Bugün üç kadın ve üç markadan bahsedeceğiz. Ardıç Gürsel ve Vinkara Şarapları, Fatoş Yalın ve ‘Fey’ adlı yeni mağazası, Bilgün Dereli ve ‘B Point by Bilgün Dereli’ mücevherleri...
Son zamanlarda daha sık duyuyoruz Vinkara’yı. ‘Yaşasın’ adlı, şampanya yöntemiyle yapılan köpüklü şarabından, bir içimlik çevir-aç kapaklı minik şişelerine, her yerde karşımıza çıkıyor. En son New York’ta düzenlenen ‘Ultimate Wine Challenge’ yarışmasında, kalecik karasından üretilen ‘Yaşasın 2009’, ‘Doruk Narince 2011’, ‘Mahzen Kalecik Karası 2009’, ‘Doruk Kalecik Karası 2010’ ile önemli ödüller aldı.
Vinkara’nın yönetim kurulu başkanı Ardıç Gürsel’le, aile otelleri Taksim The Marmara’da bir araya geldik. Bu arada The Marmara’nın restoranı Tuti yenilenmiş. Kuş bakışı Taksim manzaralı, çok güzel camlı bir terası var.
Ardıç Gürsel, aile otellerinde çalışırken aslında tesadüfen bu işe dahil olmuş. Her zaman şarapçılık yapmak istemesine rağmen başta fırsat olmamış. Ankaralı Gürsel Ailesi’nin Kalecik’te bir arazisi varmış, 2003’te ABD’de inşaat yaptıkları firmaların teşvikiyle aile burada bir bağ kurmaya karar vermiş. Sonra 2008 krizinde Amerikalılar vazgeçince, işin başına Ardıç Gürsel gelmiş. “Her işte bir hayır vardır derler” ya, aynen öyle olmuş. Bu kadar kısa sürede Ardıç Gürsel, Vinkara’yı yaratmış. Başta yabancı üzümler yerine kalecik karasını ön plana çıkarmış, sonra da Ela Cindoruk-Yılmaz Aysan çiftiyle çalışarak şişe ve etiket tasarımlarını mümkün olduğu kadar sade ve sıcak hale getirmiş. Etiketlerde marka yerine, üzüm çeşitlerini ön plana çıkarmış.
Şimdi Vinkara ödüle doymuyor. Master of Wine’da ‘Mahzen Kalecik Karası 2009’, ‘Mahzen Narince 2010’ ve ‘Yaşasın’ ile ödüller aldı. Sommelier Wine Awards’daysa ‘Mahzen Cabernet Sauvignon-Merlot-Syrah’ ile gümüş, ‘Quattro beyaz’ ile bronz madalya aldı. Vinkara Şarapları üç aydır İngiltere’nin online perakende satış sitesi Wine Society’de satılıyor. Bundan sonraki hedef, ABD’de satışa çıkmak. Bunun için de görüşmeler devam ediyor.
Bu arada konu THY uçaklarında şarap servisi yapılırken hâlâ, “Kırmızı mı beyaz mı? Türk mü Fransız mı?” diye sorulmasına geliyor. Ardıç Gürsel, “Keşke birçok yabancının geçiş noktası olan uçaklarda ve havaalanlarında, daha çok yerli şarabımızı, yerli üzümümüzü görebilsek” diyor. Ardıç Gürsel’in ve tabii dolayısıyla Vinkara’nın hedefi belli: Kalecik karası gibi yerli üzümleri yurt dışında tanıtmak. Çok kısa sürede çok yol aldılar, devamını da heyecanla bekliyoruz.
Fatoş Yalın’ın Fey’i
“Beğendiğim şeyleri satacağım bir mağaza açıyorum.” Bu cümleyi Fatoş Yalın’dan duyduğumda heyecanlanmıştım. Çünkü Fatoş Yalın bana ve eminim daha birçok kişiye göre, Türkiye’nin en stil sahibi kadınlarından biri. Kendisi Türkiye’nin ilk moda editörü, aynı zamanda Marie Claire Türkiye’yi Marie Claire yapan kişi. En önemlisi de çok zevkli. Fatoş Yalın’ın mağazası sonunda açıldı. Adı ‘Fey’. Nişantaşı’nda Mim Kemal Öke Caddesi’nde, Delicatessen’in yanında. Fatoş Yalın’ın üretimi kıyafet ve aksesuarlar da var, kendi seçtiği tasarım parçalar da. Deri çantalardan ipek gömleklere, ‘Fey’ etiketli ürünler dikkat çekiyor. Benim favorim, farklı markaların vintage güneş gözlükleri. Açılır açılmaz mağazada birçok ürün tükenmiş ama yine de hâlâ birçok seçenek var. Herkesle bir örnek olmak istemeyenlere duyurulur!
BiLGÜN DERELi’NiN MÜCEVHERLERi
Hindistan’da istisnasız sokaktaki her kadın takıp takıştırıyor. Onları gördükten ve Hintli mücevhercileri gezdikten sonra Akmerkez’deki
‘B Point by Bilgün Dereli’ mağazasında buldum kendimi. Artık herkesin takı tasarımcısı olduğu bir dönemde bile Bilgün Dereli’nin mağazası dikkat çekiyor. Çok zevkli tasarımlar ve artık zor bulunan bir işçilik var. Hint esintili sallantılı zümrüt küpelere, pırlantalı incili bileziğe ve altın yüzüklere bayıldım. Akmerkez’deki mağazaya hâlâ yolunuz düşmediyse, mutlaka uğrayın. Almak şart değil, bakarken bile gözünüz gönlünüz açılıyor.