İstanbul selden sonra şimdi de bienal etkisinde. Bienalle paralel olarak yürütülen sergiler ve partiler sayesinde bu hafta çok hareketli geçti. Sanatçılar, sanata yatırım yapan iş adamları ve kadınları, ikoncanlar derken her etkinlikte çok renkli bir kalabalık vardı. Bazılarında birbiriyle hiç alakasız bir sürü isim bir araya geldiği için partiler sönük geçti, bazılarında ise en aklınıza gelmeyecek kişiler aynı mekanda aynı müzikle eğlendi.
Haluk Akakçe’nin daveti
Önce çarşamba günü Haluk Akakçe için Les Ottomans’da verilen parti vardı. İlk parti olduğu için tabii ki herkes oradaydı. Perşembe günü Haluk Akakçe’nin ‘Reenkarnasyon’ adlı sergisi Tepebaşı’nda Nupera’nın binasındaki Tabanlıoğlu Mimarlık’ın ofisinde açıldı. Sergiye gelen herkesin ortak hissi ‘Ben de böyle bir ofiste çalışmak istiyorum’ oldu. Bunda merkezi olması kadar yüksek tavanların da etkisi vardı. Haluk Akakçe’nin bu çalışmaları şimdiye kadarkilerden çok farklıydı. Ne kadar pozitif bir his verseler de, isimleri ne kadar eğlenceli olsa da şimdiye kadar en çok beğendiğim Haluk Akakçe işleri değildi.
Gece boyunca en çok Akakçe’nin çalışmalarının inanılmaz değer kazandığı konuşuldu. Hatta serginin daha ilk saatlerinde iki resim dışında hepsinin satılmış olması herkesi şaşırttı, özellikle de liste fiyatlarını gördükten sonra.
Haluk Akakçe fuşya lastik ayakkabıları ve minik köpeğiyle birlikte herkesle ilgilendi. Akakçe’nin hemen yanı başında Şebnem Işık vardı. Vogue’un İngiliz moda editörlerinden Sotheby’s’de çalışan yabancılara şenlikli, uluslararası bir kalabalık vardı.
Sergiden sonra Nuteras’a çıkıldı. Orada kısa bir moladan sonra doğru İstanbul Modern’de Sarkis’in ‘Site’ adlı sergisine gidildi. Sonra da hâlâ hızını alamayanlar X Large İstanbul’daki bienal partisine koştu.
Zaha Hadid Münferit’te
Cuma gecesi Antrepo’da bienalin açılışı vardı. Çok kalabalık olacağını tahmin ederek gitmekten son anda vazgeçtim. Karaköy Liman’daki partiye de katılmadım. Zaten gecenin asıl olayı Münferit’teki özel davetti. Münferit, Filiz Sarper Eczacıbaşı’nın oğlu Ferit Sarper’in Asmalımescit’te açmak üzere olduğu yeni modern meyhane. Ferit Sarper aynı zamanda Beylerbeyi Rakı’nın da sahibi. Burayı da son zamanların en parlak mimarları Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar (Autoban) yapmış. Bienal ve diğer sanat etkinliklerini takip eden kesim için bu yemeğe davetli olmak çok önemliydi. Yemeğin onur konuğu Iraklı mimar Zaha Hadid oldu. Serviste aksaklıklar olsa da herkes yemekleri anlata anlata bitiremiyor. Münferit daha resmen açılmadı, bayramdan sonra açılacak.
İki gece üst üste aynı kalabalıkla karşılaştıktan sonra cuma gecesi daha farklı bir program istedim. Önce Zuma’da üç kız yemek yedik. Kızlardan biri Hande Ataizi, diğeri de The House Cafelerin ortağı Canan Özdemir olunca bol bol güldük. Sonra Anjelique’e geçtik.
Gecenin en’leri
Cumartesi gündüz istikamet İstinye Park’ta Bej... Akşam Les Ottomans’da Galerist ve Autoban’ın Akbank Private Banking sponsorluğundaki partisi.
Partinin en şık ismi İnci Aksoy’du. İnci Aksoy, bienale çok yoğun ilgi olmasından, yabancı gazetecilerin İstanbul’a akın etmesinden dolayı çok mutluydu. Keşke hava böyle olmasaydı diyordu.
Partinin en dikkat çeken isimlerinden biri Zeynep Fadıllıoğlu’ydu, Zeynep Fadıllıoğlu jean ve büstiyer kombiniyle genç kızlara taş çıkartıyordu.
Diğer favorim Fatoş Yalın’dı. Jackie Kennedy tarzıyla yine her zamanki gibi çok zarifti.
Gecenin en çok eğlenen isimleri Eda Taşpınar ve Ece Sükan’dı. Eda’yla CNN Türk’teki programı, ‘Trendikon’ hakkında konuştuk. Başlarda çok heyecanlandığını ama şimdi kamera karşısında rahatladığını anlattı. Eda ve Ece meşhur Hercules and Love Affair grubundan ayrılıp Jessica 6 adıyla yeni bir grup kuran ekip sahnedeyken bol bol dans ettiler.
Solist Nomi Ruiz’in dış görüntüsü, hareketleri ve şahane sesinden bile bir zamanlar erkek olduğunu anlamıyorsunuz. Sahnede son derece dişi bir kadın. Bu grubu uzun zamandır Türkiye’ye getirmeye çalışanlar varmış ama kısmet Haluk Akakçe’ye olmuş. Grup üyeleri Haluk Akakçe’yi çok sevdikleri için kıramamışlar. Bienal boyunca bir süre daha İstanbul’da kalacaklar.
Bienal 8 Kasım’a kadar devam edecek. Daha görülecek çok sergi ve performans var. Kaçırmayın!