Günün olayı, Fenerbahçe-Galatasaray derbisi. TURYİD Başkanı Kaya Demirer, maçın cumartesi akşamı oynanmasına itiraz ederek kadınların duygularına da tercüman oldu
Bugün yer yerinden oynasa yine de gündem değişmez. Herkes aynı saate odaklanmış durumda. Malum Fenerbahçe-Galatasaray derbisiyle şampiyon belli olacak. Fenerbahçe’nin geçirdiği zor bir yıldan sonra bu aşamaya gelmesi bile büyük başarı. Bir Fenerbahçeli olarak gurur duyuyorum.
Dün TURYİD’den derbiyle ilgili bir basın açıklaması gelince şaşırdım, okuyunca güldüm. Önce TURYİD nedir, anlatayım. Turizm Restoran Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği. TURYİD Başkanı Kaya Demirer, “Fenerbahçe-Galatasaray derbisinin pazar gününe alınmasını istiyoruz” demiş. Gerekçesi de sektörün zarar görmesi. “Sektörümüzün hafta sonu bir gecelik cirosu ortalama 40 milyon dolar. Derbi maçı cumartesi günü oynanırsa yüzde 60-70 ciro kaybı yaşayacağız. Sektörümüzde yaşanacak bu kayıpları göz önünde bulundurarak Fenerbahçe-Galatasaray maçının pazar gününe ertelenmesini talep ediyoruz. İleriki dönemlerde de milyonları ekran başına kilitleyen böyle önemli derbi maçlarında, fikstür belirlenirken bu konunun dikkate alınması sektörümüz adına büyük önem taşımaktadır”’ diyor.
Tabii ki geç kalmış bir istek, gerçekleşmesi mümkün değil. Ama lig süresince cumartesi akşamları için çoğu kadının duygularına tercüman olduğunu kabul etmeliyiz. Eskiden maçlar pazar oynanırdı, pazar günü zaten yapacak çok fazla şey de olmazdı. Şimdi cuma ve cumartesi de oynanan maçlar yüzünden kadınlar isyan ediyor. Neyse ki TURYİD de arkamızdaymış!
10 MAYIS’TA NELER OLDU?
* Montblanc’dan Grace Kelly Koleksiyonu: 10 Mayıs yoğun bir gündü. Sabah Montblanc’da Özlem Güsar’dan Grace Kelly’ye ithaf edilen koleksiyonu dinledim. Montblanc Monako Prensesi Grace Koleksiyonu’nun tanıtımı için davetiyeleri gül yapraklarıyla süslü bir gümüş tepsi içinde yollamıştı. Markalar artık kişiye özel hissi vermek için her yolu deniyor.
Koleksiyona gelince, Grace Kelly gibi zarif, sade ve şık. Mücevherler, saatler ve kalemler dikkat çekiyor. Davetlileri en çok etkileyense Kelly adının çanta ve mücevherin yanı sıra aniden açan güneşe bile verilmesi oldu.
* Tepebaşı-Karaköy hattı: Akşamüstü galerilerde açılışlar vardı. Galerist’te Erwin Wurm, Riff Art Projects’te ‘Zamanı Zamana Bırak: Kimlikler’ başlıklı karma sergi ve Egeran’da Mel Bochner sergileri açıldı.
* Egeran Galeri’nin açılışı: Karaköy’de yeni açılan Egeran Galeri’yi tanıtalım. Suzanne Egeran’ı Galeri Mana’dan tanıyor olabilirsiniz, şimdi ayrıldı kendi yerini açtı. Suzanne Egeran yurt dışında Lehmann Maupin ve White Cube gibi önemli galerilerde çalışmış sonra Türkiye’deki çağdaş sanat potansiyelini görüp İstanbul’a yerleşmiş. “Uluslararası çağdaş sanat bilgimi paylaşmak ve Türk sanat camiası ve uluslararası müze ve koleksiyonerler arasında bir diyalog yaratmak istiyorum. Genç sanatçıların müze kalitesinde eserlerini sergileyerek Türk çağdaş sanat piyasasına katkıda bulunmak istiyorum” diyor.
Egeran’ın açılışı bir sokak partisi gibiydi. Tantuni ikramı bile vardı. Sergi açılışından sonraki parti de çok ses getirdi. Ayrıca galerinin bir de kafesi var. La Petite Maison’un şefi Izu Ani ve Burcu Eralp imzalı bir mönüsü olduğunu da hatırlatalım.
* Cartier’nin ‘Tank Anglaise’ lansmanı: Gecenin diğer bir heyecanlı davetiyse İngiliz Konsolosluğu’ndaki Cartier davetiydi. Cartier’nin yeni saat koleksiyonu ‘Tank Anglaise’ şerefine İngiliz Konsolosluğu Cartierlerle süslenmişti. Konsolosluk davetlerinde giriş çıkış, kimlik kontrolleri, kapıların açılması kapanması ne kadar zor olsa da içeri girince başka bir dünya ve güzellik karşınıza çıkıyor.
Cartier’nin sergisi de, saatleri de müthişti. Tank Anglais saatler bana Tank Francaise ve Ballon Bleu saatlerin bir araya gelmiş hali gibi göründü. Şu anda sadece beyaz, sarı ve pembe altın modelleri var. Çelik modellerinin çıkıp çıkmayacağı henüz belli değil. Cartier sergisinde vintage saatler ve eski fotoğraflar vardı. Özellikle Muhammed Ali’nin Cartier saatiyle verdiği çıplak poz görülmeye değer.
Günün özeti: Günün sonunda en çok, davet kuşlarına saygı duydum. Davetten davete koşmak, üşenmeden her yere göre kıyafet değiştirmek kesinlikle herkesin yapabileceği bir şey değil.