Daha imzaları atıldığı andan itibaren çok konuşuldu, sonunda açıldı. Billionaire Club, İstanbul gece hayatına patronu Flavio Briatore gibi hızlı başladı
İstanbul’da neyin tutup neyin tutmayacağını önceden bilmek zor. Bakın, büyük hevesle getirilen Formula 1 bile ne kadar az ilgi gördü. Seneye Formula 1 İstanbul Grand Prix’si olmayacak gibi gözüküyor. Bunu biliyorduk aslında, İTO Başkanı Murat Yalçıntaş da Twitter’dan duyurdu. Formula 1 en parlak günlerini yaşamıyor zaten. Ama dünyanın her yerinde şehre büyük katkısı oluyor. Biz bu avantajı iyi kullanmayı beceremedik.
Kapıda kalma korkusu
Şimdi Formula 1’den de tanıdığımız Flavio Briatore’nin Billionaire Club’ı İstanbul’da açıldı. Billionaire Club’ın sonunun bir dönem heyecanla açılan Chinawhite gibi olmasını istemeyiz tabii. Chinawhite, İngiliz işletmeci ve görevlileriyle birkaç önemli ismi kapıdan çevirince herkeste, “Ya gidip de kapıdan dönersek, rezil olursak” korkusu başladı. Ve kimse oraya gitmek istemez oldu.
Bahaneler bitmiyor
İstanbul’da gece gezen kitle çok büyük değil. Yabancı restoranlara çok daha rahat alışıyoruz, ama onda bile arkada tanıdık bir Türk işletmesi olması bekleniyor. Bakınız, yemeklerine ve kokteyllerine bayıldığımız Hakkasan bile kötü işletme nedeniyle İstanbul’dan gidiverdi. “Yeri kötüydü, karanlıktı” dendi, oysa İstanbul Doorscular aynı mekanda ufak dokunuşlarla dekoru değiştirmeden Wan-na’yı açtı ve Wan-na tuttu.
İstanbul’da yeme içme ve eğlence sektörlerine dışarıdan birilerinin girmesi kolay değil. Köşeler tutulmuş vaziyette. Gece çıkanlar birbirlerini görmek istiyor. Bunu yaparken de kapı görevlisinden garsona herkes onu tanısın, istediği kadar ilgi görsün istiyor. Eee, bu da ancak İstanbullu işletmelerde oluyor.
Açılış dedikoduları
Tabii bir de olayın burun kıvırma durumu var. Daha açılış gecesinde Billionaire Club’da Yıldız Tilbe çaldı diye “Apaçi klüp” benzetmeleri bile yapıldı. Garsonlar İngilizce konuşuyor diye çok eleştirildi. Çalışanların yabancı turistlerle konuşurken İngilizce bilmemeleri ne kadar büyük bir sorunsa Türkiye’de, Türkçe değil de İngilizce konuşmaları da o kadar büyük sorun.
Aynı sorun kardeş restoran Cipriani’nin açılışında da yaşandı. İngilizce ve İtalyanca mönü vardı, Türkçe yoktu.
Kabul etmek lazım, Billionaire Club modası geçmiş bir kulüp. Geri dönüş yapması kolay değil. Tam 13 yıl önce Sardinya’da Porto Cervo’da açılmış. Şimdi Kenya Malindi Beach’te bir şubesi var, bir de İstanbul’da oldu. İstanbul kadar dinamik bir şehir için geç kalınmış bir proje. Yine de Flavio Briatore’yi, Michael Adam’ı, Giuseppe Cipriani’yi İstanbul’a getirdi.
Ömrü az olacak gibi
Cipriani, dünyanın en iyi İtalyan restoranlarından biri değil. Türkiye’de en büyük şanssızlığı MasterChef’le yaşadı ama neyse ki sorun çabuk çözüldü. Astronomik fiyatları olsa da sonuçta uluslararası bir marka. İstanbul’da Cipriani olması güzel bir şey. Mübariz Mansimov’un açtığı otel, The Edition da beğensek de beğenmesek de iyi bir adım. Ian Schrager otellerinin Türkiye’ye gelmesi açısından. Peki, Billionaire Club İstanbul’da yaşar mı? Hiç sanmıyorum. Ancak çok iyi yerli işletmeciyle belki çok kısa bir süre... Yabancı bir işletmeyle başlamadan biter. Hep birlikte göreceğiz.
iSTANCOOL GELiYOR!
Geçen yazın en beklenmedik ve başarılı organizasyonlarından biriydi İstancool. İstancool’un arkasında Pablo Ganguli’nin Liberatum’u ve Demet Müftüoğlu’nun İstanbul 74’ü var. Geçen yıl çok önemli isimleri getirdiler, bu yıl da liste heyecanlı; Paul Schrader, Tilda Swinton, Michael Stipe, Kirsten Dunst, Sam Taylor -Wood, Courtney Love. Üstelik İstancool bu yıl herkes tatile kaçmadan 26-29 Mayıs’ta.