Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen hafta beni çok etkileyen bir ressamla tanışma fırsatım oldu. Suat Akdemir, benim son 5 yıldır çalışmalarını çok beğenerek takip ettiğim biri. Bodrum Maça Kızı’nda da çok sevdiğim evlerde de resimlerine bakmaya doyamıyordum.
Bu yıl Sotheby’s’deki çağdaş Türk sanatçılarının arasına girdi, sonbaharda Dubai Christie’s’de bir eseri müzayedede satışa çıkacak.

Bir ressamla tanıştım
Sotheby’s ve Christie’s çağdaş sanatçılar için bir gösterge. Bir sanatçının yaşarken dünyanın en önemli sanat evlerinden kabul görmesi gerçekten çok önemli.
Suat Akdemir, bunu çok önemsemiyor. O resim yapmak istiyor, gerisi umrunda değil. Onu keşfeden çoktan keşfetti zaten. Geçen aylarda Teşvikiye’deki Es Konsept galerisindeki sergisi büyük ilgi gördü.
Ben resimlerini biliyordum, kendisini hakkında anlatılanlardan tanıyor gibi hissediyordum. Genelde eserlerini beğendiğiniz kişilerle tanışınca hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Suat Akdemir benim için tam tersi tam da hayal ettiğim gibi çıktı. Bu kadar beğendiğim bir ressamın atölyesinde kendisiyle birlikte son dönem resimlerine bakmak bana büyük bir heyecan ve mutluluk verdi. Kendimi çok şanslı hissettim.



Photoshop’u ilk Andy Warhol uygulamış 
Daha Suat Akdemir’in atölyesinin havasından çıkamadan ertesi gün sabahın köründe kendimi Paris uçağında buldum. Paris’te Grand Palais’te ‘Andy Warhol’un Geniş Dünyası’ adlı sergiye gittim. Andy Warhol’un neredeyse bütün eserleri sergide yer alıyordu. Nasıl hepsini bir araya getirdiklerine doğrusu şaşırdım.
Marilyn Monroe’dan Mao’ya ünlü portreleri gibi bildiğimiz eserlerinin yanı sıra daha az bilinen çalışmaları da vardı.
Andy Warhol birçok kişinin önce stüdyoda polaroid fotoğraflarını çekmiş, sonra resimlerini yapmış. Bu fotoğraf çekimlerinin de özellikle filme alınmasını istemiş. Sergide bu film de yer alıyor. Bir de 1981’de yaptığı Linda Cossey resmi var. Sadece siyah ışıkta görülebilen özel bir boya kullanmış.
Interview dergisi çıkarmış, ünlülerle röportajlar yapmış, dergi kapaklarında herkesi bir yıldız haline getirmiş. Andy Warhol resimde photoshop uygulayan ilk isim olmuş. Artık fotoğraflarda temizlenen hataları o resimde de temizlemiş. Hatta Slyvester Stallone gibi göz kapakları düşük birinin portresinde göz kapağının üstüne bir çizgi ve gölge oyunuyla göz kapağını bile kaldırmış. 

“Ticari bir sanatçıyım”
Sergide resimler kadar heyecanlı bilgiler de vardı. Andy Warhol hep gündemi takip etmiş. Marilyn Monroe ölünce hemen portresini yapmış, John F. Kennedy vurulunca Jackie Kennedy’nin portresini yapmış. Önemli koleksiyonerlerin resimlerini yapmış, ünlülerle arkadaşlığını hep resimlerinde de kullanmış. Ama daha önce hiç yapılmamış bir şeyi yapmış ve bugün herkes o resimleri görünce tanıyor. Kopyaları deli gibi satıyor.
Bazı resimler gerçekten çok etkileyici, bazılarında ise sadece ne kadar zeki bir adammış, nasıl bir pazarlama ustasıymış diye düşünüyorsunuz. Yaptıklarından çok zekasına ve iş adamlığına hayran kalıyorsunuz. Zaten Andy Warhol kendisi de “Ben sanatçı değilim, ticari bir sanatçıyım” demiş. Sergi 13 Temmuz’a kadar devam edecek.

Paris’te Gay Pride’a katıldım
Sergiden sonra Paris’in bohem bölgesi Le Marais’de dolaşıyoruz. Kendimizi birden Gay Pride yürüyüşünün ortasında buluyoruz, biz de böylece önceden haberimiz olmadan da olsa yürüyüşe katılmış oluyoruz.
Hatta bir ara uzun zamandır Paris’te yaşayan bir arkadaşımla Paris’in gay belediye başkanı Bertrand Delanoe’den konuşuyoruz. Bizde böyle bir yürüyüş olabilir mi diye tartışıyoruz.
Dönüşte bir de ne göreyim Hande Yener İstanbul’da Gay Pride yürüyüşüne katılmış. Taksim’den Galatasaray’a tam 5000 kişiyle birlikte yürümüş. Demek ki bizde de böyle şeyler olabiliyormuş.