Bu sergide her şeye dokunmak serbest
Son zamanlarda gördüğüm en etkileyici sergi ‘Dokun Bana’. Zifiri karanlıkta, gözleriniz siyah bantla kapalı geziyorsunuz, eserleri görmüyor ama ellerinizle dokunarak ne olduklarını anlamaya çalışıyorsunuz.
‘İntikam’ dizisindeki Hakan’ın Balat’taki evindeyim. Yağmur’un sık sık çaldığı kapının tam karşısında yeni bir kapı açılıyor, önceki gün orada olan herkes için. ‘Dokun Bana’ sergisi zifiri karanlık bir salonda.
Alıştığımız sergilerden çok farklı, burada bütün eserlere dokunmak serbest.
Önce gözlerime siyah bir bant takıyorum, sonra görme engelli bir gönüllü gelip elimden tutuyor, adım adım sergiyi bana gezdiriyor. Etrafa çarpmamam için uyarılarda bulunuyor. Her sanatçının işini dokunarak anlamam için elleriyle ellerimi tutup yönlendiriyor. İtiraf etmeliyim, bu karanlıkta
dokunarak çoğu zaman bir şey anlamıyorum.
En çok Recep Baydemir’in ‘Yol Ayrımı’ adlı fotoğraflarından etkileniyorum. Metro istasyonunda görme engellilere ayrılan yolu fotoğraflamış ve üstünde değişik tekniklerle oynamış.
“Çoğu kişi ilk bakışta bunun ne olduğunu anlamıyor ama görme engelliler dokundukları anda ne olduğunu anlıyorlar” diyor. Gerçekten de öyle oluyor.
Karanlıkta önümü göremeden ilerlerken kulak misafiri oluyorum, “Hiçbir şey görmüyorum, düşmek üzereyim” diyor sergiyi gezen biri. Ona eşlik eden görme engelli gönüllüyse cevabı veriyor, “Biz hep öyleyiz.” Karşılıklı gözler doluyor.
İlk defa hayır işi bir projede herkes birbirini bu kadar iyi anlıyor. Yardım etmek isteyenler, kendilerini yardım etmek istediklerinin yerine koyabiliyor.
İşte bu anlamlı projeyi Berrin Yoleri, Altı Nokta Körler Vakfı için yaptı. Tam 17 sanatçı işlerini Günseli Toker’in küratörlüğünü yaptığı sergi için bağışladı. Seramik sanatçısı Cahide Erel, Balat’taki galerisini bu özel gün için vakfa açtı. ‘İntikam’ dizisinin Hakan’ı Engin Hepileri, Berrin Yoleri’yle birlikte bu anlamlı güne ev sahipliği yaptı. Saatlerce kimseyi kırmadan fotoğraf çektirdi, sohbet etti. Berrin Yoleri’ye başka yardım projelerinde de memnuniyetle yer alacağını söyledi. Atıl Kutoğlu, Altı Nokta Körler Vakfı için özel tişörtler tasarladı. Tişörtlerin ve sergide yer alan işlerin satışından elde edilecek gelir de vakfa bağışlandı.
Gençler de projeye destek verdi. Berrin-Ahmet Yoleri’nin oğlu Mert de projede yer aldı. Caroline-Mustafa Koç’un kızı Esra da serginin açılışında misafirleri fotoğrafladı; ileride fotoğrafçılık okumak
istediğini anlatırken de, fotoğraf çekerken de heyecanlıydı. Galerinin sahibi Cahide Erel’in işleri
büyük ilgi gördü. Üfleme camdan yapılan renkli balıkların yüzdüğü cam şişeleri de, tahta panolara yerleştirilmiş farklı renklerdeki seramik nazar boncuklarını da çok beğendim.
‘Dokun Bana’ sergisi 1 Haziran’a kadar Cahide Erel Galeri’de devam edecek. Sırf televizyonda Hakan’ın evi diye izlediğimiz bu şahane galeriyi gezmek için bile gidilir. Ayrıca bu sergiyi gözlerinizi siyah bantla kapatarak gezmek başlı başına anlamlı bir deneyim. Umarım bu sergi başka yerlere de taşınır ve daha çok kişiye ulaşır.