Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ÇOCUKLARI EN MUTLU EDEN YER



Cumartesi günü yine kıştan eser yoktu. Biz de kendimizi Polonezköy’e attık. Amaç mangal yapmak değil. Daha önemli bir görevimiz var. Dört buçuk yaşındaki Sinan ve üç yaşındaki Kaan kitaplarda resmedilen hayvanları görmek istiyor. Malum, yeni nesil iPhone’daki oyunlardan tanıyor hayvanları. Onlar için teknolojiye ulaşması ne kadar kolaysa, hayvanlar da o kadar ulaşılmaz. Uzun bir araştırma sonucu önce Darıca Hayvanat Bahçesi’ni ziyaret ettiler. Ama Darıca onları kesmedi. Üstelik daha çok küçük olmalarına rağmen hayvanat bahçesine karşılar. Onların asıl isteği hayvanları doğal ortamlarında görmek. Buna en yakın olabilecek şey de bir çiftliğe gitmek. Çocuk deyip geçmeyin. Bu kadar da bilinçliler işte.

Piknik Park’ta büyüleniyorlar
“Polonezköy Country Club’da bir hayvan çiftliği var. Adı Piknik Park. Oraya gidelim” denildiğinde itiraf etmeliyim ki hiç hevesli değildim. Önce, "Birkaç hayvan görmek için o kadar yol gidilir mi?" dedim. Sonra da "Çocuklar en çok yılan görmek istiyorlar. Polonezköy’deki çiflikte yılan ne arar?" dedim. Hem bu çocukların hayvan bilgisi beni aşıyor, köpekbalıklarının ve balinaların bile her türünü biliyorlar. Polonezköy’deki küçük çiftlik onları keser mi hiç?
Polonezköy uzak değil. Evden çıktık, yarım saat sonra oradaydık. Kapıda yetişkinler için 10 TL, çocuklar için 7 TL ödeyip içeri girdik. Baş köşede kangurular, midilliler, karacalar, geyikler, lamalar, koyunlar, keçiler, develer, kirpiler... İnekler, tavus kuşları, hindiler, pony’ler, tavşanlar ise ortada koşturuyor. Pelikanlar taşların üstüne tünemiş. Kendi alanına hapsedilmiş tek hayvansa bizimkilerin favorisi kocaman bir piton yılanı. Somon rengi yılan daha önce hiç görmemiştim.
Çocuklar çimenlerde hayvanların peşinde koşuyor. Bir yandan hindileri kovalıyor, bir yandan St. Bernard besliyorlar. İnanılmaz mutlular. Hayvanlar da hiç itiraz etmeden kendilerini sevdiriyor. Uyarmadı demeyin. Büyükler için yorucu bir gün olacağı kesin. Ağır spor yapmış gibi hissediyorsunuz kendinizi eve geldiğinizde. Neyse ki onlar koştururken ortada 'kendin pişir kendin ye' yapabileceğiniz mangallı masalar var. İşte biz o masada otururken Kaan tavuskuşunun kuyruğuna yapışmak üzereydi. Zor tuttuk. Günün sonunda çocukları çiftlikten çıkarmak da çok kolay olmadı. Ama bütün bu yorgunluğa gerçekten değdi.
Tel: 0216 432 30 55


Tam 3 gün kaldı!
Yoksa siz hala biletinizi almadınız mı? ÇEV’in Berklee College of Music’te okuyan burslu Türk öğrenciler yararına düzenlediği Sezen Aksu ve Burak Kut konseri 3 Aralık’ta Lütfi Kırdar’da. Biletler Biletix’te.


Semtler tartışması büyüyor
Cumartesi günkü yazıdan sonra posta kutum doldu. Bebek ve Asmalımescit-Tünel bölgeleri hakkında herkesin söyleyeceği bir şey var. Bir okur “Etilerli olarak Beyoğlu’na da gidiyorum ve çok seviyorum. Benim yüzünden de bozulduğunu zannetmiyorum. Bence kötü yerler daha çok bozuyor orayı. İstiklal’e paralel bir yerlere gitmeyi deneyin bakalım, nelerle karşılaşırsınız?” diyor. Başka bir okur “Başarısını çekemeyenler Bebek’i bozdu bahanesiyle Lucca’yla uğraşıyorlar” diyor.

Haberin Devamı

Gügü’nün itirazı var!
Tam bu mailleri okurken gece hayatının önemli isimlerinden Gügü (Gülsün Sami) aradı. Gügü uzun yıllardır Asmalımescitli. Burada yaşıyor, burada çalışıyor. Çevredeki en güzel mekanlardan Şimdi’yi işletiyor. "Asmalımescit’te de Bebek’te olduğu gibi yaşayanlar var. Asmalımescit sokaklarındaki kalabalık bir panik anında çok üzücü şeylere neden olabilir. Yangın çıksa kalabalıktan itfaiye giremez, biri kalp krizi geçirse ambulans gelemez. Kesinlikle önlem almak lazım" diyor Gügü. Bunun için de Asmalımescitliler’in planları var. "Peki Public, 11.11 gibi yerler de sizi etkiledi mi?" diye soruyorum. "Yok, onların kalabalığı farklı. Ana caddedeler, müşterileri taksiyle geliyor gidiyor, bizi rahatsız etmiyor" diyor. Herkes kendi yaşadığı bölgedeki sorunları görüyor. Belki bir de sık sık gittiği yerlerdekileri... Bebek ve Asmalımescit gibi daha göz önünde olan bölgeler hakkında yazılıp çiziliyor. Oysa durum daha vahim. Dün Bebekliler Derneği Üyesi Prof. Dr. Sibel Tanberk özetlemiş durumu, "Bebek’in sorunları Türkiye’nin dışında bir sorun değil. Burada değişim oldu ama gelişme olmadı" diyor.