Zilin sesiyle harekete geçen kobaylar gibi, jeneriğin sesiyle kanepede yerimizi alıyoruz. Bir TV dizisinin ilk bölümü arka arkaya üç kez yayınlanıyor, şaşırıyor muyuz? Hayır!
Uyuduk, uyandık televizyonda hâlâ ‘İntikam’ var. Bir kısmımız bir doz izledi, yemeğe çıktı, eve döndü, Kanal D’de hâlâ ‘İntikam’ var, bildiğiniz, izleyiciden intikam. Tamam, dizilerin tekrar tekrar özet vermesine, her reklam kuşağından sonra başa sarıp yine aynı şeyleri tekrar göstermesine alıştık. Hatta o kadar alıştık ki bir TV dizisini bir kez izleyince artık anlayamıyoruz. En azından birkaç kere izleyeceğiz ki, kafamız bassın.
Yerli dizi, yersiz uzun
Tamam, yerli dizi yersiz uzun. Yurt dışında diziler bir çırpıda bitiyor, bizdeki gibi sakız gibi uzamıyor. Özetin özeti, özetin özetinin özeti diye diye izleyici yorulmuyor. Hadi, dizilerin fazla uzun olmasını da kabul ettik. Peki ya yeni bir diziyi aynı gece iki bölüm peşpeşe vermeye ne demeli? İlk seyrettiklerinde anlamayanlar için, bilgisini pekiştirsin diye bir kez daha veriyorlar.
İtiraf ediyorum, ne kadar saçma olduğunu bilsem de bazen kendimi aynı bölümü üstüste iki kez izlerken buluyorum. Elimde değil, zaplayamıyorum. Sanki gerçekten birincide bir şey kaçırmışım da ikincide bulacakmışım gibi garip bir ruh haline bürünüyorum. Finalde yazılar akmadan yerimden kalkamıyorum. Hadi buna da alıştık.
Peki ya aynı kanalın aynı dizinin ilk bölümünü arka arkaya üç kez oynatmasına ne demeli? Kanal D sağolsun, iki kerede de anlamazsak diye üçüncü kez bizimle paylaşmayı uygun görmüş.
‘Revenge’in birebir yerli versiyonu diye diziyi yerden yere vuracak değilim. İyi bir kopya, kötü bir orijinalden daha iyi olabilir. Başta Beren Saat olmak üzere iyi bir kadrosu var, izledikçe eminim güzelleşecektir. Ama tabii aynı bölümü peşpeşe üç kere izlemek değil söz ettiğim.
SIENNA MILLER’LI TV FiLMi
Biz bir TV dizini çekiştire çekiştere üç kere üstüste yayınlarken bakın yabancı kanallar neler yapıyor... BBC’de çok iyi bir TV filmi izledim, ‘The Girl’. Alfred Hitchcock’un gözdesi Tippi Hedren’i keşfetmesinin ve tacizleri sonucu onun tarafından reddedilmesinin ve reddedildikçe daha da acımasız olmasının hikayesi.
Tippi, Hitchcock’un ‘Kuşlar’ filminde günlerce gerçek kuşların saldırısına maruz bırakılıyor, anlaşmada gerçek kuşlar yerine mekanik kuşlar kullanılacağı söylenmişken. Sırf filmi tamamlamak, kariyer yapmak ve küçük kızına-ki kendisi Melanie Griffith olur- bakabilmek için yönetmenin deliliklerine katlanıyor ama onu sürekli kibarca reddederek. Sonunda Hitchcock’la anlaşmasını feshediyor. “Kariyerim bitti ama hayatım bitmedi” diyor şimdi, aldığı karara dönüp bakınca.
BBC’deki TV filminde Tippi’yi kim oynuyor dersiniz? Sienna Miller. Film henüz TV’de bir kez yayınlandı. Tuhaf ama kimse de “Bu kadar para harcadık bu filme, Sienna Miller’ı bile oynattık, arka arkaya üç kez gösterelim” demeyi akıl edemedi.