Derbi sonrası yaşananları gördükten sonra cumartesi akşamı evden çıkmadığıma bir kez daha sevindim. Bu kadar olayın üzerine Apple TV’de bir film izledim, ‘W.E.’
‘W.E.’, Madonna’nın yazıp yönettiği ve hatta yapımcılığını yaptığı bir film. İtiraf etmeliyim, ‘Madonna’nın filmi’ olduğu için başta izlemek istemedim. Sahnede ne kadar müthişse, sinemada da o kadar kötü bir imajı var Madonna’nın. Sonra sırf kostümler hakkında çok iyi şeyler duyduğum için ve tabii artık daha fazla maç, şiddet, gürültüye dayanamadığım için filmi izledim.
‘W.E.’de iki ayrı kadının hikayesi var. Biri evli bir Amerikalı kadın, Wallice Simpson. İngiltere veliaht prensi 8. Edward, Wallice Simpson’a aşık olup tahttan feragat ediyor, tam da İkinci Dünya Savaşı zamanında. Diğer kadın Wally Althrop’uysa 1998’de görüyoruz, New Yorklu, evli ama mutsuz, doktor kocasının isteğiyle Sotheby’s’deki kariyerini bırakmış bir kadın. Wally ‘20. yüzyılın aşkı’ diye Wallice-Edward’a takıntılı ve Sotheby’s’de sergilenen eşyalarını her gün ziyarete gidip hayal kuruyor. Bu arada da orada çalışan Rus bir güvenlik görevlisiyle yakınlaşıyor. Geçişlerle 60 yıl öncesine gidip geliyoruz. Tamam, böyle anlatınca konuda bir numara yok.
Balenciaga, Dior, Cartier’den özel tasarım
Kostümler olağanüstü, zaten ‘W.E.’ Oscarlarda en iyi kostüm ödülü adayları arasındaydı. Bazı parçalar müze arşivlerinden çıkarılmış, Balenciaga, Christian Dior, Madeleine Vionnet, Elsa Schiaparelli, Issa, John Galliano, Stephen Jones, Alfred Dunhill ve Savile Row bu filme özel kostümler hazırlamış. Mücevherler Cartier ve Van Cleef & Arpels’den. Bir çekimde bileziklerden biri denize düşmüş, yeni bilezik gelene kadar çekimler ertelenmiş. Bazı mücevherler yetişmeyince Madonna kendi mücevherlerini getirmiş. Kostümler kadar mekanlar da etkileyici. Evler, manzaralar müthiş, izlemeye doyamıyorsunuz.
Bu bir kadın filmi, kadınların zaafları ve beklentilerini gayet iyi dile getiriyor. Film eleştirmenleri “Madonna, şan, şöhret, para hepsini elde etmenin ama bunları paylaşacak biri olmadan bunların aslında çok da önemli olmadığını anlatarak kendi kendine terapi yapıyor” diye dalga geçmişler. Oysa filmin yönetmeni ve yazarı Madonna olmasa bu kadar acımasız olmayacaklarına eminim. Filmde absürt şeyler de var, Rus güvenlik görevlisinin hem yakışıklı, hem duygusal, hem yetenekli olması inandırıcı değil tabii ama sonuçta bu bir film. 8. Edward ve Wallice’in politik görüşlerine yer verilmemesi de acımasızca eleştirilmiş. Oysa bu bir aşk filmi, politik görüşlerin olup olmamasının bir önemi yok.
Lourdes ve Haluk Bilginer de oynuyor
Filmde Madonna’nın kızı Lourdes’in de ufak bir rolü var. Ama bizi asıl ilgilendiren filmde Haluk Bilginer’in Muhammed Al Fayed rolünde olması. Edward ve Wallice’in Paris’teki evlerini eşyalarıyla birlikte alan Al Fayed özel mektuplarının da sahibi oluyor. Wally’ye bu büyük aşkın mektuplarını kimseyle paylaşmak istemediğini söylüyor, ama Wally “Şimdiye kadar hep Edward’ın nelerden feragat ettiği konuşuldu, ama asıl bir yabancı olarak Wallice’in nelerden vazgeçtiği de önemli değil mi?” diyerek onu ikna ediyor.
Filmin müzikleri Abel Korzeniowski imzalı. Madonna Korzeniowski’nin Tom Ford’un filmi ‘A Single Man’e yaptığı müzikten çok etkilenmiş ve kendi filminde de onunla çalışmak istemiş. Filmin sonundaysa Madonna ‘Masterpiece’ (Başyapıt) adını verdiği kendi şarkısını söylüyor. Kritikler yine acımasız, “Keşke ‘Sorry’ (Üzgünüm) şarkısını söyleseymiş” diyorlar. Tamam, ‘W.E.’ bir başyapıt değil ama ‘Muhteşem Yüzyıl’ı bile seven, dönem filmleri severler için kostümleri ve dekoruyla etkileyici bir film.