Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Alıcı gözüyle Tom’s Kitchen

Bu sefer Londra’ya giderken aklımda ilk Tom’s Kitchen vardı. Malum İstanbul Doors Group tam üç hafta önce Tom Aikens’ın restoran grubuna ortak oldu. Bunu duyduğumdan beri restoranlardan birine gidip alıcı gözüyle bakmak istiyorum.
Levent Büyükuğur’un tavsiyesiyle Somerset House’daki Tom’s Kitchen’ı tercih ediyorum. Somerset House başlı başına bir şey zaten. Oraya gidip de beğenmeme ihtimaliniz çok düşük. Londra Moda Haftası boyunca Somerset House’da defileler de yapılıyor.
Buradaki Tom’s Kitchen’ın girişinde Tom’s Deli var. Restoran da şarküteri de dolu. Zaten Londra’da iş yapmayan restoran olmuyor sanırım. Her restoran tıklım tıklım, rezervasyonsuz yemek yeme şansınız pek yok.
Haberin Devamı

Yemekler basit ama lezzetli
Tom’s Kitchen’ın iyi bir hissi var. Öyle etkileyici bir dekor yok. Her şey son derece basit, yemekler bile. Basit ama lezzetli. Son zamanların en aranan özelliği bu. Artık kimse sofistike yemekler istemiyor.
Pancar salatasıyla başlıyoruz. Sonra trüflü, peynirli fırında makarna ve klasik bir İngiliz yemeği olan ‘fish and chips’den deniyoruz. Tatlılardan profiterolde gözümüz kalıyor. Ama yemeklerde ne varsa çok doyurucu. O yüzden tatlıyı pas geçiyoruz.
Tom Aikens İngiltere’de çok bilinen ve sevilen bir şef. Biliyorsunuz, İngiliz şeflerin bizim ‘masterchef’lerle uzaktan yakından ilgisi yok. Ayrıca Tom Aikens yakışıklılığıyla da tanınıyor. Ne yazık ki gittiğimizde restoranda değildi. Bir dahaki sefere artık...
Londra’da bir Türk grubun satın aldığı restorana gitmek anlatması zor, garip bir his. Anlamsız ama sahipleniyorsunuz mekanı. Bizim hissi veriyor, hiç bağlantınız olmasa da. Sanki orada ne olursa olsun ailedenmiş gibi kabul edebilirsiniz.
Neyse ki bizim restoran beklentimizi karşılıyor, hayal kırıklığı yaratmıyor. Somerset House’dan mutlu ayrılıyoruz. Şimdi yazın baştan aşağı yenilenecek Tom Aikens Restaurant’ı heyecanla bekliyorum. Bir de Londra’da fine dining restoranımız oldu diye övünelim bakalım...

istanbul’da neler oluyor?
Ottomobil
: Bu akşam Otto Sofyalı’da Ottomobil’in final partisi var. Ottocular karavanla tam 40 günde 5 bin kilometre yol yaptılar. Üç ülke, onlarca şehri geride bıraktılar. Bu çok imrendiğim seyahati onlardan dinlemeyi çok istiyorum.
Kate Nash: Kaçırılmayacak bir konser. Kate Nash ilk kez İstanbul’da, bu akşam Babylon’da.
AnjelIque: Yarın akşam açılıyor. Kışın kapalı mıydı? Hayır. Ama yaz sezonu açılışı önemli. Çünkü Anjelique açılıyor demek yaz geldi demek. Bolu’da kardan yollar kapansa da, İstanbul her ne kadar daha yaz havasına giremediyse de, yaza az kaldı işte.
DOT: Hep oyunlarıyla ilgili haber verecek değiliz, şimdi de DOT bir kafe açmaya hazırlanıyor. Yeni açılacak kafe için üniversitelerin sanat bölümlerinde okuyan servis elemanları arıyorlar. Dünyadaki önemli oyuncuların çoğunun bir dönem garsonluk yaptığını düşününce bu, DOT ekibine katılmak için gerçekten iyi bir fırsat.
İrfan Önürmen: Son zamanlarda beni en çok etkileyen ressam. Özellikle tüllerle yaptığı işlere bayılıyorum. Sotheby’s’de de geçen hafta bir resmi satıldı. Yarın Pi Artworks’te sergisi açılıyor. Pi Artworks’ün Galatasaray şubesinde, Mısır Apartmanı 4’üncü katta.
Çoğunluk: Seren Yüce’nin bol ödüllü ilk filmi yeniden vizyonda. Artık izlememek için bahane kalmadı.
Evita: 24 Nisan’a kadar İstanbul’da. İyi hoş da artık böyle müzikallerin devri kapanmadı mı? Kıpırdamadan iki saat izleyeceksek daha orijinal bir şey istemekte haksız mıyız? Biraz şaşırtın bizi.