırtacak derecede lezzetli.
* Yemek sonrası Babylon’da Sezen Aksu konseri... Bazıları için Babylon’da konserin en iyi yanı içki ve sigaranın serbest olması. Benim için fark etmiyor.
‘Bazıları eğlenmeye geldik, ne işimiz var Sezen konserinde?’ diyor, bazıları işi daha da ilerletip ‘Birer jilet vereyim size, daha iyi’ diyor. Oysa Sezen Aksu herkesi çok eğlendiriyor. Damardan şarkılarını da söylüyor, ama bol bol göbek de attırıyor. Özellikle İzmir’in kızları ve Rakkas’ta herkes kopuyor.
* Derken Sezen Aksu önyargılar üzerine bir konuşma yapıyor. Sonra da Petek Dinçöz’ü sahneye davet ediyor. Petek Dinçöz “Unutamam” şarkısını söylüyor. Evet, beklenenden iyi, ama Sezen Aksu konserinde, özellikle de Babylon’da çıkacak kadar değil. Zaten konserin en çok tartışılan bölümü bu oluyor. Sezen Aksu’nun aralarda şarkı sözlerini unutmasından da konuşuluyor. Ama hiçbirimiz ona toz kondurmuyoruz. Ne de olsa o unutsa bile bütün şarkılarını ezbere bilen ve haykırarak söyleyen dinleyicileri var.
* Konser sonrası Otto’ya geçiyoruz. Otto’da müzik güzel, kalabalık güzel. Ama mekân çok basık ve sıcak. Çok fazla kalasım gelmiyor.
* Cumartesi gündüz Babylon’un plajındayım. Çok kalabalık. Bu arada dağıttıkları su spreyleri çok iyi geliyor, ferahlatıyor, ama şişe şişe gidiyor. Burada sürekli bir yeme-içme hali var. Midye dolmacılar, mısırcılar etrafta. Babylon’un meşhur No Calorie tatlısından da yiyoruz. Un, yağ, şeker yok. Ama tadı iyi.
Tempo’nun hedonist partisi
* Akşam Tempo ve Binboa’nın O Ev’deki hedonist partisindeyiz. Alaçatı’da olup da bu partiye gelmeyen kalmıyor. Eda Taşpınar’dan İclal Aydın’a, Sinan Öncel’den Elif Mısırlı’ya... DJ Cüneyt Kurt her zamanki gibi döktürüyor. Dev ekranda hedonizm görselleri, özellikle de güzel kadın görüntüleri dönüyor. En sonunda da Alaçatı’da yaşanan Alaçatı’da kalır deniyor. Ve öyle de oluyor.
* Parti O Ev’den sonra Seaside’ın içindeki after hour club Inside’da devam edecek diyor ev sahipleri. Bunun üzerine hemen topukluları çıkarıp parmak arası terlikleri giyiyorum. Sabaha kadar devam etmek için bu şart. Önce İmren’de sakızlı dondurma ve Köşe Kahve’de sakızlı Türk kahvesi molası. Sonra O Ev’in tam karşısında Indhira-Adnan Taşpınar’ın açtığı El Beso’ya uğruyorum. Çok güzel olmuş.
İzmir sosyetesine giriyordum!
* Inside’a geldiğimizde saat 03.00’e gelmek üzere. İçerisi daha bomboş. Bir saat içinde burası iğne atsan yere düşmeyecek kıvama geliyor. Inside’da neredeyse İzmir sosyetesine giriyordum. İzmirsosyetesi.com’un fotoğrafçı kızları çok ısrar ediyor, fotoğraf çekelim diye. Birkaç kez reddediyorum, anlamıyorlar. Sonunda ‘Biz İzmir sosyetesinden değiliz ama İstanbul’danız’ diyorum. Gülüyoruz.
* Inside’dan çıktığımızda saat 06.00’ya gelmek üzere.
Alaçatı’daki en büyük sıkıntı taksi bulmak. Fahiş fiyatları vermeye razı olsanız da öyle kolay kolay taksi bulamıyorsunuz. O yüzden bindiğiniz her taksinin kartını alıp telefonla çağırıyorsunuz. İşte biz de tam böyle yapmışken taksimize başkaları biniyor. Başkaları dediğime bakmayın. Tanıyoruz, aynı sektördeyiz. Biz 2 kız oturmuşuz, 2 arkadaşımız dışarıda kalmış. ‘Bu saatte sorun etmeyin, biz gidelim işte, siz sonraki taksiye binin’ demeye kalkıyorlar. Bütün kötülüklerin anası alkol deyip bu sorunu çözmeyi taksi şoförüne bırakıyoruz. Sonunda o da onları arabadan indirip arkadaşlarımıza yer açıyor. Beklediğimiz centilmenlik değil, ama bu kadarı da fazla geliyor. Tadımızı kaçırmamak için Kumrucu Şevki Usta’ya uğramadan otele dönmüyoruz.
* Alaçatı’yla ilgili birkaç tüyoyla bitirelim. Alaçatı küçük İstanbul olmuş, ama hala güzel. Dükkan Burger’den Mezzaluna’ya burada yok yok. Yeni açılanlardan en çok El Beso ve Sefahathane popüler. Yaya ve Nar ise geçen yılki popülerliğini koruyor.