Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Futbol ve müzik şehri Liverpool’un en büyük gurur kaynağı, Beatles. İşte Beatles’ın keşfedildiği The Cavern Club’la başlayıp minik bir şehir turuna çıkıyoruz

Beatles’ın  doğduğu yer

Beatles’ın  doğduğu yer

Liverpool denince akla iki şey geliyor, futbol ve Beatles. Guinness Rekorlar Kitabı’na göre, Liverpool dünyanın pop müzik başkenti. Beatles’ın çıktığı şehir burası. Hatta havaalanının adı bile John Lennon.
Liverpool’a kadar gelip de Beatles’ın hikayesinin başladığı yere gitmeden olmaz. The Cavern Club’da buluyorum kendimi. Bir rock’n roll kulübü olarak açılmış, amatör müzisyenler burada sahneye çıkmış. Beatles da Şubat 1961’de ilk kez burada sahneye çıkıyor, Kasım 1961’de ise Brian Epstein bu kulüpte onları dinleyince hayatları değişiyor. The Cavern Club’dan Beatles’ın yanı sıra Billy J Kramer, Cilla Black, Gerry and the Pacemakers ve The Searchers gibi isimler de çıkıyor. Hatta The Rolling Stones, Elton John ve Queen de The Cavern Club sahnesinden daha sonra geçenlerden.
The Cavern Club arada kapanmış, sonra Liverpoollu birkaç futbolcu sayesinde yeniden açılmış. Hâlâ amatör gruplar sahneye çıkıyor. Beatles üyelerine ait birçok eşya ve fotoğraf duvarlarda asılı. Dallas, Buenos Aires ve Tokyo gibi şehirlerde The Cavern Club’a ithaf edilmiş gece kulüpleri var.
Beatles’ın şöhretinden sonuna kadar yararlanıyorlar. ‘The Beatles Liverpool presented by The Cavern’ adlı turistik otobüs turları düzenliyorlar. Strawberry Field, Penny Lane, Beatles üyelerinin doğum yerleri, çocukluklarının geçtiği evler ve keşfedildikleri The Cavern Club’a kadar Beatles’ı Beatles yapan önemli duraklar ziyaret ediliyor. Liverpool’da ayrıca Albert Dock’ta bir Beatles müzesi ve iki mağazası da var. Beatles’la ilgili aklınıza gelebilecek her türlü hediyelik eşya burada satılıyor.

AVM’de Liverpool 1-Everton 2
Liverpool’da müzik kadar önemli olan diğer şey futbol. İki takımları var, Liverpool FC ve Everton FC. Rekabet o kadar büyük ki, Liverpool 1 adlı alışveriş merkezi açılınca Everton’cılar içine Everton 2 adını verdikleri bir kulüp mağazası açıyor, Everton’ın 2-1 galibiyeti mesajını vermek için.
Liverpool’un kalbi Albert Dock’ta atıyor. Limanda mağazalar ve kafeler deniz kenarına dizilmiş. Albert Dock’ta sanat galerisi ve müze Tate Liverpool yer alıyor. Ayrıca kölelik ve denizcilik müzesi var. Liverpool, Titanic’in de bağlı olduğu liman şehri. Titanic’in sahiplerinin binası hâlâ baş köşede.
Terk edilmiş gibi duran birçok bina var. Tarihi binaları gördükçe eskiyle yeniyi nasıl birleştirdiklerine bakıp kıskançlık duyuyorsunuz, aynı Londra’da olduğu gibi. Birçok tarihi bina Unesco Dünya Kültürel Mirası listesine alınmış. İhtişamlı Liverpool Katedrali de bunlardan biri.

Restoranlar BM gibi dizilmiş
Şehrin merkezinde bir restoran caddesi var. Birleşmiş Milletler gibi Meksika, İtalyan, Japon restoranları yan yana dizilmiş. Japon restoranı Sapporo’da teppanyakiyle Anneler Günü kutlamaları yapılıyor. Anneler Günü, İngiltere’de farklı zamanda kutlanıyor. Japon şefler yemekleri havada atıp tuttukça büyükler de çocuklar kadar tezahürat yapıyor. Yine de elindeki akıllı telefondan başını kaldıramayan çocuklar da var. Akşam yemeği için 60 Hope Street adlı İngiliz restoranına gidiliyor. Zaten restoranların çoğu Hope Street’te yer alıyor.
Şaşırtıcı ama gerçek, dünyanın en büyük ikinci Çin mahallesi Liverpool’da. İşte bu yüzden sokak tabelaları bile İngilizce ve Çince. Artık Çince hiç ummadığımız yerlerde bile karşımıza çıkıyor.
Liverpool şaşırtıyor, İstanbul’dan sonra tabii ki bizi kesmiyor ama yine de 24 saat dolu dolu geçiyor; her şeye yetişmek mümkün olmuyor.