Pazar gecesi saat 23.00. Yer Bodrum-Milas Havalimanı. Kapıda uzuuun bir kuyruk. Sırada Sibel Can’dan Emel Acar’a tanınmış simalar.
Zar zor içeri girdiğimizde bir arkadaşımı görüyorum. Daha merhaba bile demeden, “Burası Ship Ahoy’dan daha piyasa” diyor, gülüyoruz. Gerçekten de havaalanında insanlar üst üste. Oturacak tek bir yer bile yok. Herkes eğlenceden yorgun, birbirini süzüyor. Bu kadar kalabalığa göre az bir rötarla kendimizi uçağa atıyoruz.
Şehir dışında düğün trendi
Gelelim bizim Bodrum’da bulunma sebebimize. Hayırlı bir iş için gittik. İbiza’da başlayan bekarlığa veda kutlamaları cumartesi akşamı Kuum’da nihayet sona erdi.
Aylar önce Bettina Hakko ve Candan Kıramer söylemişti, “Artık ‘destination wedding’ler tercih ediliyor” diye. ‘Destination wedding’ dedikleri, şehir dışında yapılan düğünler her şeyden önce çok eğlenceli geçiyor. Çünkü herkes tatilde, tatil havasında oluyor. Kimse işten çıkmış, trafikte bunalmış olmuyor. Böyle düğünlerde davetlilerin tek derdi denizden çıkıp da kuaföre gitmeye üşenmek... Gelin ve damat için aslında o kadar da kolay değil. Çünkü tatil boyunca misafirleri eğlendirmek de onlara düşüyor. Şımartılacak zamanları olmuyor.
Herkes dans etti
Çok sevdiğimiz iki arkadaşımız evlendi. Onlarla ilk tanıştığımda daha çıkmıyorlardı bile. Ama nedense onları birbirine çok yakıştırmış ve bir gün kesin birlikte olacaklar demiştim. Çünkü inanılmaz bir enerjileri var.
Yılın en eğlenceli düğünüydü, hatta çok uzun zamandır gördüğüm en eğlenceli düğündü. Bodrum’daki 4 gün boyunca ve tabii düğünde de güzel gelin ve şanslı damat çok neşeliydi. Düğünde protokol ağır basabilirdi, ama gelin ve damadın enerjisi, St. Tropez’den gelen süper orkestra derken sonuçta hiç kimse yerinde duramadı ve herkes kendini dans pistine attı.
Gecenin ilerleyen saatlerinde Trabzon’dan gelen Kolbastı ekibi de döktürdü. Ben onları ilk defa izledim ve bayıldım. Hepsi birbirinden iyiydi. Ama tabii ki favorim damadın babasının kolbastı şovu ve daha sonra da baba ve oğlun dansları oldu.
Düğün sonrası da hızımızı alamadık. Fotoğraflar, dedikodular derken daha uzun süre bu hafta sonunu konuşacağız. En çok da gelin ve damadın birbirlerine ne kadar yakıştıklarını...
Bodrum’da bunlara dikkat!
SHIP AHOY’DA ŞİŞE HESABI
Bodrum’da gece dışarı çıktığınızda, özellikle kalabalık bir grupsanız çok dikkatli olmak gerekiyor. Örneğin Ship Ahoy’da bir stand yapıyorsanız hemen bir şişe votka ve bir şişe viski geliyor önünüze. Şişesini 600 TL’den sattıkları bu içkileri daha siz bir şey söyleyemeden açıyorlar. Biraz içkili ya da kalabalıksanız size sormadan hemen ikincileri de açabiliyorlar. Sonra hesabı görünce dumur oluyorsunuz. Biz olduk, aman siz olmayın!
RAHMİ KOÇ ÖZENTİSİ
Orta yaş üstü erkeklerde bir Rahmi Koç özentisi başlamış. Artık birçok erkek renkli pantolonlar giyiyor. Trendsetter olmak başka, trendleri takip etmek başka... Aynı kıyafet herkeste aynı etkiyi yaratmıyor. Erkekler de ikoncanlara mı özendi ne?
DAVETTE İÇKİYE BAHŞİŞ Bodrum’da genel bir personel sıkıntısı başlamış. Oteller, mekânlar yeterli elemanları olmadığı için, özel organizasyonlar için dışarıdan ekstra personel alıyor. Kuum Otel’de garsona tuvaletin yerini soruyorsunuz, “Bilmem” diyor. Şimdi bir de bu ekstra garsonlar davetlerde, düğünlerde bile misafirlerden para istemeye başlamış. Bir davette garsondan içki istiyorsunuz, sizden bahşiş talep ediyor. Parayı vermezseniz -ki her parayı da beğenmiyor- içkiyi getirmiyor. Bu rezaletten davet sahibinin tabii ki haberi olmuyor. Ama işletmecilerin bu duruma bir el atması gerekmez mi?
ŞUURSUZ SATIŞ GÖREVLİSİ
Türkbükü’nde sahildeki küçük dükkânlara giriyorsunuz, bir şeyler deniyorsunuz, tam neyi alıp neyi almayacağınıza karar verirken bir satış görevlisi gelip “Alıyorsanız alın, yoksa kaldırıyorum” diyebiliyor. Sıcaklar mı dokunuyor, yoksa şuursuz alışveriş yapan ikoncan adayları mı şımartıyor?
OTELDE İNTERNET ÇİLESİ
Kablosuz internete bağlanamıyorsunuz. Görevli diyor ki “Aynı anda 12 kişiden fazla olmaz.” Bahsettiğimiz yer de ev değil, Alinda diye bir otel.