Yoksa siz hâlâ Contemporary İstanbul’u gezmediniz mi? Bu hafta sonu, bütün programlarınızı iptal edin ve kendinizi bir an önce Contemporary İstanbul’a atın
Geçen ay Fransa’da gerçekleşen Women’s Forum’da Cartier’nin CEO’su Bernard Fornas’la tanışma fırsatım oldu. Fornas, “Kasım’da İstanbul’dayım” dediğinde Türkiye’de butiği olan bir lüks markanın yöneticisinin iş için İstanbul’a gelmesine şaşırmadım tabii. Ama hemen arkasından “Çağdaş sanat fuarı için geleceğim, iş için değil” deyince işte o zaman Contemporary İstanbul’u kendim düzenliyor kadar mutlu oldum, gururlandım.
Leyla Alaton etkisi
Fornas’ın kararında Contemporary İstanbul’un danışma kurulu üyesi ve Women’s Forum’da Cartier girişimcilik ödülleri jüri üyesi Leyla Alaton’un etkisi çok. Bernard Fornas, bu yıl sonu itibarıyla Cartier’nin CEO’luğunu Van Cleef&Arpels’in CEO’su Stanislas de Quercize’e devrediyor ve kendisi bundan sonra dünyanın en lüks saat ve mücevher markalarını aynı çatı altında toplayan Richemont Group’un CEO’su olarak devam edecek.
Yabancı ziyaretçiler önemli
Contemporary İstanbul’un kurucusu Ali Güreli’yle konuştuğumda Bernard Fornas ve fuara daha gelecek birçok yabancı isim için heyecanlıydı. Her ne kadar biz fuarı Cem Yılmaz’ın gezmesini önemsiyorsak da asıl önemli olan fuara gelen yabancı isimler. Cem Yılmaz ya da başka Türk koleksiyonerler zaten Türk sanatçılarla birebir tanışma, hatta onları stüdyolarında ziyaret edip eserleri doğrudan sanatçıdan alma şansına da sahip. Ancak Türk çağdaş sanatının dünyaya duyurulabilmesi için yabancı koleksiyonerlerin ve galeri sahiplerinin İstanbul’daki fuara gelmesi şart.
Contemporary İstanbul’un önemli yabancı katılımcılarından biri, Philips de Pury Müzayede Evi’nin kurucusu Simon de Pury, diğeri de New York’taki meşhur Malborough Galerin’in sahibi Pierre Levai. Contemporary İstanbul’un en sevdiğim bölümü, ‘CI Dialogues’da ‘Kurumlar, ekonomi ve sanat’ başlıklı paneli izledim. Konuşmacılar Simon de Pury, Pierre Levai, Contemporary İstanbul Genel Koordinatörü Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman ve Akbank Private Banking Genel Müdür Yardımcısı Saltık Galatalı’ydı.
Sanatta neye yatırım yapmalı?
Konu sanata yatırımdan açılınca, Pierre Levai de, Simon de Pury de bir konuda hemfikirdi. “Klasiklere değil, çağdaş sanata yatırım yapmak daha doğru” dediler. Nedeni basit, eski eserlere ulaşmak artık mümkün değil. Çoğu ya müzelerde sergileniyor ya da satışa çıkan bile o kadar yüksek rakamlara satılıyor ki, bu bütçeleri ancak büyük müzeler karşılayabiliyor. “Çok iyi bir çağdaş sanat koleksiyonunu 20-30 yılda yapabilirsiniz. Geleceğe yönelik bir yatırım bu, bir süre sonra bu eserler de bulunamayacak, çünkü ciddi talep artışı var” diye eklediler.
Simon de Pury’ye göre, sanata yatırım yapmak isteyenler fuarları takip etmeli. İşte çağdaş sanat fuarımız Contemporary İstanbul da yabancıların takip ettiği sanat fuarlarından biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Daha fuar halka açılmadan, ön izlemede bile 10 bin kişi tarafından ziyaret edildi. Fuara her yıl daha da artan bir ilgi var. Bu hafta sonu ne yapıp edin ve Contemporary İstanbul’u gezin. Çok beğeneceğiniz şeyler de olacak, hiç beğenmeyeceğiniz şeyler de... Ama ne olursa olsun, ufkunuzun açılacağı kesin.
Küçük bir tavsiye, üst katta çok oyalanıp da enerjinizi bitirmeyin. Alt kattaki galerilerde daha ilginç işler var.
Yarınki konumuz, sanat koleksiyonerliği ve Türk sanatçıların işlerini ne zaman yurt dışında görebileceğimiz...