The Fat Duck, dünyanın en iyi gurme restoranlarından biri. En azından çok yakın bir zamana kadar öyleydi. El Bulli’den sonra dünyanın en iyi ikinci restoranı seçilmişti. Hatta “Dünya üzerinde yemek yenecek en iyi yer” seçilmişliği de var. İngiltere’nin 3 Michelin yıldızlı üç restoranından biri. Burada yemek yiyebilmek için aylar öncesinden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Degüstasyon mönüsünün fiyatı kişi başı 130 Sterlin (yaklaşık 325 TL).
The Fat Duck gurmeler için çok önemliydi. Derken bir şey oldu ve tam 400 kişi The Fat Duck’ta zehirlendiğini açıkladı. Gıda zehirlenmesi mi, sabotaj mı diye uzun uzun tartışıldı. Peki ama böyle bir durumda ne yapılır?
Restoranın sahibi şef Heston Blumenthal 40 kişinin zehirlendiği haberini alır almaz kendi isteğiyle restoranını geçici bir süreyle de olsa kapattı. 500’den fazla rezervasyonu kendi isteğiyle iptal etti. Mönüdeki her yemeğe ve hatta tüm çalışanlara test yapılmasını sağladı. Zehirlenenlerin hepsini tek tek arayıp özür diledi. Gerekli testler yapıldıktan ve sorun ortadan kaldırıldıktan sonra hepsini tekrar The Fat Duck’a davet etmek istediğini ve onlara sürprizleri olacağını açıkladı. En önemlisi de çok üzgün olduğunu, geceleri uykusunun kaçtığını açık açık anlattı.
Şimdilik The Fat Duck’ın akibeti belirsiz. Ama olanların üstünü kapatmaya çalışmadan, herkesle açık açık konuşarak ve de özür dileyerek bu krizi atlatmaya çalışıyor. Zaten böyle hassas davranmayanlar da anında bitiyor.
Bizim işgüzarlar
Tuğçe Kazaz’ın iç çamaşır defilesinde giydiği hemşire kostümü Türk Sağlık Sendikası’nı kızdırmış. Başkan Önder Kahveci hemşire kıyafetini iç çamaşır defilesinde kullanmanın hastalıklı bir ruh hali olduğunu söylemiş.
Bu kadar alınganlığa ne gerek var? Ortada bir saygısızlık yok ki. Biraz fantezi olsun istemişler, uzatmaya gerek yok.
Dünyada yer yerinden oynuyor. Bizde ise bir öğrenci sarı saçlı olduğu için okuldan atılıyor. Hem de tam üç defa. Okul yönetmelikleri hangi devirde kaldı? Saçı boyalı diye kim kimi okuldan atabiliyor? Üstüne üstlük Merve’nin saçı da boya değil. Sırf doğal sarışın olduğunu kanıtlamak için bir de doktor raporu gerekiyor. Dünyada neler neler oluyor? Bizim işgüzarlar nelerle uğraşıyor? Anlamak mümkün değil.
TÜBİTAK kadar önemli bir kurum Bilim Teknik’e Darwin sansürü uyguluyor, tam da UNESCO 2009’u Darwin yılı ilan etmişken. Devlet Bakanı Mehmet Aydın, “Darwin bilime ne kadar yanlış da yapsa, sansür işimiz değil. Adam ölmüş gitmiş” diyor. Tekrar altını çizeyim, bunu söyleyen herhangi biri değil, devlet bakanı...
Kadın ve çamaşır makinesi
Kadının özgürleşmesine çamaşır makinesi mi yol açtı? Birkaç gündür bu tartışılıyor. Vatikan’ın resmi yayın organı L’osservatore’de, Lucetta Scraffia imzasıyla yayımlanan yazıda “Batılıların 20. yüzyılda kadını özgürleştirmek için yaptıkları en önemli icat çamaşır makinesi” denmiş. Buna bir yorum bile yapmaya gerek duymadan sizi Aysun Kayacı’nın şahane yorumuyla baş başa bırakıyorum.
“Bu konuda şöyle bir örnek vermek istiyorum. İngiliz yazar Virginia Woolf’e göre özgürlük kendine ait bir odadır. Yani kadınların özgürlüğü rahat çalışabilmeleridir. Çalışarak özgürlüğümü yaşıyorum. O zaman da tüm icatları özgürlüğüme yansıtabiliyorum.”
Nasıl bir bağlama ama?
Hafta sonu için 3 öneri
* Londra’nın en havalı İtalyan restoranlarından L’anima’nın şefi Francesco Mazzei ayağımıza geliyor. Yarından itibaren tam 10 gün boyunca Kanlıca’daki A’jia’da yemeklerini tadabileceğiz.
* Akaretler’deki W’da çarşamba partilerinden sonra şimdi de cuma ve cumartesi partileri başladı. Bu partilerde Cüneyt Kurt çalıyor. Daha şimdiden çok konuşuluyor.
* Lucca’da bu cumartesi akşamı ‘Destination by Wings: Paris’ partisi var. Bu partinin şerefine Fransa’dan DJ Malik Alary geliyor. Şef Willy Moya da hünerlerini döktürüyor. Küçük yemekleri çok lezzetli. Kaçırmayın!