Hep aynı yerlere gitmekten sıkıldınız. İyi yemek, iyi müzik olsun, her yere giderim diyorsunuz. İşte size bir önerim var, Reşitpaşa’daki Mest’in salı akşamlarını kaçırmayın!
Son zamanlarda şehrin en havalı partilerine ev sahipliği yapan bir mekan var. Hiç tahmin etmeyeceğiniz bir yerde, Reşitpaşa’da. Restoran desem değil, kulüp desem hiç değil. Çiçekçi, gümüşçü, catering şirketi, yemek atölyeleri yapan bir yer desem yine olmuyor. Aslında hepsinden var. Ne istediğinize kendiniz karar veriyorsunuz, onlar gerçekleştiriyor. Önceliğiniz yemek mi, eğlence mi ona göre kişiye özel davet organize ediyorlar. Öğle servisi de var. Mest’in ördek konfiti, yeme-içme guruları tarafından çoktan İstanbul’un en iyisi seçilmiş bile. Zaten mutfakta da bir gurme var. Beyhan Gence gerçekten döktürüyor.
Her yerde Can Ünsal imzası
Geçenlerde Mest’e özel bir gece için gittim. Tapas yeyip, caipirinha içip, iyi müzik dinleyip, dans edebiliyorsunuz. İçeri girer girmez tasarım tasarım duran bir avize var karşınızda. Duş borularından yapılmış. Hatta mekanın sahibi Can Ünsal kendi yapmış. Duvarlarda ünlü sanatçıların eserleri de var. Beğendiğiniz bir resmi satın alabiliyorsunuz.
Benim en çok beğendiğim resmin altında ‘Can’ imzası var. Mest’in sahibi Can Ünsal’a “Yoksa sen mi yaptın bu resmi?” diyecek oluyorum. “Hayır” cevabı alacağımdan emin. “Evet, ben yaptım” deyince şaşırıyorum. Can gerçekten yetenekli. Yemek konusunda öyle olduğunu zaten biliyordum. Senelerce Paris ve New York’ta yeme-içme sektöründe çalışmış. Şimdi çok butik bir hizmet veriyor. Mest’teki çok özel partilerden birine hâlâ davet edilmediyseniz üzülmeyin, her salı akşamı Kübalı grup Impacto Latino var. Mest’i merak ediyorsanız yarın akşam saat 20.30’da gidip kendiniz görebilirsiniz. Tel: 0 212 229 03 82
İtiraf etmeliyim, Nur Yerlitaş’ın mor Hermes çantasının içinden çıkardığı devasa mor telefon ahizesini görünce çok güldüm. “Yok artık” dedim. Ahizelerin her renginden aldığını duyunca daha da güldüm.
Bu eski tip ahizeyi kulaklık niyetine cep telefonunuza bağlıyor, sonra da her yerde o ahizeyle konuşuyorsunuz. “Ne kadar gereksiz” diyecek oldum, “Ama cep telefonunun zararlarını yüzde 96 azaltıyor” dediler. Sustum. Sonra eve gelip de bu ahizelerden birinin beni beklediğini görünce kutusunu hemen açıp oynamaya başladım. Sırf ahizeyi kullanabilmek için birilerini aradım. Gerçekten ev telefonundan konuşmak gibi. Kulağınız ısınmıyor, ağrımıyor. Bir de eğlenceli. Test ettim, onayladım. Bu arada beni en çok güldüren, bugün dört yaşına basan yeğenim Kaan oldu. iPhone ve Blackberry menülerini sular seller gibi bilen Kaan ahizeyi görünce en doğal haliyle “Bu ne?” dedi. “Telefon” cevabını alınca çok şaşırdı.
ÇEV’in ‘Harika Yetenekler’i
Bu akşam orada bulunmayı çok isterdim. Ama araya Doğu Timor girince ne yazık ki bu önemli geceyi kaçırıyorum. Sizin de kaçırmanızı istemem. Çağdaş Eğitim Vakfı’nın ‘Harika Yetenekler’ projesinden bahsediyorum. Projenin genel koordinatörü Berrin Yoleri’nin ‘Harika Yetenekler’ için ne kadar çok çalıştığını biliyorum. Bu akşam 13-17 yaşlarındaki genç müzisyenler İTÜ Maçka’da performanslarını sergileyecek. Orada olabilmeyi gerçekten çok isterdim. Neyse ki bu projenin daha devamı var. ÇEV yalnız müzikte değil, başka alanlarda da genç yetenekleri desteklemeye devam edecek. Tabii biz de ÇEV’i...