Cenazede yine sınıfta kaldık

Müslüm Gürses’e daha saygılı bir veda yakışmaz mıydı? Konserde jilet atmakla cenazede taşkınlık yapmak bir olabilir mi?

Teşvikiye Teşvikiye olalı böyle cenaze görmedi. Müslüm Gürses’in ne çok seveni varmış böyle. Eski hayranlarından onu geç keşfedenlere herkes bir araya geldi. Cenaze kalabalığının gürültüsünden camlar sarsıldı, Teşvikiye’deki görkemli cenazelere alışık olan mahalleli bile beline kadar camdan sarkıp kalabalığı merakla izledi.
Teşvikiye’nin alışık olduğu bir cenaze değildi. Sanki cenazede değil de, kokteylde gibi siyah gözlüklerin arkasında görünmediğini düşünüp bol bol fiskos yapıp kahkahalar patlatanlar neyse ki yoktu. Ama bu sefer de başka saygısızlar vardı. Her cenazede esas önemli olan saygılı olmak değil mi aslında?
Müslüm Gürses’e yakışan bir veda olmadı. Konserde jilet atmak başka, cenazede taşkınlık yapmak başka. Bırakın Müslüm Gürses’i, kimseye böyle keşmekeş içinde bir veda yakışmazdı. En azından ölümde daha saygılı olunamaz mıydı?

Bir yankesiciler eksikti!
Müslüm Gürses’in seçme şansı olsa Teşvikiye’yi seçer miydi, hiç sanmıyorum. Eşi Muhterem Nur’dan Sezen Aksu gibi dostlarına herkes caminin civarındaki kafelerde toplandı. Çünkü cami avlusuna girmek mümkün değildi. Girenler de ezilme tehlikesi yaşıyordu.
Naaşı taşımak için birbirini ezenlerden tutun cep telefonuyla fotoğraf çekmek için kendini oradan oraya atanlara... Cenazeyi slogan atma yeri olarak görenden tutun bu fırsat bu fırsat deyip yankesicilik yapanlara... Cenaze namazında hocanın ‘Allah rızası için’ diye kalabalığı susturmaya çalışmasından cenaze arabasının tepesine çıkanlara... Kabristanda toprak atmak için birbirini itenlerden ağacın üzerine çıkıp telefonla bu anı ölümsüzleştirenlere... Korkunç bir manzara vardı.

10 TL’ye atkı modası
Gördük ki, bir cenazede daha hep birlikte sınıfta kaldık. Bunlar yetmezmiş gibi şimdi bir de cenazelere özgü bir ticaret kolu çıktı ortaya. 10 TL’ye Müslüm Gürses atkıları satıldı. Böyle acı bir anda bile onun şöhretinden faydalananlar, bunu paraya çevirenler oldu. Tıpkı Mehmet Ali Birand’ın cenazesinde olduğu gibi. Zaten bu atkı modası da Birand’ın cenazesinde başladı. Bundan sonra da devam edecek gibi görünüyor. Yakında cenazede dağıtılan fotoğraflar da paralı olursa şaşırmamalı.
Böyle bir kargaşa içinde bir yandan yakınları acılarını yaşamaya, sevdikleriyle vedalaşmaya çalışıyor, bir yandan kuru kalabalık buna izin vermiyor. Tamam, bu kalabalık çok sevildiğini de gösteriyor. Ama çok sevdiğimiz birine ve onun geride bıraktıklarına saygı da duymamız gerekmiyor mu? Ne zaman öğreneceğiz cenaze adabını? Yoksa hâlâ Belediye’den ve Çevik Kuvvet’ten mi medet umacağız cenazede düzen sağlaması için?