BODRUM VE ÇEŞME’NiN SON RAKiBi: CUNDA

‘Bodrum mu, Çeşme mi?’ tartışmalarına artık bir de Cunda’yı eklemek mümkün. İş dünyasının çok önceden keşfettiği Cunda, bu yaz ünlü yıldızlar ve magazincilerin de akınına uğruyor. İşte Cunda hakkında bilmeniz gerekenler

Bu yaz Bodrum ve Çeşme’den sonra yükselen bir yıldız daha var, Cunda. Cunda’yı önce Boynerlerden Sabancılara iş dünyasının önemli isimleri keşfetti. Şimdiyse magazincilerden kaçan ünlü yıldızlar tatillerini Cunda’da geçiriyor. Bkz. Beren Saat-Kenan Doğulu, Kenan İmirzalıoğlu.
Bugün Cundalılardan aldığım tüyolarla Cunda’dan önerilerde bulunalım. Gitmişken Ayvalık, Çamlık ve Sarımsaklı’ya da uğramamak olmaz.

Nerede kalınır?
Ortunç Club Hotel: Ormanlık bölgede, gözlerden uzak, sessiz, sakin bir yer. Paparazzilerden kaçanlar daha çok burayı tercih ediyor. Bungalovlarda kalınıyor. Mavi bayraklı plajı var. Ayrıca otele çocuk da, evcil hayvan da alınmıyor.
Cunda merkezde kalmak isteyenlerse sempatik butik otelleri tercih ediyor. Birkaç örnek verelim, Nesos Otel ve Güle Otel. Ayrıca Ayvalık merkezde Sızma Han Otel de tercih edilebilir.

Nerede yemek yenir?
Balıkçılar: En popüler olan hiç süphesiz Cunda Bay Nihat. Cunda’nın klasiklerinden Cunda Deniz Restaurant’sa tam bir müdavim lokantası. Cunda Meze Dünyası’ysa son zamanlarda açılan en iyi mezeci.
Ayna Cunda: Kahvaltıya da yemeğe de gidilebilir. Şımarık pilavı ve deniz ürünleriyle ünlü.
Cunda Uno: Çok popüler bir pizzacı ve bar. Birçok müdavimi var. Daha çok geceleri gidiliyor.
Cunda Taş Kahve: İskeleye yakın. Çay-kahve içmek için mutlaka uğranmalı.
Çamlık Dondurmacısı: Sarımsaklı yolunun üzerinde. Eski usül nefis dondurma yapıyorlar.
Ayvalık tostçuları: Merkezde, Carrefour’un yanında, tahta tabureler üzerine oturup meşhur Ayvalık tostundan yiyorsunuz. En çok Avşar Büfe ve Mesut Büfe tercih ediliyor.
Ayvalık Yelken: Yamaçta küçük bir müdavim restoranı, Cundalıların Cunda dışında en çok gittikleri yer.
Ayvalık Marina Bar: Yemek sonrası bir şeyler içmek isteyenler burada toplanıyor.

Hangi plajlara gidilir?
Sarımsaklı Aytaş Otel: Sarımsaklı plajlarının hepsi meşhur ama aralarında en güzeli burası.
Sobe Otel Patricia koyu: Müthiş bir plaj. Küçük, doğal ve bangır bangır müziksiz. Merkeze uzak sayılır ama kesinlikle gitmeye değer.
Badavut plajları: Issız halk plajları, çok seviliyor.
Kalem Adası: Uzak ve pahalı ama çok güzel. Göz önünde olmaması nedeniyle ünlüler tarafından da çok tercih ediliyor. Bu yaz en son Gülben Ergen tatilini burada geçirdi.

Neler görülmeli?
Cunda’da ara sokaklar mutlaka dolaşılmalı. Butikler, zeytinyağcı ve mandıracılar gezilmeli.
Cunda yeldeğirmenleri: Ara sokaklardan dolaşa dolaşa çıkılabilir. Müthiş bir görüntü.
Ayışığı Manastırı: Cunda’nın en güzel yerlerinden biri, Suzan Sabancı tarafından restore ettirildi.
Şeytan Sofrası: En güzel günbatımı manzarası için tepeye çıkmak gerekiyor.

BODRUM’DAKi UÇMUŞ FiYATLARA OKURLAR NE DiYOR?
Bodrum’un ne kadar pahalı olduğunu pazartesi günü yazdım. Epostalar yağıyor, müşteriler fahiş fiyatlardan ne kadar şikayetçi olduklarını anlatıyor.
Kimi “Suç, marka restoran merakı olan insanımızda” diyor. Kimi “Kazıklanmamak istiyorsanız, Türkbükü-Yalıkavak hattından uzak durmalısınız” diye uyarıyor. Kimi “Bodrum’da en iyi (!) yerlerde fiş bile vermiyorlar” diye şikayet ediyor. Kimi “Bizler eğer bu tür ‘kazık’ ve bilinen yerlere gitmeyip de boykot etsek eminim fiyatlar yüzde 50 düşer” diyor. Kimi “Yeni açılan yerlere gitme çılgınlığı kazıklanacağını bile bile devam ediyor, sonrasında sürekli bir serzeniş. Oysa yazdığınız klasik yerlere müdavim olduğunuzda kendi evinizdeymiş gibi ağırlanıyor ve makul fiyatlarla çıkıyorsunuz, geceniz zehir olmuyor” diyor. Bir başkası “Sadece bir sezon boykot hepsini yola getirir ama maalesef kimsenin ilgilenecegini zannetmiyorum” diye umutsuzluğunu dile getiriyor.
Kimi “Yalıkavak marina’da İstinye Park gibi, önüne arabalar çekiliyor. Hatta marinada lüks arabalarla hava atmak için araba kiralayanlar da var. Böyle gösteriş düşkünleri için 30 TL vale ücretinin önemi yok” diyor. Kimi taksi fiyatlarının korkunçluğundan bahsediyor, “Türkbükü-Yalıkavak arası 85 TL olur mu?” diye. Gani Müjde’yse “Dört parça ete dört koyun parası verdik” diyor.
Herkes herkese kazıklanma hikayelerini anlatıyor. Birbirine tavsiyelerde bulunuyor, “Şuraya gitme, buraya gitme” diye. Malum, artık plajlara sadece giriş parası ödenmiyor. Bir de içeride harcamanız gereken bir meblağ var. Bazılarıysa giriş parası almıyor, “150 TL harcamak lazım” diyor doğrudan.
Sonuç, görmek ve görünmek isteyenler bu fiyatları söylene söylene ödemek zorunda kalıyor. Sessiz sakin tatil yapmak isteyenlerse koylardaki küçük otelleri ve balıkçıları tercih ediyor. Ama o oteller ve lokantalar bile Yunan adalarıyla karşılaştırınca çok pahalı kalıyor.