‘O Ses Türkiye’nin finali ‘Yetenek Sizsiniz’in taklit bölümü gibiydi. Ahmet Kaya, Tarkan ve Barış Akarsu’nun benzerleri yarıştı. Kazanan yine Acun oldu
‘O Ses Türkiye’ finalinde 4 yarışmacı var. Daha önce hiçbirini izlemedim, ama hepsi tanıdık geliyor. Ahmet Kaya, Tarkan ve Barış Akarsu’nun benzerleri. ‘Tıpatıp Show’a ya da ‘Yeteneksizsiniz’e (pardon ‘Yetenek Sizsiniz’ olacak) çıksalar yaptıkları taklitlerle pekala ödül alabilirler. Ama Türkiye’nin biricik sesi bu mudur? İşte orada durmak lazım. Türkiye’deki en çok beğenilen rol modellerinden sonra belki de şaşırmamalıyız bu sonuca.
‘O Ses Türkiye’nin ilk bakışta ‘Sıfır Ses Türkiye’ olarak algılanmasına da neden olan çok eğlenceli bir jürisi var. İşte bu jüri başından beri aynı şeyi söylemiyor mu? “Kendiniz gibi olun, başkası gibi okumayın.” Hatta finalde yarışmacıların farklı tarzlarda şarkı söylediğini anlatırken “Rock okudu” bile dediler. Böylece yeni bir fiil daha girdi hayatımıza, “Rock okumak.”
Duygu sömürüsüne hassasiyet yok
Önce Tarkan’ın küçük kardeşi gibi duran 16 yaşındaki Berkan Taşkın eleniyor. Berkan, fiziğiyle de sahnesiyle de Tarkan’a çok benziyor. Adı bile Tarkan’la kafiyeli. Haftaya yarışmanın çocuklara özel bir bölümü yapılacağı açıklanıyor. Bunu duyan acımasızlar dalga geçiyor, “Artık Berkan haftaya da katılır” diye. Oysa bence aralarında en çok gelecek vaat eden kesinlikle o. Sonra Barış Akarsu’nun benzeri Onur Uğuş eleniyor. Şaşırmıyorum.
Final, Ayda ve uzun tırnaklarıyla, adaşı Mustafa Sandal’la bir örnek giyinen Mustafa’ya kalıyor. Eee, sonuç zaten belli değil mi? İranlı baba ve Türk annenin İsveç doğumlu kızı Ayda Mosharraf mı yoksa Ahmet Kaya’nın benzeri Mustafa mı kazanacak böyle bir süreçte?
‘Yetenek Sizsiniz’de BJK formasının üzerindeki ayyıldız kapatılarak gereğinden fazla hassasiyet gösterildi, arkasından açıklama yapıldı, belli ki kötü niyet yoktu. Zaten biliyoruz, Acun böyle bir şey yapmaz. Ahmet Kaya’yla yapılan duygu sömürüsüneyse fazla hassasiyet gösterilmedi ama onda da belli ki kötü niyet yoktu.
Mustafa, finalde birinci olduğu açıklanınca “Bütün ülkelerden oy aldım, bütün ülkeleri birleştirdim, demek ki isteyince birleşiliyor” minvalinde bir konuşma yaptı. Bu konuşmayla zaten tribüne oynadığının altını güzelce çizdi. Ama bu nasıl bir medeni cesarettir, nasıl bir egodur, ses yarışmasını kazandı diye kendini ülkelerarası barış sağlamış biri gibi ilan etmek nasıl bir şeydir? İşte onu sanırım ‘O Ses Türkiye’de birinci olmadan anlamak mümkün değil.
Acun reklamcıların da kurtarıcısı
Bu arada yarışma reklam üzerine reklam aldı. Her reklamdan Acun fırladı. Reklamların çoğunda ya bizzat oynuyordu ya da reklamcıları reklam çekme zahmetinden kurtarmış ürünleri bizzat kameraya anlatıyordu. Bir bankanın tanıtımını da yapıyor, bir arabanın da, yeri geldiğinde bir deterjanın da.
Acun’u izlerken, bir kez daha hatırladım, son yapılan araştırmalarda Türkiye’nin en çok örnek aldığı isim seçildiğini. Herkes Acun’un sıfırdan yükselişine, müthiş başarı öyküsüne imreniyor. Peki ya bu kadar çok çalışmasına özenen var mı gerçekten? Acun kadar çok çalışan ve çalışmaktan başka hiçbir şeye vakti kalmayan bir örnek var karşımızda. Kaçımız bunu yapabiliriz, kaçımız gerçekten bunu yapmak isteriz? Bu kadar çok çalışmaya herkes bir şey olur zaten.
Günün anlam ve önemine uygun bir şarkıyla satırlarımıza son verelim. ‘O Ses Türkiye’ yarışmacılarına da, Acun’u rol model alanlara da Tarkan’dan bir şarkı gelsin, ‘Başkası Olma, Kendin Ol!’