AMERiKALILARIN YEME-iÇME HAYATINA YÖN VERiYOR
Dünyanın neresine giderseniz gidin, karşınıza sizi şaşırtan bir Türk çıkıyor. Herkes onu T.K. olarak tanıyor. Gerçek adı Turgut Kaytmaz. Onun ismiyle, New York’ta ve Florida’da içeri girmenin imkansız olduğu birçok mekanda kapılar sonuna kadar açılıyor
Arabayla 3 saatte Orlando’dan Palm Beach’e gidiyoruz. Palm Beach, ABD’nin en zengin şehirlerinden. Standard Oil’ın kurucusu Henry Morrison Flagler tarafından bir tatil adası olarak planlanmış. O zamanlar iki otel varmış burada, Royal Poincina ve The Breakers. Bu lüks otellerde çalışacak personel için de bir şehir kurulmuş, oraya da West Palm Beach denilmiş. Palm Beach de, West Palm Beach de kısa zamanda popüler olmuş. John Lennon’dan Kennedy Ailesi’ne, Michael Jackson’dan Donald Trump’a, Vera Wang’den Bernard Madoff’a birçok ismi ağırlamış.
Palm Beach sakinlerinin gelir düzeyi kadar yaş ortalaması da yüksek. Burada Nişantaşı’nın Abdi İpekçi Caddesi gibi bir cadde var, adı Worth Avenue. En lüks mağazalar yan yana dizilmiş. Biraz ileride de bankalar sıralanıyor. Bu kadar lüks banka şubesini başka bir yerde görmek mümkün değil.
West Palm Beach, Palm Beach’e göre daha mütevazı bir bölge. Ama son yıllarda büyük bir değişim geçirmiş. New York’taki Meatpacking ya da İstanbul’daki Karaköy gibi popüler bir yeme-içme-eğlence destinasyonu olup çıkmış.
Önce jön, sonra lokantacı
Peki bunları size niye anlatıyorum? Çünkü West Palm Beach’in kentsel dönüşümünün arkasında bir Türk var. Adı Turgut Kaytmaz. ABD’de herkes onu baş harfleriyle; T.K. olarak tanıyor. Turgut Kaytmaz, Ses dergisinin yarışmasında Salih Güney ve Kuzey Vargın’la ilk 3’e giriyor. Daha sonra devlet bursuyla üniversite eğitimi için New York’a gidiyor. Gidiş o gidiş... New York’ta işletme okuyor. Daha sonra da restorancılığa başlıyor. New York’un meşhur restoranlarından Pescatore’nin kurucusu. Hatta Tarkan bile New York günlerinde Pescatore’ye komşuydu.
Semtin kaderini değiştiriyor
Turgut Kaytmaz, bir süre sonra West Palm Beach’e yerleşmeye karar veriyor ama Pescatore’ye de devam ediyor. Yeni şehrinde çeşitli restoranlar açıyor. Çünkü kendisi aynı İzzet Çapa gibi değişiklik seviyor. Açtığı restoran ne kadar iyi olursa olsun, ne kadar çok iş yaparsa yapsın, kendisi sıkılınca ya dekor değiştiriyor, ya da kapatıp yerine yenisini açıyor. Eskiden daha merkezi yerlerde açıyordu restoranlarını. Dile kolay 36 yıllık tecrübeden sonra, şimdi biliyor ki o nerede açsa, herkes oraya gelecek. O yüzden semtlerin değişimine de neden oluyor.
Şu anda Cafe Centro adlı Akdeniz mutfağı ağırlıklı bir restoranı var. Şimdiye kadar yediğim en güzel pizzayı yapıyorlar. Balık ve deniz ürünlerinde de iddialılar. Fiyatları da uçmuyor. Zaten ABD’de restoran fiyatları, bizdeki kafe fiyatlarından bile daha makul.
Restoranın arka tarafında bir piyano bar var. Geceleri canlı müzik oluyor. Palm Beach’in krem tabakası burada eğleniyor. Cafe Centro’yu meşhur restoran rehberi Zagat da öve öve bitiremiyor.
Restoran, aynı zamanda sanat galerisi olarak da hizmet veriyor. Duvarlardaki resimler satılıyor.
Turgut Kaytmaz, Cafe Centro’nun hemen karşısında China Beach Bistro diye bir Uzakdoğu restoranı açmış. Köşede de Agora diye bir Akdeniz marketi var. Türk bakkalın daha gelişmiş versiyonu. Üstelik burada eve götürmek için hazır yemekler de var, oturup yemek yiyecek
yer de...
Turgut Kaytmaz eskiden otomobil tamircilerinin olduğu bir bölgeyi, Northwood’u, Palm Beachlilere kazandırmış. Kendisinin öyle bir enerjisi var ki, nereye gitse o bölgeyi istediği hale getirebilir.