Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir ünlünün hastaneye yatması haber değeri taşıyor ama bu, genç bir oyuncunun şizofreni tedavisini foto-romana çevirme hakkını kimseye vermemeli

‘Arda Kural’a ne oldu?’ başlığını gördüğüm zaman irkiliyorum. Hastane penceresinden çekilmiş fotoğrafını gördüğüm zaman da.
Arda Kural şizofreni tedavisi görüyor. ‘Genç yaşta gelen şöhretin getirdiği hastalık’ şeklinde ballandıra ballandıra anlatılıyor. Oysa şizofreni, öyle basit bir şöhret hastalığı değil. Hafife alınacak bir şey hiç değil. Böyle ciddi hastalıkları köpürtülecek magazin olayları olarak görenleri anlamak mümkün değil.
Şizofreni çevresel nedenlerden de kaynaklanabiliyor, çoğu zaman da genetik nedenlere dayanıyor. Ama unutmamak gereken bir şey var, bu hastalığın tedavisi var. İlaçları düzenli olarak kullananların hastalıklarından kimsenin haberi bile olmuyor. Zaten olmasına gerek de yok. Tamam, bir ünlünün hastaneye yatması haber değeri taşıyor ama bu, genç bir oyuncunun şizofreni tedavisini foto-romana çevirme hakkını vermiyor kimseye. Bunu yapanların hiç mi vicdanı yok? Anlamak mümkün değil.

Haberin Devamı

OLAĞANÜSTÜ BİR FİLM

‘Anna Karenina’yı kim izlediyse “Çok sıkıldım, yarısında çıktım” dedi. Sinemada yanımda oturan adam filmin sonunda “Oh be bitti” diye söyleniyordu. Oysa ben büyülenerek izledim ve müzik bitmeden salondan çıkamadım.
Hikayeyi hepimiz biliyoruz ama ilk kez bu kadar kadının bakış açısından izliyoruz. Kadın ön planda, erkek karakterler romandakinin aksine çok geri planda. Yine de Jude Law skandal çıkmasını istemeyen, kabullenen, aldatılan eş rolünde tek kelimeyle mükemmel.
Keira Knightley müthiş bir Anna Karenina olmuş, hatta izlerken bu role bizde de Pelin Batu yakışır diye düşündüm.
Sinematografi, müzik, dans, dekor son derece etkileyici. Tiyatro sahnesini mekân olarak kullanmak da farklı bir boyut katmış.
Bütün bunlar bir yana, kostümler bir yana. Bele oturan kabarık elbiselere ve mücevherlere bakmaya doyamıyorsunuz. Sırf bunun için bile bu film izlenir. Hâlâ izlemediyseniz, daha fazla ertelemeyin, bir an önce sinema salonuna koşun. Çünkü ‘Anna Karenina’ televizyonda değil, sinemada izlenmesi gereken filmlerden.

Haberin Devamı

NUSR-ET ANKARA’DA

‘2012’nin en’leri listelerinde Nusret Gökçe mutlaka olmalıydı. Nusr-et Steakhouse’la İstanbul yeme-içme alanına farklı bir soluk getirdi. Yemeğe meraklı ünlüler mekândan çıkmaz oldu. Derken Doğuş Grubu’nun ortak olmasıyla işin boyutu tamamen değişti. Farklı yerlerde şubeleri bu hafta itibarıyla açılmaya başlıyor. Önce Ankara şubesi var sırada. Perşembe, Kavaklıdere’de açılıyor. Bakalım Ankaralılar da İstanbullular kadar bağırlarına basacaklar mı? Bakalım sırada hangi şehirler var?

METiN KAÇAN’IN VEDASI

Arda Kural haberlerinin üzerine bu sefer de Metin Kaçan’a üzüldük. Hiç tanımadım ama yazdıklarını okudum, yazdıklarını okuduğum kişileri tanıyor gibi hissederim. Daha önce yaşadıklarında ne kadar haklı, ne kadar haksızdı hiç bilmiyorum. Ama haklı da olsa haksız da, artık bu noktada fark etmiyor. Bir insan kendini köprüden atacak hale geldiyse, kararına saygı duymaktan ve geride kalanlara sabır dilemekten başka yapacak şey kalmıyor. Eski defterleri açmak, kendi isteğiyle giden biriyle hesaplaşmaya çalışmak da aynı Arda Kural’a yapılan kadar acımasız.