Marni’nin H&M’e hazırladığı koleksiyonu showroom’da inceledim. Cartier’nin 165 yıllık serüvenini anlattığı müthiş filmi ağzım açık izledim. Vogue Türkiye’nin Angelina Jolie kapağını anlata anlata bitiremedim
8 Mart’a gün sayıyoruz. Hayır, Dünya Kadınlar Günü için değil, moda ve alışverişle ilgili birçok kadını da erkeği de ilgilendiren bir koleksiyon için. Marni’nin H&M için hazırladığı koleksiyon 8 Mart’ta satışa çıkıyor. Şanslı davetlilerse 7 Mart’taki H&M ve Vogue partisinde Marni tasarımlarını kapışma fırsatı bulacak. Bu hafta bu özel koleksiyonu showroom’da görme fırsatım oldu. H&M’in diğer markalarla yaptığı işbirliklerini de takip eden biri olarak yine aynı şeyi düşündüm, modaevlerinin tasarımcıları H&M’e koleksiyon hazırlarken daha çok heyecanlanıyor ve ortaya çok iyi bir iş çıkarıyorlar. Ne de olsa, amaç daha çok kişiye ulaşmak. Koleksiyonda Marni desenlerinin yanı sıra düz renkler de var. En çarpıcı olansa aksesuarlar. Kolyeler, bilezikler, güneş gözlükleri, şapkalar gerçekten çok güzel. Fiyatlar 19.95 TL’den başlıyor. Peki ama nerede satılacak? İstinye Park, Marmara Forum ve Ankara Gordion AVM’de. Mağazalar her zamanki gibi 10.00’da açılacak, ama AVM’ler bu özel gün için kapılarını saat 08.00’de açıyor. Daha önce Lanvin ve Versace koleksiyonlarında olduğu gibi bu sefer de izdiham yaşanırsa şaşırmam.
Cartier‘nin serüveni
Dün itibarıyla televizyonlarda, Facebook’ta ve YouTube’da bir Cartier filmi dönmeye başladı. ‘L’Odyssee de Cartier’, Cartier’nin 165 yıllık serüvenini anlatıyor. Prag’da başlıyor, St. Petersburg, Pekin ve Hindistan’a uğruyor, Paris’e geliyor. Filmi, Cartier Türkiye ekibi ve Tuba Ünsal’la birlikte izledim.
Cartier’nin sembolü haline gelen panter, manken Shalom Harlow’la filmde başrolde. Bir bakıyorsunuz, Cartier Trinity yüzüklerin içinden atlıyor, bir bakıyorsunuz at arabasının tekerlekleri Cartier Love bilezikler oluyor. Görüntüler tek kelimeyle müthiş, tabii mücevherler de.
3.5 dakikalık film için tam 2 yıl 60 kişilik bir ekip çalışmış. Nasıl bir emek sarfedildiği, nasıl bir bütçe ayrıldığı, nasıl bir yaratıcılık ortaya konulduğuna bakınca bir markanın 165 yıl yaşamasının tesadüf ya da şans eseri olmadığını bir kez daha görüyorsunuz. Filmi bu gözle izlemenizi tavsiye ederim.
“Bizim ailenin başharfleri”
Her konuyu suyunu çıkarana kadar didikliyoruz. Şimdi de TL’nin yeni simgesi bu huyumuzdan nasibini aldı. Çeşitli benzetmeler yapılıyor, acımasızca eleştiriliyor. Bu arada tasarımı yapan Tülay Lale çıkıp “Bizim ailenin başharfleri” gibi gereksiz açıklamalar yapıyor, herkese malzeme veriyor. Bunun üzerine Twitter kaynıyor, “Lisede geçirdiği boş dersler, karalamalar işe yaramış” vs. diye. Konu sakız gibi uzuyor, dağıldıkça dağılıyor. Yazık oluyor.
Tebrikler Vogue!
Yıllarca lisanslı dergilerin yabancı kapakları alıp kendi prodüksiyonlarıymış gibi kullanmasına alıştık. Şimdi kendi prodüksiyonlarını yaptıklarında nasılsa bir yerden almışlardır diye hiç önemsemiyoruz. Oysa Vogue’nun 2’nci yaşı şerefine kapak yaptığı Angelina Jolie, Mert Alaş ve Marcus Piggott’a Vogue Türkiye için poz verdi. Yer gök Angelina Jolie ve sağ bacağı diye inlerken Vogue Türkiye aktrisi kapak yapıyor, hâlâ “Amerikan Vogue’dan almışlardır” diye konuşanlar var. Evet, alışmış kudurmuştan beterdir, ama artık daha iyiye de alışma zamanı gelmedi mi?